|
|
|
Erdoğan: “AB için Meclis’i erken açabiliriz" |
Başbakan Tayyip Erdoğan, “AB ile ilgili yasalar konusunda sıkıntı bulunduğunu” belirterek, “Yasaların çıkarılabilmesi için TBMM’nin 19 Eylül’de erken açılması ile ilgili bir çağrı yapabiliriz” dedi.
-Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, erken seçim konusunun gündemlerinde bulunmadığını belirterek, ‘’Erken seçim iddiasına girmek, erken seçim talebinde bulunmak, Türkiye’ye ihanettir’’ dedi. Erdoğan, NTV’nin canlı yayınında Ankara Temsilcisi Murat Akgün’ün sorularını cevapladı. Başbakan Erdoğan, bir soru üzerine, ‘’AB ile ilgili yasalar konusunda sıkıntı bulunduğunu’’ belirterek, ‘’Yasaların çıkarılabilmesi için TBMM’nin 19 Eylül’de erken açılması ile ilgili bir çağrı yapabiliriz’’ dedi. Hükümet olarak çok önemli çalışmalar yaptıklarını anlatan Erdoğan,ancak yapılanların kamuoyu tarafından yeteri kadar takip edilemediğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, dün de Malatya’da çeşitli açılış ve temel atma törenlerine katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, ‘’Türkiye’yi günü birlik mantıkla yönetmiyoruz. Tam aksine uzun yıllara, geleceğe yönelik anlayışla bu yolculuğa çıktık’’ dedi. Sıtmapınarı Kavşağı’nda TOKİ tarafından yaptırılan konutların anahtar teslimi ve çeşitli tesislerin açılış ile temel atma törenlerine katılan Başbakan Erdoğan, bir yandan kamunun kaynak ve imkanlarını, bir yandan da özel sektörün yatırımlarını halka ulaştırdıklarını söyledi. Toplam 17 tesisin toplu açılışı ve temelini atan Başbakan Erdoğan, törenin ardından AKP İl Kongresi’nin yapıldığı Atatürk Spor Salonu’na geçti.
|
Ahmet KURNAZ
/ ANKARA
13.07.2006
|
|
|
İhbar belgeleri |
YAŞ toplantısına günler kala sürpriz istifasıyla gündeme gelen Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Reha Taşkesen’le ilgili Genelkurmay açıklamasında, “Anılan Emekli General, muhtelif komutanlık kademelerine ulaşan ihbar belgelerinin incelenmesi sonucu, iddiaların ciddiyetinin kendisine sorulması üzerine kendi öz iradesiyle istifa yolunu seçmiştir. Konu tamamen kişinin özel hayatı ile ilgilidir ve özel hayatın masuniyeti vardır. Dolayısıyla bir açıklama yapmak veya yapmamak kişinin kendisinin takdirine bağlıdır” denildi.
Genelkurmay Başkanlığı’ndan Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Reha Taşkesen’in istifası konusunda yapılan açıklamada, “Anılan Emekli General, muhtelif komutanlık kademelerine ulaşan ihbar belgelerinin incelenmesi sonucu, iddiaların ciddiyetinin kendisine sorulması üzerine kendi öz iradesiyle istifa yolunu seçmiştir. Konu tamamen kişinin özel hayatı ile ilgilidir ve özel hayatın masuniyeti vardır. Dolayısıyla bir açıklama yapmak veya yapmamak kişinin kendisinin takdirine bağlıdır’’ denildi.
Açıklamada, basın ve yayın organlarında bir tümgeneralin (Kara Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Reha Taşkesen) istifasına dair, kimlikleri açıklanmayan kişilere istinaden yanıltıcı, kurumları ve şahısları suçlayıcı haber ve yorumlar yer aldığı belirtildi.
Açıklamada, şöyle denildi: “Anılan Emekli General, muhtelif komutanlık kademelerine ulaşan ihbar belgelerinin incelenmesi sonucu, iddiaların ciddiyetinin kendisine sorulması üzerine kendi öz iradesiyle istifa yolunu seçmiştir. Konu tamamen kişinin özel hayatı ile ilgilidir ve özel hayatın masuniyeti vardır. Dolayısıyla bir açıklama yapmak veya yapmamak kişinin kendisinin takdirine bağlıdır. Genelkurmay Başkanlığı teknik dinleme yapmaya yetkili olmadığı gibi, böyle bir imkan ve kabiliyete de sahip değildir. Bu konudaki bilgisizce suçlamalar iddia sahiplerine ağır sorumluluk yüklemektedir. Basınımızın kişi ve kurumların masuniyetini korumada gösterdiği duyarlılığı bütün mensuplarına yaymasını dileriz.”
|
/ ANKARA
13.07.2006
|
|
|
Askeri üye mahkemeden çekilsin |
İzmir’de avukat Mürsel Ünlü, askeri mahkemelerde “hakim olmayan subay üyenin mahkeme heyetinde yer almasının, Anayasaya aykırı olduğu’’ iddiasıyla Güney Deniz Saha Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne itirazda bulunduğunu bildirdi.
Devlet Güvenlik Mahkemeleri’ndeki “asker üye’’nin ardından, askeri mahkeme-lerdeki “subay üye’’ de tartışma konusu oldu. Mürsel Ünlü, yaptığı açıklamada, Güney Deniz Saha Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde görülen bir davada, müvekkili adına, “Anayasaya aykırılık’’ iddiasıyla mahkemeye dilekçe verdiklerini bildirdi. Askeri Yargılama Usul Kanunu’na göre, askeri mahkemelerde sanığın bir üst rütbesini taşıyan subay üyenin yargılamaya ve kararlara katıldığını kaydeden Ünlü, durumun Anayasaya aykırı olduğunu savunarak, şunları söyledi: “Anayasaya göre yargılama hakkı sadece yargıçlara aittir. Yargıç olmayan üyenin mahkeme salonunda bulunması, kararlara katılması Anayasanın yargı bölümünde yer alan emredici hükümlere aykırılık taşımaktadır.’’
|
/ İZMİR-
13.07.2006
|
|
|
Yazdıkları için yargılanıyorlar |
BİA² Medya Gözlem Masasının raporunda, 67 kişiye açılan 56 dâvâ, yerel mahkemelerde hakkını arayan dört gazeteci ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuran 15 kişiye dair bilgiler yer alıyor. Raporda, TCK’nın 288 (yargıyı etkilemeye teşebbüs), 301/159 (Türklük ve devlet kurumlarını aşağılamak), 318 (halkı askerlikten soğutmak) ve 216. (kin ve düşmanlığı tahrik) maddelerinden açılan dâvâlar öne çıkıyor.
“Medya Özgürlüğü ve Bağımsız Gazetecilik İzleme ve Haber Ağı”- BİA² Medya Gözlem Masası, 2006 yılının Nisan-Mayıs-Haziran aylarını kapsayan 12 sayfalık ikinci Üç Aylık Medya Gözlem Raporu’nda, gazeteci, yazar ve aktivistlerin durumu, “saldırı ve tehdit”, “gözaltı ve tutuklamalar”, “dava ve girişimler”, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi”, “RTÜK uygulamaları”, “düzenleme ve hak aramalar” ve “Sansüre tepkiler” başlıklarıyla işleniyor.
Raporda, 67 kişiye açılan 56 dava, yerel mahkemelerde hakkını arayan dört gazeteci ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuran 15 kişiye dair bilgiler yer alıyor.
Raporda, TCK’nın 288 (yargıyı etkilemeye teşebbüs), 301/159 (Türklük ve devlet kurumlarını aşağılamak), 318 (Halkı askerlikten soğutmak), 216 (Kin ve düşmanlığı tahrik) iddialarıyla açılan davalar öne çıkıyor, Başbakan Erdoğan da kendisine yönelik eleştirilere tazminat davalarıyla cevap veriyor.
YARGININ “BAĞIMSIZLIĞI”
Son üç aydaki gelişmeler yargının bağımsızlığıyla ilgili sorular ortaya koyuyor. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısal ve işlevsel özerkliğinin bulunmamasının yanı sıra Genelkurmay Başkanlığı ve Emniyetin suç duyurusunda bulunan kurumların başında gelmesi, basın ve ifade özgürlüğü açısından endişe verici sonuçlar ortaya koyuyor.
Gazetecilerden esnafa uzanan geniş yelpazede 40 kişi, son bir yılda, eski TCK’den 159 da dahil 301. maddeden yargılandı, yargılanmaya devam ediyor.
TERÖRLE MÜCADELE KANUNU
Rapor, Ceza Yasası’nın bir yılda yol açtığı sonuçlar göz önündeyken iktidarın, TMK’yı oylamasını “Basın ve düşünceyi ifade etme özgürlüğünü hafife alma” olarak nitelendiriyor.
Halen gazeteci Neşe Düzel ve Sebati Karakurt’un yargılanmasına sebep olan ve 29 Haziran’da Meclis’te kabul edilen TMK, hapis cezalarını arttırmak ve yaymakla kalmıyor, yayınlardaki cezai sorumluluğu kimi durumlarda gazete sahibi ve sorumlu müdürlerin ötesinde “yayın sorumlusu”na kadar genişletiyor.
Daha önce para cezası öngören maddeleri hapis cezası getirecek şekilde değiştirilen ve yayın durdurmanın yolunu açan yasa Kürt Sorunu gibi meselelerin tartışılması ve medyada işlenmesinin önünde ciddi bir engeli oluşturacak.
Gazeteci Hrant Dink’e “Ermeni Kimliği” yazı dizisi sebebiyle 159’dan açılan dâvânın serüveni yerel ve yüksek mahkeme arasındaki değerlendirme farklılıkları sebebiyle önemli bir örnek teşkil etti. Örneğine “kin ve düşmanlığa tahrik” davalarında gördüğümüz bu Dink Davası’nda da olduğu gibi “adalet duygusu”na zarar veriyor.
İnsan hakları savunucuları, sadece son 1,5 yılda Türkiye’ye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) 332 bin 500 YTL fatura çıkaran TMK’nın veto etmesi için umutlarını Cumhurbaşkanı Sezer’e bağlamış durumda.
“HALKI ASKERLİKTEN SOĞUTMA”
YAYILAN YENİ TEHDİT
“Ülkede Özgür Gündem” gazetesi muhabiri Birgül Özbarış hakkında vicdani retle ilgili haber ve röportajlar sebebiyle yedi dava açıldı, 21 yıl hapsi isteniyor.
“Birgün” gazetesi Pazar Eki editörü Gökhan Gençay Vicdani retçi Erkan Bolot’la söyleşi yaptı, “Yeni Aktüel” dergisi yazarı Perihan Mağden “Vicdani Ret Bir İnsan Hakkıdır” başlıklı bir yazı yazdı. Her iki gazetecinin üçer yıla kadar hapsi isteniyor.
Askeri kanun ve yargılama usullerinde yapılan değişiklikle Abdurrahman Dilipak gibi kişilerin askeri mahkemede yargılamalarının yolu kapatıldı. Ancak sivilleri yargılayan sivil mahkemeler askeri nitelikli bir suçtan Askeri Ceza Kanunu’na atıf yapabilecek.
DEVLET İNCİNİNCE, 301’DEN
YARGILANANLAR 40’I GEÇTİ
“Türklüğü aşağılama” suçlaması en son “Baba ve Piç” romanının yazarı Elif Şafak, Metis Yayınları sorumlusu Semih Sökmen ve çevirmen Aslı Biçen’e yöneldi. Dünya Ermenileri Genel Patriği Karekin II hakkında da soruşturma açıldı.
Yargı ve güvenlik güçleri, her ifade özgürlüğü kullanımına dâvâ açan, yargılamalara da şiddet bulaştıran Hukukçular Birliği üyesi Kemal Kerinçsiz ve çevresine hoşgörüsünü sürdürüyor.
|
13.07.2006
|
|
|
Hükümete, propaganda uyarısı |
Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Hansjörg Kretschmer, Türk hükümetinin, milliyetçilerin AB karşıtı propagandalarının üstesinden gelmesi gerektiğini söyledi. Eurobarometer araştırmasının sonuçlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunmak üzere Avrupa Komisyonu binasında basın toplantısı düzenleyen Kretschmer, araştırma sonuçlarına göre Türk halkının AB desteğinin oranının yüzde 44’e düşmesini ‘’ciddi ve hayal kırıklığı meydana getiren’’ bir unsur olarak niteledi.
Hükümet için ‘’Milliyetçilerin propagandalarının üstesinden gelmek ve halkının yararı için ülkeyi daha iyi bir geleceğe taşımak zorundalar’’ ifadesini kullanan Kretschmer, yolun sonunda Türkiye’nin başarılı olacağına yönelik inancını dile getirdi.
Kretschmer, Türkiye’nin, göstereceği performansla AB liderliğini ve kamuoyunu, reformlardan sonra AB’nin değerli bir üyesi olacağına ikna edeceğini ifade etti. Kretschmer, bir soru üzerine, Eurobarometer araştırmasının sonuçlarından esas dersin Türkiye içinden alınması gerektiğini kaydederek, meselenin Türkiye içinde bir iletişim problemi olduğu görüşünü dile getirdi.
Türk hükümetinin, AB sürecindeki başarıyı kendi halkına yansıtması gerektiğini Kretschmer, medyanın da bu süreçte önemli rol oynadığını kaydederek, basının genelde bu süreçteki olumlu yanlardan, çok krizler ve sorunları yansıtmaya daha hevesli olduklarını düşündüğünü belirtti. Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Kretschmer, bir başkasoru üzerine, 9. reform paketinin AB’nin Türkiye ile ilgili yayınlayacağı İlerleme Raporundan önce Mecliste kabul edilmesinden memnuniyet duyacaklarını da söyledi.
Müzakere süreci sırasında aday ülkelerde AB’ye olan desteğin azalmasının sık rastlanan bir gelişme olduğuna dikkati çeken Kretschmer, bununla birlikte Türkiye’de destekteki düşüşün, ülkenin müzakere sürecinin henüz başında olduğu ve reformların henüz halk üzerinde etkisini büyük oranda hissettirmediği bir dönemde görüldüğüne işaret etti. Türkiye ile son dönemlerde çok da olumsuz bir gelişme meydana gelmediğini, müzakerelerin başladığını, tarama sürecinin başarıyla devam ettiğini ve hatta 1 faslın açılıp geçici olarak kapandığını da hatırlattı.
TÜRK HALKININ HAYATI DEĞİŞECEK
Türkiye’nin ‘’güçlü bir Avrupa’nın güçlü bir parçası olmaya’’ davet edildiğini belirten Kretschmer, bu süreçten hem Türk halkının hem de AB’nin kazançlı çıkacağına inandığını ifade etti. AB üyeliğinin Türk halkının günlük hayatlarında çok büyük etkisinin olacağını söyleyen Kretschmer, ‘’Türkiye’yi ve Türk halkını, çitin öbür tarafına bakmaya ve AB’deki gelişmeleri takip etmeye çağırıyorum’’ dedi.
Kretschmer, AB’nin ‘’uğursuz’’ bir şey olmadığını, içinde gizlilik-saklılık barındırmadığını söyleyerek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Türk hükümetine, ‘’2002’de atıldıkları yola gayretli bir şekilde devam etmenin yanı sıra bunu çok açık bir şekilde kamuoyuyla paylaşma ve Türkiye’nin üstlenmeye ihtiyacı olduğu temel değişiklikleri kucaklama çağrısında bulunduğunu’’ belirtti.
|
/ ANKARA
13.07.2006
|
|
|
Ağar: Fiskobirlik’te sıkıntıların sorumlusu hükümet |
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Fiskobirlik’te yaşanan sıkıntıların sorumlusunun hükümet olduğunu ileri sürerek ‘’Anlaşılan şudur; ‘Fiskobirlik yönetimi bizim neden olmamıştır?’ Bunun arkasındaki alerji budur ve korunan çıkar da, büyük tüccar çıkarlarıdır, üretici çıkarları değil’’ dedi.
Mehmet Ağar, Fiskobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Salih Erdem ve beraberindekileri parti genel merkezinde kabul etti. Ağar, kabulde yaptığı konuşmada, fındıkla ilgili çok önemli ve acil sorunlar bulunduğunu ve arazi yapısından dolayı Karadeniz bölgesi için vazgeçilmez bir ürün olduğunu söyledi. Ağar, ‘’Özellikle Karadeniz bölgesi açısından meseleye bakıldığında fındık, ikamesi mümkün olmayan yegane bir ürün, yerine koyulabilecek herhangi bir şey yok’’ diye konuştu. Ağar, Fiskobirlik başta olmak üzere üretici birliklerinin yaşadığı sorunları yakından takip ettiklerini kaydetti
|
/ ANKARA
13.07.2006
|
|
|
Valiliklere bulaşıcı hastalıklar uyarısı |
Sağlık Bakanlığı, valiliklerden, özellikle yaz aylarında suyla bulaşan hastalıklarla mücadelede gerekli tedbirlerin alınarak, tüketime verilen şebeke sularının sürekli olarak dezenfeksiyonunun sağlanmasını istedi.
Alınan bilgiye göre, Sağlık Bakanlığınca, özellikleyaz aylarında suyla bulaşan hastalıklarla mücadele için alınması gereken tedbirlerle ilgili bir genelge yayınlandı. Valiliklere gönderilen genelgede, fert, toplum ve çevre sağlığının korunmasında sağlıklı su tüketiminin çok önemli rol oynadığı belirtildi. Özellikle yaz aylarında suyla bulaşan hastalıklarla mücadelede tüketime verilen içme ve kullanma sularının sağlıklı olmasının önemli bir yer tuttuğu kaydedildi.
|
/ ANKARA
13.07.2006
|
|
|
CHP heyeti Karadeniz’de |
CHP Genel Sekreter Yardımcısı Bihlun Tamaylıgil başkanlığında bir heyetin, fındık sorunu, sel sonrası ortaya çıkan durum ve yaşanan sorunları yerinde incelemek amacıyla Karadeniz’e gittiği bildirildi.
CHP’den yapılan yazılı açıklamaya göre, Genel Başkan Deniz Baykal’ın isteği üzerine Tamaylıgil’in yanı sıra milletvekilleri Şevket Arz, Gökhan Durgun, Gürol Ergin, Akif Hamzaçebi, Mehmet Işık, İlyas Sezai Önder, Sami Tandoğdu ve Kazım Türkmen’den oluşan heyet, Karadeniz bölgesinde ilk olarak Samsun’da incelemelere başladı. Heyet üyeleri daha sonra Ordu, Giresun ve Trabzon illeri ile bazı ilçelerinde de incelemeler yapacak. Çalışmalarını 4 gün sürdürecek ekip, 15 Temmuzda CHP Trabzon İl Başkanlığında düzenleyecekleri basın toplantısının ardından Ankara’ya dönecek.
|
/ ANKARA
13.07.2006
|
|
|
Sumru Çörtükoğlu’nun arabasındaki madde ‘kan’mış |
Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu’nun kullandığı makam arabasında bulunan maddenin kan olduğu tespit edildi.
Başkan Çörtoğlu’nun makam aracının sol ön çamurluğu ile şoför mahalli tarafındaki ön kapısında bulunan kırmızı maddeden alınan numuneler, Polis Kriminal Daire Başkanlığında incelemeye alındı. İnceleme sonucu, söz konusu maddenin kan olduğu belirlendi. Yetkililer, kanın bir insana mı yoksa başka bir canlıya mı ait olduğunun araştırıldığını bildirdiler. Araçta herhangi bir çarpma izine rastlanılmadığını belirten yetkililer, söz konusu kanın ne şekilde arabaya bulaştığının incelendiğini kaydettiler.
Bu arada Danıştay Başkanı Çörtoğlu’nun ikinci makam arabası olarak kullandığı söz konusu araçta, parmak izi incelemesi de yapıldı.
Görevli koruma ve şoförün de parmak izinin mukayese amacıyla alınarak inceleme yapıldığı kaydedildi. Yapılan inceleme sonucu, görevliler dışında bir kişiye ait olduğu belirlenen bir parmak izi bulunduğu belirtildi. Bu izin kime ait olduğu ve izin arabada bulunan kanla ilgisinin olup olamadığının henüz belirlenemediği vurgulandı.
Yetkiler, konuyla ilgili çalışmaların, her türlü olasılık göz önüne alınarak, çok yönlü sürdürüldüğünü bildirdiler.
|
/ ANKARA
13.07.2006
|
|
|
Hürriyet ve Vatan’a uyarı |
Basın Konseyi, Danıştay saldırganını konu alan haberleriyle ilgili olarak, Hürriyet ve Vatan gazetelerini uyardı.
Basın Konseyinden yapılan yazılı açıklamada, Büyük Birlik Partisinin (BBP), Hürriyet Gazetesinde 18 Mayıs 2006’da yayınlanan ‘’Nizam-ı Alem’e Yakın’’, Vatan Gazetesinde de aynı gün yer alan ‘’Nizam-ı Alem Kuşkusu’’ başlıklı haberler sebebiyle, her iki gazete hakkında şikayet başvurusunda bulunulduğu belirtildi.
|
/ İSTANBUL
13.07.2006
|
|
|
Yeni Asya’ya 288 ve 301 dâvâsı |
Gazetemizin, Danıştay saldırısı ile ilgili olarak 23 Mayıs tarihli “Oyun geri tepti” manşeti “âdil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve devletin askerî organlarını basın yoluyla aşağılama” kapsamında değerlendirildi.
Haber sebebiyle, Sorumlu Yazıişleri Müdürümüz Faruk Çakır’a 5187 sayılı yasanın 11 maddesiyle TCK’nın 288 ve 301/2. maddelerine muhalefet iddiası ile dâvâ açıldı. Açılan dâvânın ilk duruşması, 12 Ekim 2006’da Bağcılar Adliyesinde görülecek.
|
13.07.2006
|
|
|
Devletin birimleri devlete karşı geliyor |
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, ideolojik ve siyasi önyargılar sebebiyle, meslek liselerinin önünün kesildiğini söyledi.
Bakan Coşkun, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odasının (ATSO) düzenlediği, ATSO’daki ‘’Sanayi’de Rekabet Gücü ve Ar-Ge Sempozyumu’’nda yaptığı konuşmada, dünyanın küresel market haline dönüştüğünü ve işletmelerin rekabet gücünün artırılması gerektiğini ifade etti. Hükümet olarak bürokratik engellerin kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapıldığını belirten Bakan Coşkun, geçmişte devletin hantal yapıya dönüştüğünü, israf batağına sürüklendiğini ve bunun bütçe açığı getirerek karşılıksız para basıldığını söyledi.
Coşkun, şöyle devam etti:’’Ülkeyi bu alışkanlıklardan kurtarmak kolay olmuyor. Meclisteki çoğunluğumuza rağmen aldığımız kararları, yasaları arzu ettiğimiz sürede uygulayamıyoruz. Öyle haller oluyor ki, üzülerek söylüyorum devletin birimleri devlete karşı geliyor. Devlet devlete karşı adeta sürtüşüyoruz. Demokrasiye bağlılığımızla bunları da aşacağız.’’
Bakan Coşkun, şunları söyledi: “Çeşitli ideolojik ve siyasi önyargılarla imam hatiplere savaş açacağız diye, bugün meslek liselerinin önü kesilmiştir. İki senede meslek öğrenilmez. Bale öğrenecekse 3 yaşında, müzik öğrenecekse 5 yaşında, yüzme öğrenecekse aynı yaşlarda başlayacak sporcu. Meslek öğrenecekse 13 yaşından sonra 2 senede öğrenecek. Böyle bir şey yok. Dünyada yok. Onun için yönlendirilmeli eğitim. 8-9 sene, 15 sene zorunlu eğitim olsun ama yönlendirmeli eğitimle. Gençlerimizi kendi kabiliyetlerine yönlendirmemiz gerekir.’’
Bakan Coşkun, daha sonra başarılı çalışmalarından dolayı Adapazarı TSO adına Yönetim Kurulu Başkanı Erol Öztürk’e başarı şilti verdi.
|
/ SAKARYA
13.07.2006
|
|
|
Gurbetçi vatanı unuttu |
Eskiden düğünlerini ve yatırımlarını Türkiye’de yapan gurbetçilerin artan maliyetler sebebiyle izin için memleketlerine gelmemesi özellikle Anadolu şehirlerinde yaz aylarında umudunu gurbetçilere bağlayan esnafı etkiliyor.
Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Bekir Duvarcı, yaptığı açıklamada, Konya, Aksaray ve Karaman gibi birçok Anadolu kentinden binlerce kişinin yıllar önce çalışmak amacıyla yurt dışına gittiğini söyledi.Gurbetçilerin yaşadıkları ülkelerde ekonomik sıkıntı yaşamaları ve yeni kuşağın izin için başka yerleri tercih etmesi sebebiyle Türkiye’ye eskisi kadar gelmediğini dile getiren Duvarcı, gurbetçilerin yaşadığı ülkede yaptıkları düğünlerin daha ucuza mal olması sebebiyle özellikle son yıllarda Türkiye’yi adeta unuttuğunu belirterek, bu durumun esnafı zor durumda bıraktığını söyledi.
|
/ KONYA
13.07.2006
|
|
|
Zekeriya Beyaz'a suç duyurusu |
Antalya Valiliği, Prof. Dr. Zekeriya Beyaz hakkında ‘’uydurma isnat ve iftira’’ iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Antalya Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, şehirde yayınlanan Yenigün gazetesinin 10 Haziran tarihli nüshasının birinci sayfasında yer alan bir haberde, ‘’Star televizyonunda Savaş Ay’ın hazırlayıp sunduğu A Takımı programında Türkiye’yi son günlerde yakından ilgilendiren, yabancılara toprak satışları ve misyonerlik üzerine yapılan tartışmada Antalya’da görev yapan vali yardımcılarından birinin İsraillilere emlakçı gibi toprak satışı yaptığı’’ iddialarının yer alması üzerine derhal araştırma ve soruşturma başlatıldığı belirtildi.
Açıklamada, soruşturma kapsamında bilgisine başvurmak üzere birçok kez aranan Prof. Dr. Zekeriya Beyaz’ın, bilgi ve mesaj bırakılmasına rağmen televizyonda iddia ettiği beyanlarını doğrulamaktan kaçındığı ve telefonlara ısrarla geri dönüş yapmadığı kaydedildi.
|
Müşerref AKSOY
/ ANTALYA
13.07.2006
|
|
|
Hem Kur’ân öğrendiler, hem umreye gittiler |
Trabzon Boztepe Osmanlı Camii Derneği tarafından organize edilen ve geçen yılki yaz Kur’ân kursunu başarı ile bitirerek umre ile ödüllendirilen 15 öğrenci, umre ziyaretlerini tamamlayarak Trabzon’a döndü.
Yaşları 10 ile 22 arasında değişen ve Boztepe Osmanlı Camii Derneği ve mahalledeki hayırseverlerin katkılarıyla umreye gönderilen öğrencileri Trabzon’a gelişlerinde havalimanında aileleri ve Boztepe Osmanlı Cami yetkilileri karşıladı.
Boztepe Osmanlı Cami İmam Hatibi Hasan Çakıroğlu, geçen yıl yaz kursunda başarılı olan öğrencileri ödüllendirmek amacıyla umreye gönderdiklerini belirterek, “Osmanlı Camii olarak bu tür sosyal faaliyetleri devam ettirmeye çalışıyoruz. Bu organizasyonda bize yardımcı olan hayırsever vatandaşlara şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Umre ziyaretinden dönenler öğrenciler ise, umrede gezip gördükleri ve oradaki manevi duyguların kelimelerle ifade edilemeyeceğini ifade etti.
|
/ TRABZON
13.07.2006
|
|
|
“Halk kocakarı ilâçları mı kullansın?” |
Memur Sen Konfederasyonu ve Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Aksu, bazı ilaçların geri ödeme listelerinden çıkartılması ile ilgili olarak, “Toplumda bazı ilaçları ödemeyeceksiniz de bu insanları koca karı ilaçlarına mı mahkum edeceksiniz?” diye sordu.
Memur Sen Konfederasyonu’na bağlı Bem -Bir Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay, toplu görüşmelerdeki taleplerini düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı. Toplantıya, Memur Sen Genel Başkanı Ahmet Aksu ve çok sayıda sendika başkanı da katıldı.
Toplantıda, Aksu, bir soru üzerine sağlık hizmetlerindeki paket fiyat uygulaması ve 100’ün üzerinde ilâcın geri ödeme listelerinden çıkartılmasını değerlendirdi. Türkiye’de sosyal güvenlik alanında ciddi bir israf, savurganlık ve soygunun olduğunu söyleyen Aksu, “Maliye Bakanlığı düşünce olarak haklı. Hastanelerdeki keyfiliğin önlenebilmesi için bu tür uygulamalara ihtiyaç vardı” diye konuştu. Bununla birlikte Maliye Bakanlığı’nın uygulamasında bazı eksik ve yanlışların bulunduğunu kaydeden Aksu, bazı ilâçların geri ödeme listelerinden çıkartılması konusunu hatırlattı. Aksu, “Toplumda bazı ilaçları ödemeyeceksiniz de bu insanları koca karı ilâçlarına mı mahkûm edeceksiniz” dedi.
|
/ ANKARA
13.07.2006
|
|
|
Askerler kene tehdidi altında |
Kenelerle bulaşan Kırım Kongo kanamalı ateşi hastalığında, askerlerin de risk grubunda olduğu bildirildi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Başkanı Prof. Dr. Osman Ecevit, yaptığı açıklamada, kenelerin insan ve hayvanlar arasında naklettikleri hastalıklardan biri olan Kırım Kongo kanamalı ateşi hastalığının, 2002 yılından bu yana Türkiye’de insan sağlığını tehdit eden önemli bir hastalık haline geldiğini söyledi. Prof. Dr. Ecevit, başlıca risk gruplarının, tarım çalışanları, hayvancılık yapanlar, çiftlik çalışanları, çobanlar, kasaplar, mezbaha çalışanları, et ürünleri market işçileri, veterinerler, sağlık personeli, deri fabrikası çalışanları ve açık alanda kamp yapanlar olarak sıralanabileceğini belirtti. Bu risk grupları içinde askerler olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ecevit, hastalığın ilk görüldüğü grubun askerler olduğunu hatırlatarak, ‘’İlk kez 2. Dünya Savaşı yıllarında, Batı Kırım steplerinde ürün toplamaya yardım eden Sovyet askerleri arasında görülen hastalığın günümüzdeki risk grupları arasında, arazideki eğitim çalışmaları ve faaliyetlerinden dolayı yine askerler var’’ dedi.
|
/ SAMSUN
13.07.2006
|
|
|
İSPARK, değnekçiliği ortadan kaldıracak |
İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İstanbul Otopark İşletmeciliği A.Ş. İSPARK, otopark mafyası ve “değnekçi” olarak nitelenen kanun dışı uygulamaları sona erdirmeye kararlı.
Usulsüz işletmecilik yapan değnekçilerin ellerindeki otoparkları teker teker devralan İSPARK yönetimi, 31 Aralık 2006 tarihine kadar İstanbul’u bu kişilerden kurtarmayı planlıyor. İSPARK’a en büyük desteği ise İstanbul Valisi Muammer Güler veriyor. İstanbul trafiğindeki 2,5 milyon araç sahibinin en büyük problemlerinin başında otoparklar geliyor. Aracını park edecek yer bulan vatandaşların başını en çok ağrıtan ise “değnekçi” olarak tabir edilen, kanun dışı otoparkçılık yapan kişiler oluşturuyor. “Burası otopark değil” şeklinde itiraz ederek para vermek istemeyenler ise, “Arabana zarar gelebilir. Kaportası çizilebilir, camı kırılabilir, tekerlekleri patlatılabilir” şeklinde tehditlerle karşı karşıya kalıyor. İSPARK Genel Müdürü Kadir Gurbetçi, yaptığı açıklamada cadde ve sokaklarda bulunan otoparkların nitelikli bir şekilde işletilmesi gerektiğini söyledi. İstanbul Valisi Muammer Güler, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin parklandırma çalışmaları ile ilgili yürüttğü projeyi sonuna kadar destekliyoruz” dedi.
|
/ İSTANBUL
13.07.2006
|
|
|
Gıdaların eksik alınması insanda depresyona yol açıyor |
Bursa Şevket Yılmaz Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Tamer Özekinci, beslenmede bir gıdanın eksik alınmasının insanda depresyona kadar varan sonuçlar doğuracağını, bu sebeple de beslenmenin düzenli yapılması gerektiğini söyledi.
İnsanın yedikleriyle ruh sağlığı ve davranışları arasında direkt bir ilişki olduğunu anlatan Dr. Özekinci, bu nedenle günlük beslenmede besin çeşitliliğine son derece önem verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Uzun süreli tek çeşitli beslenmelerden mutlaka kaçınılması gerektiğini dile getiren Dr. Özekinci, uzun aralıklarla beslenmede en çok kan şekerinin etkileneceğini ifade etti. Özekinci, bu durum karşısında kan şekerinin düşeceğini, bunun da sinirlilik hali başta olmak üzere, zihin bulanıklığı, baş ağrısı olarak kendisini göstereceğini vurguladı.
Dr. Özekinci, gıdaların eksik alınmasının insanda depresyon gibi ciddi hastalıkları da beraberinde getirebileceğini kaydetti. Vücut için gerekli B1 vitamininin yetersiz alınması sonucu ise insanda zihin bulanıklığı, huzursuzluk, uyku bozukluğu, yorgunluk hallerini artırdığını dikkat çeken Dr. Özekinci, akabinde de depresyona sebep olabileceğini işaret etti. Stres altındayken vücutta vitamin ve mineral kayıpları olduğunu belirten Dr. Özekinci, stresin organizmada yüzde 34’lük bir vitamin ve mineral kaybına yol açtığını dile getirdi. Yetersiz beslenmeye bir de stres eklendiğinde ciddi sağlık sorunları ve davranış bozuklukları ortaya çıkabileceğini anlatan Dr. Özekinci, durumun sosyal patlamaya varabilecek kadar olumsuz sonuçlar doğurabileceğini ileri sürdü.
Günlük beslenmede vücudun ihtiyacı olan et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, tahıllar, taze sebze ve meyveler, karbonhidratlar, kuruyemişler gibi besin öğelerine yer verilmesi gerektiğini ifade eden Özekinci, vücudun yüzde 62’sinin su olduğunu hatırlatarak, dengeli beslenmenin yanında su tüketimine de dikkat edilmesi gerektiğini dile getirdi.
|
/ BURSA
13.07.2006
|
|
|
Kur’ân kurslarında hedefe ulaşıldı |
Burdur’un Gölhisar ilçesinde müftülük tarafından düzenlenen yaz Kur’ân kurslarında beklenen hedefe ulaşıldı. Öğrencilerin, ikram, oyun ve halı saha maçları gibi sosyal aktivitelerle kurslara devam ettirilmesi amaçlanıyor.
Kurs sonunda da düzenlenecek olan törende öğrencilere sürpriz hediyeler verilecek.
İki ay sürecek olan kurslarda din, iman, Kur’ân-ı Kerim, Allah, Peygamber inancı ve sevgisi yanında vatan - millet sevgisi konularında eğitim verildiğini aktaran İlçe Müftüsü Himmet Metin, 800 civarında öğrencinin camilerde kurs gördüğünü söyledi.
|
/ BURDUR
13.07.2006
|
|
|
|