İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Sanat Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayla Ödekan, ‘’Eskiye yönelik kültürel değerleri, özgünlüğünü yitirmeden korumayı öğrenmeliyiz’’ dedi.
Prof. Dr. Ödekan, korumacılık denilince ilk akla gelenin şehirlerin tarihî dokuları olduğunu söyledi.
‘’Korumacılık duygusu yeterince gelişmediği için insanların, modern yapılaşma ile evlerini terk edip, modern binaları tercih ettiklerini görüyoruz. Bu tarihî mekânlar, çoğu zaman kaderine terk edilip, yok oluyor’’ diyen Ödekan, İtalya, İngiltere, Fransa, Almanya gibi birçok Avrupa ülkesinde şehirlerin kültürel kimliklerinin korunması için özel bir çaba gösterildiğini ve bu mekânların binlerce yıl, cadde, sokak hatta şehir olarak aslına uygun olarak korunduğuna şahit olunduğunu belirtti.
Şehirlerin tarihî dokularının korunmak zorunda olunduğunu kaydeden
Ödekan, şunları söyledi:
“Korumacılık konusunda son yıllarda bir uyanış var, bunu çok önemsiyorum. 1960-70’li yıllarda Türkiye’de koruma kavramı yoktu. Ama bu tarihten günümüze kadar olan süreçte bu kavram gelişti, yaygınlaştı ve önem kazandı. Günümüzde ise buna yöneticiler, özellikle yerel yöneticiler sahip çıkmaya başladı. Bu çok önemli bir gelişme. Önemli olan özgünlüğünü yitirmeden korumayı yapabilmektir.’’
|