“Hükümet yetkilileriyle askerî personel ve güvenlik personeline ayrıcalık yapılmadan yargı önünde herkese eşit muamele yapılması’’ istenen AB raporunda, Türk Ceza Kanununda “keyfî yorumlamaya uygun olduğu’’ hatırlatılan 216, 277, 288, 301, 305 ve 318. maddelerin değiştirilmesi çağrısında bulunuluyor.
Avrupa Parlamentosu (AP) Dışişleri Komisyonu, Hollandalı Hristiyan Demokrat üye Camiel Eurlings tarafından kaleme alınan Türkiye raporunu ve bu rapora verilen değişiklik önergelerini bugün akşam oylayacak. Rapor, Dışişleri Komisyonundaki oylamanın ardından, eylül ayı sonunda yine Strasbourg’da düzenlenecek genel kurul toplantılarında tartışılarak son kez oylamaya sunulacak. AP Dışişleri Komisyonunda Türkiye raporuna bugüne kadar parlamenterler ve siyasi gruplarca 349 değişiklik önergesi verildi.
Taslak raporda, Türkiye’den, reform süreci, özellikle ifade özgürlüğü, dini haklar ve azınlık hakları, sivil-asker ilişkileri, kadın hakları, sendikalar, kültürel haklar, yargının bağımsızlığı ve reformların uygulanmasının hızlandırılması isteniyor. Hükümetin hazırladığı 9. reform paketinin memnuniyetle karşılandığı ifade edilen raporda, yeni terörle mücadele yasasının temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı unsurlar içermemesi talep ediliyor. ‘’Hükümet yetkilileriyle askeri personel ve güvenlik personeline ayrıcalık yapılmadan yargı önünde herkese eşit muamele yapılması’’ istenen raporda, Türk Ceza Kanununda ‘’keyfi yorumlamaya uygun olduğu’’ öne sürülen 216, 277, 288, 301, 305 ve 318. maddelerin değiştirilmesi çağrısında bulunuluyor. Taslak raporda, terör örgütü PKK sert bir dille kınanırken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen yıl yaptığı ‘’cesaretlendirici açıklamanın ardından Türk hükümetinin Kürt sorununa demokratik çözüm araması’’ çağrısına yer veriliyor. AB yolunda yapılan reformları yansıtacak yeni bir anayasaya ihtiyaç olabileceği görüşüne yer verilen raporda, Danıştaya yapılan saldırı da şiddetle kınanıyor. Türkiye’nin limanlarını Rum gemilerine açması da talep edilen raporda, ‘’Kıbrıs (Rum kesimi) dahil tüm AB üyelerinin tanınması, müzakere sürecinin zorunlu parçasıdır’’ deniliyor.
|