AMERİKA’NIN Irak’ı işgal etmesi terörü kışkırttı... Böyle denildiği zaman Condoleezza Rice’ın sık sık tekrarladığı bir cevabı vardır:
- 11 Eylül’de İkiz Kuleler vurulurken biz Afganistan’ı, Irak’ı işgal mi etmiştik?!
Rice’ın gözden kaçırdığı veya görmek istemediği bir gerçek var: “11 Eylül”den önce Irak ve Afganistan’ı Amerika işgal etmemişti, ama İsrail Doğu Kudüs’ü, Batı Şeria’yı, Gazze’yi, Golan Tepeleri’ni işgal etmişti, işgal ettiği topraklarda halka kan kusturuyordu!
İsrail’in işgal ettiği topraklarda halka nasıl kan kusturduğunu anlamak için, Protestan Rahip Desmond Tutu’nun izlenimlerini, İsrailli romancı Yitzak Laor’un yazdıklarını, özellikle onun “Başka bir Adla Faşizm” makalesini, Hollanda doğumlu Yahudi akademisyen Ran HaCohen’in yazdıklarını, İsrailli akademisyen Uri Ben-Eliezer’in “Israeli Militarism” kitabını okumak, Haaretz gazetesindeki eleştirilere göz atmak bile yeter...
İsrail, elli yıl içinde, meşru kuruluş coğrafyasının bir misli genişliğindeki toprakları ilhak ve işgal etmiştir! Bugünkü dünyada bunun bir örneği var mı?!
Direnişleri, çatışmaları, terörü besleyen işte bu işgal, ilhak, sürgün ve kan tablosudur.
Militarist İsrail
Hollanda doğumlu Yahudi Ran HaCohen “İsrail’i Kim Yönetiyor?” başlıklı makalesinde İsrailli General Schiff’ten alıntılar yaparak “sivil demokratik görüntü altında militarist bir devlet” resmini önümüze koyuyor.
Hayfa Üniversitesi’nden sosyolog Uri Ben-Elizer’in “İsrail Militarizminin Oluşturulması” adlı kitabını Amerika’da Indiana Üniversitesi yayımladı:
“İsrail’de hiç askeri darbe olmadı. Çünkü seçilmiş liderler de siyasetlerinde temel bir unsur ve merkezi bir ideoloji olarak militarizmi benimsemiştir.”
Ve General Schiff’in sözleri:
“İsrail, her ne pahasına olursa olsun demokratik görünüşünü korumalıdır.”
‘Demokratik görünüş’ meşruiyetini kullanan bir militarizm! Büyük çoğunluğu Batı’dan göçerek geldiği için okumuş, vasıflı bir toplum! Gelişkin bir ekonomi! Amerika tarafından en ileri askeri teknolojiyle desteklenen savaş makinesi!..
Kanlı zincir
Araplarda bunların hiçbiri yok; her savaşta yenildiler, İsrail işgaller yaptı, insanları sürdü, kan kusturdu. Son örneği Güney Lübnan!
İsrail militarizmi her savaşı kolayca kazanıyor ama “özel harp” usulleri kullanan örgütlerle kolayca başa çıkamıyor; dün El Fetih, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi... Bugün Hamas ve Hizbullah... İsrail militarizminin karşısında yarım asırlık bir “özel harp” geleneği...
Bu tarihsel zinciri dikkate almadan bölgeye ilişkin hiçbir olay, hiçbir örgüt, hiçbir eylem izah edilemez. (..)
İsrail militarizmi Lübnan’daki gaddarlığıyla terörizmi bir kere daha besliyor!
Hamas ve Hizbullah eylemlerine olduğu gibi İsrail militarizminin eylemlerine de karşı çıkmak, 1967 öncesi sınırlara dayalı “iki devletli” bir çözümü gerçekleştirmek zorunludur. Aksi halde elli yıldır savaşla, işgal ve ilhakla, direniş ve terörle bugüne kadar yaşananlar daha uzun yıllar yaşanır maalesef. Londra’da ortaya çıkarılan terör teşebbüsü bunun bir göstergesidir!
Milliyet, 11 Ağustos 2006
|