Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Addis Ababa’da milyonlarca çocuk ölümü beklerken, Telafer, Kerkük acı çekerken, Gazze alev alev yanarken Ankara’da, Londra’da, Paris’te Washington’da insanların huzurundan mutlaka bir şeyler eksilecektir” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail ile Filistin arasında yaşanan son gelişmeleri değerlendirirken, 8 bakanın, 50'den fazla milletvekili ve yerel yöneticinin kaçırılmış olmasını anlamakta zorlandığını, bu durumu Ortadoğu barışına katkı olarak görmediğini söyledi. Başbakan Erdoğan,''Birleşmiş Milletlerin yaklaşım tarzlarıyla ters. Ters olduğu kadar uluslararası diplomasi açısından da cidden çok çok yanlış bir tavır, yanlış bir yaklaşım tarzı. Bizler bu diplomasi trafiğimizi daha da genişleterek görüşmelere devam edeceğiz. Biz bunu bir yerde sadece İsrail-Filistin arasındaki bir olay olarak görmüyoruz. Ortadoğu'nun ve insanlığın ortak sorunu olarak görüyoruz" dedi.
Başbakan Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde ‘’The Glocal Forum’’ tarafından düzenlenen 5. Glokalizasyon Konferansı’ında yaptığı konuşmada ise şunları söyledi: ‘’Türkiye olarak medeniyetlerin çatışmasının değil, barışın egemen olduğu, farklı kültürlerin özellikle birbirini desteklediği ve birbirleriyle zenginleşerek bir arada yaşadığı bir dünya için var gücümüzle çalışıyoruz. Son yıllarda, özellikle 11 Eylül’den sonra yaşadığımız gelişmeler, medeniyetler ittifakına olan ihtiyacı her geçen gün biraz daha ortaya koymaktadır. Addis Ababa’da milyonlarca çocuk ölümü beklerken, Telafer, Kerkük acı çekerken, Gazze alev alev yanarken Ankara’da, Londra’da, Paris’te Washington’da insanların huzurundan mutlaka bir şeyler eksilecektir. Bunu görmezlikten gelemeyiz. Zira küreselleşen bir dünyada yaşıyoruz. Öyleyse adaleti, refahı, mutluluğu, barışı insan hak ve hürriyetlerini, insanca yaşamayı talep ederken, bunu bireysel, lokal olarak asla düşünmemeliyiz. Tüm insanlık için talep etmeliyiz. Bu konuda ne dil ayrımı yapabiliriz, ne din ayrımı yapabiliriz, ne kültürayrımı yapabiliriz, ne insanların zenginliği, fakirliği noktasında ayrım yapabiliriz, ne de insanları siyah-beyaz diye bir ayrıma tabi tutabiliriz.’’
|