Merkezi Brüksel’de bulunan düşünce kuruluşlarından Friends of Europe (Avrupa’nın Dostları), Türkiye’nin AB yolculuğunda limanların açılması gibi Kıbrıs kaynaklı engelleri dikkate alarak, sonbaharda karşılaşılması muhtemel 4 senaryoyu belirledi.
Düşünce kuruluşu analistlerinden Kristy Hughes tarafından Brüksel, Londra, Ankara, İstanbul ve Kıbrıs Rum kesiminde önemli isimlerle görüşülerek hazırlanan raporda, fiili müzakerelere başlanmasından bir yıl sonra Türk ve AB tarafının ‘’birbirleriyle kavgalı duruma düştüğü’’ anlatılıyor. Limanlar sorunu nedeniyle sonbaharda Türkiye’nin AB yolculuğunda önemli gelişmelerin yaşanabileceğine dikkat çekilen raporda, “tren yolculuğu” benzetmesiyle muhtemel 4 senaryo olarak ‘’tam istim üzerinde ilerleme”, “raydan hafifçe çıkma”, “peron değiştirme” ve “büyük tren kazası’’ sayılıyor.
Türkiye’nin Ek Protokol uyarınca limanlarını ve havaalanlarını Kıbrıs Rum kesimine açmak için AB’nin daha önce taahhüt ettiği şekilde KKTC’ye uygulanan izolasyonları kaldırmasını istediği anlatılan raporda, AB’nin ise her iki konunun arasında bağlantı olmadığında ısrar ettiğine işaret ediliyor. Friends of Europe, AB-Türkiye ilişkilerinde diğer olumsuz faktörleri, ‘’Türk tarafının AB’nin nihai üyelik amacına bağlılığı konusunda şüphelerini artırması, AB tarafının ise Türkiye’deki reformların yavaşlamasından endişeye kapılması ve anayasa çıkmazı nedeniyle genel anlamda genişleme konusunda şüpheler yaşaması’’ şeklinde sıralıyor. Raporda, AB’ye uyum reformları kapsamında Türkiye’nin acil olarak yapması gerekenler ise ifade özgürlüğünü kuvvetlendirecek yasal değişiklikler ve uygulamada karşılaşılan sorunların aşılması olarak gösteriliyor.
SENARYOLAR
Türkiye’nin en yetkili ağızlardan ifade ettiği şekilde Ek Protokol uyarınca sonbaharda limanlarını Kıbrıs Rum kesimine açmaması durumunda Gümrük Birliği ile bağlantılı 3 fasılda müzakerelerin ilerlemeyeceği ve verilecek tepki konusunda AB’nin bir karar almaya çalışacağı belirtilen raporda, uzlaşı sağlanamaması durumunda bile tek tek ülkelerin süreci bloke edebileceği görüşü dile getiriliyor. Raporda, bu durumda ortaya çıkması muhtemel senaryolar arasında sayılan ‘’Tam istim üzerinde ilerleme’’ için, AB’nin KKTC üzerindeki izolasyonların kaldırılması yönünde bir uzlaşı yakalaması ve limanlarını açma yükümlülüğü için Türkiye’ye hareket alanı sunması gerektiği kaydediliyor.‘’Hafifçe raydan çıkma’’ senaryosu, limanların açılmaması sebebiyle sadece Gümrük Birliğini doğrudan ilgilendiren birkaç fasılda müzakerelerin dondurulması şeklinde ifade ediliyor.
‘’Peron değiştirme’’ senaryosu, sürecin ciddi bir şekilde yavaşlaması, AB’nin konuyu yeniden ele alması ve Türkiye’ye yeni randevu vermek zorunda kalmasını içeriyor.Friends of Europe, müzakerelerin tamamen askıya alınması ya da tüm fasıllarda engellemeyle karşılaşılması halinde ‘’büyük tren kazası’’nın yaşanmasını kaçınılmaz buluyor.
İLİŞKİLER ZARAR GÖRÜRSE
BUNUN KİMSEYE FAYDASI OLMAZ
AB-Türkiye ilişkilerinin ciddi bir şekilde zarar görmesinin ya da tam bir kırılma yaşanmasının her iki taraftaki aşırı milliyetçiler dışında kimseye bir faydasının olmayacağı görüşünün dile getirildiği raporda, AB’nin Müslüman bir ülkeye sırtını döndüğü için küresel politikada zorlanacağı, güvenilirliğinin ciddi olarak darbe alacağı ve Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede zaten büyük tehdit altında olan istikrarın ciddi darbe alacağı uyarısında bulunuluyor. Friends of Europe raporunda, her iki tarafa şu uyarılar yapılıyor:
‘’AB ve Türkiye’nin, göz yaşlarıyla biten bir sonları olmayacaksa, iç siyasi dinamikleri, birbirlerine karşı taahhütleri ve bütün stratejik ilişkileri hakkında bazı ciddi sorularla yüzleşmesi gerekiyor. AB’den uzak konumlanmak Türkiye’nin çıkarına değilken, önümüzdeki yıllarda Türkiye ile kavgalı politikalar içinde olmak AB’nin çıkarına değildir.’’
|