Lübnan’a yönelik kıyımda Türkiye’nin hiç mi rolü yok? Uluslararası iradenin İsrail’in önünü açmasıyla başlatılan ve bu ruhsatla devam ettirilen ABD-İsrail saldırılarına “İsrail’in en iyi ikinci dostu” Türkiye’nin katkısını konuşalım. Sorular soralım ve cevabını isteyelim.
Bütün dünyada infial uyandıran saldırılar Türkiye’de de yüksek sesle kınanırken Türk-İsrail askerî ortaklıkları neden sorgulanmıyor? Neden kimse ağzını açıp tek bir cümle söylemiyor? Türkiye’nin İsrail’e her türlü desteği vermeye devam ettiğine neden dikkat çekilmiyor? İç kamuoyuna yönelik mesajlarda İsrail eleştirilirken, askeri/güvenlik anlaşmalarından bir tanesi bile neden iptal edilmiyor?
1996’lardan bu yana devam eden süreç, savunma anlaşmaları, milyarlarca dolarlık ihaleler, istihbarat anlaşmaları, gizli operasyonlar, ortak tatbikatlar, oluşturulan eksen çerçevesinde uygulanan 28 Şubat projesi neden bir kez daha masaya yatırılmıyor? İsrail lobisine ve onların kontrolündeki dar bir kadroya teslim edilen bu ülkenin iç güvenliği ve dış politikasının Türkiye’yi nelere sürükleyeceğine dair neden bir sorgulama başlatılmıyor?
İki ülke arasındaki ortak füze kalkanı projesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya yerleştirilmesi yerleştirilen füze sistemleri, füzelerin İran ve Suriye’ye karşı konuşlanması, Arrov füzelerinin ortak üretimi, “Green Pine” (Yeşil Çam) radar sistemi, tanksavar füzeleri, insansız uçaklar, Türk F-16’ları için havadan karaya Popeye füzelerinin satışı, Türk M-60 tankları için modernizasyon paketleri, sınırlarda kurulan İsrail elektronik dinleme istasyonları ile ilgili kimse neden bir soru sormuyor.
Filistin’e, Lübnan’a, Suriye’ye ve İran’a saldırı için Türkiye hava sahasında uzun menzilli uçuşlara hazırlanan İsrail savaş uçakları şimdi Lübnan’ı bombalıyor. Konya ovasında eğitilen İsrail pilotları şimdi Lübnan’da sivillere karşı korkunç bir kıyım gerçekleştiriyor. Türkiye’de savaşa hazırlanan uçaklardan geriye dönen ilk parti F-16’lar, aldıkları ilk görevde Filistinlileri bombalamadı mı? Şimdi aynı uçaklar sığınak delici bombalarla Lübnan’da apartmanları yerle bir etmiyor mu?
Konya ovasında yapılan, 20 bin kilometre kare alanda yüzlerce uçağın katılımıyla gerçekleştirilen nükleer saldırı tatbikatları bugünler için değil miydi? 1992 ve 1994 yıllarında yapılan bu nükleer saldırı tatbikatlarında ABD, İsrail ve NATO pilotlarının bu silahları nasıl kullanacağına dair verilen eğitim hangi ülkeyi, hangi bölgeyi hedef alıyordu? “Anadolu Kartalı” şimdi Lübnan’a bomba yağdırıyor. Doğu Akdeniz’de, Suriye açıklarında yapılan ABD-İsrail-Türkiye tatbikatları bu saldırılar için miydi?
Türk özel timleri İsrail’in Negev Çölü’nde ne arıyordu? İsrail askeri uzmanları Suriye-İran sınırlarında kimleri eğitiyordu? Bakü-Ceyhan’ı İsrail’e bağlamak için planlanan Ceyhan-Aşkelon-Eilat boru hattı için ne tür temizlikler yapılıyor? Lübnan saldırılarının bu projeyle hiç mi bağlantısı yok? İsrail Genelkurmay Başkanı Dan Halutz’un, İsrailli komandoların Bolu ve Hakkari’deki dağ komando birliklerinde eğitilmesi talebi ne aşamada? Bölgesel savaş için Irak, S. Arabistan ve Türk hava sahalarının üç seçenek olarak öne çıktığı, Türkiye hava sahası üzerinde yoğunlaşıldığı, İsrail uçaklarının yakıt ikmali için Türk hava sahasının düşünüldüğü, vurulan İsrail uçaklarının Türkiye’ye veya Kuzey Irak’a iniş yapacakları söylentileri ne kadar gerçekçi? ABD’den İsrail’e açılan askeri yardım koridorunun bir diğer ayağı Türkiye değil mi? Lübnan’a atılan bombalar ve füzelerin ne kadarı Türkiye’den gidiyor?
Bir soru daha: Bugünlerde Lübnan’da olduğu iddia edilen Türk özel harekat birimlerinin ne amaçla burada tutulduğunu, ne tür operasyonlara katıldığını açıklayacak birileri var mı?
Bu soruların cevabını kim verecek? Gelin; Türkiye-ABD-İsrail ve NATO arasındaki Yeni Ortadoğu Projesi’ne yönelik askeri anlaşmaları tartışalım, 1994 yalında yapılan anlaşmanın ayrıntılarını ele alalım. Türkiye’de bunları tartışacak kimse var mı? Türkiye kamuoyundaki infiale oynayanlar, bu soruların cevabını verebilirler mi? Evet, İsrail’in Lübnan’da yürüttüğü katliamlarda Türkiye’nin de rolü var! Türkiye de sorumlu! İsrail’e lanet okuyan bizler de sorumluyuz!
Yeni Şafak, 11 Ağustos 2006
|