Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Babacan AB’yi ikna edemiyor

‘Başmüzakerecimiz’ Devlet Bakanı Ali Babacan’ın, AB perspektifine bağlılığı konusunda Brüksel’i ikna etmekte zorlandığı biliniyor. AB konusuyla ilgili olan Türk diplomatların da bu konuda kuşkuları olduğu görülüyor. Babacan’ın son Brüksel temasları ise bu açıdan fazla güven telkin etmedi.

AB kaynakları, kendisini Brüksel’de daha fazla görmek istediklerini sık sık duyuruyorlar. Babacan ise “ziyaretlerin gerektiği kadar, gerektiği zamanlarda yapıldığını”, siyasi konuların ise Dışişleri Bakanlığı tarafından yürütüldüğünü belirtiyor.

Bu sözleri, Babacan’ın kendisini bir “siyasi müzakereci”den çok, “teknik bir müzakereci” olarak gördüğünü ortaya koyuyor. Oysa, “başmüzakereci” aranırken, konunun erbabı -Avrupa’daki örneklere de bakarak-, bunun, AB ile ilgili konulara bir bütün olarak bakabilen ve siyasi şahsiyeti olan bir kişi olması gerektiğini defalarca belirtmişti.

Babacan’ın ise sadece ekonomik ve AB müktesebatına ilişkin meselelerle ilgilendiğini, diğer konularla ilgili olmadığını kendi sözlerinden anlıyoruz. Daha da vahimi, “ilgili” olduğunu belirttiği “müktesebat”a ilişkin konularda da olumsuz sinyaller vermekten çekinmiyor.

Meydan okuma olarak algılandı

Örneğin, TCK’nın 301’inci maddesinin değiştirilmesi konusundaki sözleri Brüksel’de bir “meydan okuma” olarak algılandı. Zira, “301’in değiştirilmesinin gündemde olmadığını” AB’deki muhataplarına net bir şekilde iletti.

Ancak, bu madde, gerçekleştirilen reformların ruhuna uyma konusunu sınayan kilit bir faktör haline gelmiş durumda. Üstelik, sadece Avrupa açısından değil, Türkiye’deki aydın kesim açısından da.

Zira, “fikir özgürlüğü”, Kopenhag Kriterleri’nin temel ilkelerinden biri. Oysa, “reformların ruhuna uymayı” bir yana bırakın, 301’in uygulanış biçimi, Türkiye’nin ileri değil, geriye doğru gittiğini gösteriyor.

Bilindiği gibi bu madde, “Türklüğü, cumhuriyeti, devletin kurum ve organlarını aşağılamayı” suç sayıyor ve buna ceza öngörüyor. Bu tür bir maddeyi Avrupa’da da görmek isteyen milliyetçi kesimler tabii ki var. Ancak, benzeri bir madde hiçbir AB ülkesinde yok.

‘Gerekeni yapmayacağız’ diyor

“Monsieur R” adlı Fransız Hip Hop şarkıcısının, geçen yıl çıkan bir müzik klibinde Fransa’yı fahişe olarak gösterip, “Napolyon ve De Gaulle’ün üzerine işerim” ifadesini kullanması muhafazakâr Fransızları ayağa kaldırmıştı.

Fakat, iktidar partisine mensup bir milletvekilinin kendisini yargılatma girişimi sonuç vermemişti. Tutucu Fransızlar arasında nefret uyandırmasına rağmen mahkeme davayı reddetmişti.

Türklerin bu konulardaki duyarlılığını biliyoruz. Ancak, bu konuları yasalar yoluyla halletmeye çalışmanın ülkenin imajı açısından yarardan çok zarar getirdiği, itibarımızı koruyacağına ters etki yarattığı da ortada. Bu nedenle, zor da olsa, AB yolunda bir hoşgörü kültürünün mutlaka oluşturulması gerekiyor. AB konusunda ciddi ise, hükümetin de bu açıdan yapması gerekenler ortada.

Oysa, “Başmüzakerecimiz”, meselenin özüne dokunan bir konuda, “Gerekeni yapmayacağız” diyor. Ardından da, AB’ye bağlılık konusunda niçin ikna edici olmadığını merak ediyor.

Milliyet, 11.9.2006

Semih İDİZ

12.09.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Babacan AB’yi ikna edemiyor

  11 Eylül, 12 Eylül...

  Anlamak için kanseri beklememiz mi gerekiyor?

  İsmailağa’da cinayet

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004