|
|
|
Kültürel rekabette yerimizi alalım |
Yazar Mustafa Armağan: “Büyük bir kültürel rekabet var ve maalesef biz bu mücadeleden bihaberiz. Tek bir çözüm yolu var, o da kültürel birikim ve zenginliklerimizi sahiplenerek, bu sürece katılmamızdır.”
Ümraniye Belediyesi tarafından bu yıl 13.sü gerçekleştirilen Tantavi Kültür ve Sanat Festivali kapsamında, Tantavi Açık Hava Kitaplığı’nda kitaplarını imzalayan yazar Mustafa Armağan, okuyucularıyla sohbet etti. Okurları ile yüz yüze görüşmekten büyük zevk aldığını söyleyen yazar, bu iletişimin yazar-okuyucu ilişkisi açısından çok önemli olduğunu belirtti. Kısa bir konuşma da yapan Armağan, dünyada büyük bir kültürel hareketliliğin yaşandığını, ülkemizin de bu kültürel hareketlilikten bihaber kalmaması gerektiğini vurguladı. Armağan şunları söyledi:
“Günümüzde büyük bir kültürel rekabet yaşanıyor. Bir çok dünya ülkesi kendi kültürünü yayma ve kabullendirme mücadelesi veriyor. Maalesef bizim ülkemizde bu konuda ciddi bir zaaf yaşanıyor. Öyle ki kendi kültürümüze olan inancımız bile çok zayıf. Örneğin Mevlana, Yunus Emre deyip duruyoruz ama onlara ait ne bir beyit ne de şiir biliyoruz. Eğer onlarla ilişkimiz bu kadar zayıfsa, nasıl bize ait zenginlikler olabilirler? Kültürel alanlarda önemli başarılar elde etmiş insanlarımız var ama ne tanıyoruz ne de ilgileniyoruz. Levni diye bir ressamımız var mesela. Tanıyanınız, duyanınız var mı? Oysa sorsam bir çok yabancı ressam adı sayabilirsiniz. Öncelikle bilmemiz gereken şey şu; bu iş sadece kabiliyet işi değil. Bu özümseme, sahip çıkma ve yaşamımızla ilişkilendirme işidir. Böyle bir eksikliğimiz var. Yine Batı ve Amerikan sineması, dünya genelinde ciddi bir kültürel kuşatma oluşturmuş durumda. Kendi kültür ve geleneklerini diğer dünya ülkelerine empoze etmeye çalışıyorlar. Bu da bize şunu gösteriyor; büyük bir kültürel rekabet var ve maalesef biz bu mücadeleden bihaberiz. Tek bir çözüm yolu var o da kültürel birikim ve zenginliklerimizi sahiplenerek, bu sürece katılmamızdır.”
|
13.07.2006
|
|
|
Mutfakta bir Urfalı var |
Şanlıurfa Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Şanlıurfa’nın tarihî ve turistik özelliğinin yanı sıra, mutfak kültürüyle de Türkiye’nin önemli şehirlerinden biri olduğunu söyledi.
Şanlıurfa Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba, ‘’Urfa mutfağı, Urfa’nın 13 bin 500 yıllık tarihi içerisinde hayat bulan bütün medeniyetlerin kültürünü yansıtan, damak zevki ve lezzete sahiptir’’ dedi.
Fakıbaba, Belediye Kültür ve Turizm Müdürlüğü yayınları arasından çıkan ‘’Yöremizden Sofranıza Urfa Mutfağı’’ kitabının tanıtımı için düzenlenen toplantıda, Şanlıurfa’nın tarihî ve turistik özelliğinin yanı sıra, mutfak kültürüyle de Türkiye’nin önemli şehirlerinden biri olduğunu söyledi.
Yaptıkları kültürel faaliyet ve çalışmalarla, şehrin söz konusu özelliklerinin gün yüzüne çıkarılmasına çalıştıklarını ifade eden Fakıbaba, son yıllarda yöresel mutfakların da turizm sektörüne önemli katkıda bulunduğunu ve şehrin de bu alanda çok avantajlı olduğunu belirtti.
Türk mutfağının, binlerce yıllık tarihî geçmişi yanında, birçok medeniyetin izlerini taşıdığını hatırlatan Fakıbaba, ‘’Türk mutfağı içerisinde önemli bir yere sahip olan Urfa mutfağı, Urfa’nın 13 bin 500 yıllık tarihi içerisinde, yaşam bulan bütün medeniyetlerin kültürünü yansıtan damak zevki ve lezzete sahiptir’’ dedi.
Şanlıurfa mutfağında kullanılan yüzlerce yemek çeşidinin hazırlanışının anlatıldığı 250 sayfalık ‘’Yöremizden sofranıza Urfa Mutfağı’’ kitabının tanıtımına, Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcısı Haluk Kırca, belediye başkan yardımcıları Fevzi Yücetepe, Habib Arslan ve Mustafa Aydın ile MÜSİAD Şanlıurfa Şube Başkanı Abdülkadir Canpolat’ınyanı sıra çok sayıda davetli katıldı.
|
13.07.2006
|
|
|
2008 Nasreddin Hoca Yılı olsun |
Konya’nın Akşehir ilçe Belediyesi, Nasreddin Hoca’nın doğumunun 800. yılı olan 2008’in ‘’Dünya Nasreddin Hoca Yılı’’ ilân edilmesi için çalışma başlattı.
Akşehir Belediye Başkanı Mustafa Baloğlu, Nasreddin Hoca’nın doğumunun 800. yılının 2008’e denk geldiğini söyledi. 2008 yılının Dünya Nasreddin Hoca Yılı ilân edilmesi için çalışmalara başladıklarını ifade eden Baloğlu, bu konuda Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un da kendilerine destek vereceğini bildirdi.
Nasreddin Hoca’nın dünyanın tanıdığı önemli bir mizah ustası olduğunu belirten Baloğlu, ‘’Nasreddin Hoca’yı 2008’de daha iyi analım istiyoruz. Yoğun çalışma içindeyiz. 2008’in Dünya Nasreddin Hoca Yılı ilan edilmesi konusunda UNESCO’ya öneri götüreceğiz’’ dedi.
|
13.07.2006
|
|
|
Müze artık bilgisayarda |
Yaklaşık beş yıldır süren tadilat nedeniyle ziyarete ve bilimsel araştırmalara kapalı olan Eskişehir Arkeoloji Müzesi, bu süre içerisinde envanterinde bulunan tüm eserlerin fotoğraflarını bilgileriyle birlikte bilgisayar ortamına aktardı.
Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen çalışma ile tarihi eserlerin incelenmeleri daha kısa sürede yapılabilecek ve yıpranmaları engellenecek. Ayrıca eserlerin çalınma ve sahteleri ile değiştirilmeleri önlenecek ve envanter kayıtları daha düzenli tutulacak. Müzedeki tadilatın da ETİ Gıda’nın sponsor olmasının ardından en fazla bir yıl içinde tamamlanması bekleniyor.
Uşak Arkeoloji Müzesi’ndeki Karun Hazinesi’nden Kanatlı Denizatı Broşu’nun sahte olduğunun anlaşılması ve daha sonra bazı illerden de sahte eser haberleri gelmesi üzerine arkeoloji müzeleri gündeme gelmiş, bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı müzelerde envanter çalışması başlatmıştı. Tadilat çalışmaları 2001 yılı mayıs ayında başladı. Ancak aradan geçen 5 yıllık sürede onarım bir türlü bitmedi. Bu yüzden yıllardır teşhir ve bilimsel araştırmalara kapalı olan müzedeki eserlerin bir bölümü açık alanda, bir kısmı tadilat yapılan bina içerisinde, kalan kısmı da konteynırlarda muhafaza ediliyor.
|
13.07.2006
|
|
|
|