Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Haziran 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

Dâvetlerin en güzeli

İstanbul Müftülüğü tarafından düzenlenen ‘Ezanı Güzel Okuma Yarışması’nın finali gerçekleştirildi. Sultanahmet Camii’nde yapılan finalde, Şişli’den Zincirlikuyu Camii İmam Hatibi Mustafa Yaman birinci oldu.

Ezan-ı Şerif’in doğru ve güzel okunması amacıyla İstanbul Müftülüğü tarafından düzenlenen Ezanı Güzel Okuma Yarışması’nın finali Sultanahmet Camii’nde gerçekleştirildi. İstanbul dahilindeki 32 ilçenin birincileri arasında ilk ona girenlerin katıldığı final yarışmasında birinciliği Zincirlikuyu Camii İmam Hatibi Mustafa Yaman kazandı.

Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen Ezanı Güzel Okuma Yarışması’nda seçtikleri iki makamda ezan okuyan imam ve müezzinler arasında ikinciliği Eyüp’ten Ahmed Dede Camii İmam Hatibi Halil Gün, üçüncülüğü Sultanahmet Camii Müezzini Nizamettin Sevi alırken, diğer altı yarışmacının hepsi dördüncü kabul edildi.

Yarışmanın ardından Valide Sultan Camii İmam Hatibi Habil Öndeş, ezan okumanın tekniğiyle ilgili bilgi verirken Dr. Mehmet Ali Sarı da ezanın tarihçesi ve önemi hakkında bir konuşma yaptı. Ezanın Peygamberimizin (a.s.m.) Risaletinden on üç sene sonra Medine’de ortaya çıktığını söyleyen Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Ali Sarı, sahabelerden bazılarının rüyalarında görmeleri, Peygamberimizin (a.s.m.) de vahye mutabık kabul etmesiyle ezanın çerçevesinin teşekkül ettiğini anlattı.

Bir dâvet şekli olan ezanı ilk okuyanın da Bilâl-i Habeşi olduğunu hatırlatan Sarı, “Ezan her zaman önemli idi fakat bugün daha büyük önem kazanmıştır. Çünkü artık adeta İslâm dinini temsil eder hale gelmiştir, İslâmın sesi olmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığımız da bu dâvetin güzel ve uygun yapılması, talim terbiye sonucu okunmasını hedefleyerek, böyle müsabakalar yapmaktadır” sözleriyle konuşmasını sürdürdü.

Birinciye 1000 YTL, ikinciye 750 YTL, üçüncüye 500 YTL ve diğer yarışmacılara üçer altının hediye edildiği finalde birinci seçilen yarışmacı Eylül ayında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Ankara’da gerçekleştireceği Türkiye geneli Ezan okuma yarışmasında İstanbul’u temsilen yarışacak.

Naciye KAYNAK / İSTANBUL

22.06.2006


 

Tarih ilgisizlik kurbanı

Eski tarih kayıtlarında ‘Işık Ülkesi’ olarak adlandırılan Likya Bölgesi adeta bir açık hava müzesi gibi. Bu bölgede hiç ummadığınız anda, bazen bir antik şehir, bazen yalnız bir lahit, bazen zamana inat ayakta kalmaya çabalayan bir yapı parçası karşınıza çıkar.

Bodrum Sualtı Müzesindeki zindanın girişinde yer alan yazının sahte olup olmadığı şeklindeki tartışmalar sürerken Antalya’nın Kaş ilçesi Sahil Kılınçlı Köyünde bulunan iki antik şehirdeki 2 bin 500 yıllık tarihi kaya mezarları ilgisizlik yüzünden harabeye dönmüş durumda. Dalaman ile Antalya arasında yer alan ve eski tarih kayıtlarında ‘Işık Ülkesi’ olarak adlandırılan Likya Bölgesi adeta bir açık hava müzesi gibi. Bu bölgede hiç ummadığınız anda, bazen bir antik şehir, bazen yalnız bir lahit, bazen zamana inat ayakta kalmaya çabalayan bir yapı parçası karşınıza çıkar.

İşte tam bu bölgenin merkezinde yer alan 12 büyük Likya şehrinin merkezi konumundaki Aperlai’de (Sıcak İskelesi) bulunan tarihi kalıntılar zamana inat ayakta kalmaya çalışıyor. Yer yer definecilerin tahrip etttiği kaya mezarları üzerindeki Likya dilinde yazılan yazılar bile defineciler tarafından tahrip edilmiş durumda.

Bodrum Sualtı Müzesi’ndeki zindanın girişindeki yazıyı tüm Türkiye tartışırken, Türkiye’nin bir başka köşesindeki tarih, ilgisizlik yüzünden yok olmak üzere. Aperlai’ye sadece 6 km. uzaklıktaki Apollonia da aynı durumda. Her iki şehirde de çevreye dağılmış Lykia tipi lahitler (kaya mezarları) ilgi ve koruma bekliyor. Onlarca tarihi yapı ve kaya mezarlarının yer aldığı bu iki antik şehrin inşa edildiği tarih kesin olarak bilinmemekle birlikte araştırmacı Bilge Umar’a göre adı ‘Akarboğaz’ anlamına gelen Aperlai’nin adına basılan M.Ö 5. yüzyıla ait, gümüş sikkelerin bulunması bu şehrin en az 2 bin 500 yıllık olduğunu gösteriyor. Ele geçen sikkelerden, bir Lykia şehri olan Aperlai’nin tarihinin M.Ö. V. veya IV. yüzyıla kadar inebildiği; İsindi, Simena ve Apololnia ile birlikte Lykia Birliği içinde bulunan Aperlai'nin, aynı zamanda birliğin başı olduğu tarihî kayıtlarda mevcut.

Likya Medeniyeti’ne ait Aperlai antik şehri, depremlerle birlikte suya battığı için batık şehir olarak anılıyor. Burası tekne turu yapan turistlerin gözde mekânları arasında yer alıyor. Likya kaya mezarları ve lahitler hâlâ orijinalliğini koruyor. Mezarlar üzerindeki yazıtlar Likya Medeniyetine ait bilgiler içeriyor. Yazı dili Likçe. Aperlai batık şehri lahitleri, muazzam Akdeniz manzarasıyla Mavi Yolculuğun vazgeçilmeyen durağı. Köylüler, ise kendi imkânlarıyla bu tarihî şehirleri koruyup, bakımını yapmalarının mümkün olmadığını belirterek, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin bu iki şehre ilgisizliğinden şikayet ediyor. Bölgeye ait haritalarda yer alan bu tarihi şehirleri görmek isteyen turistler kilometrelerce yürüyerek bu şehirlere ulaşabiliyor. Her iki şehrin de yolunun bulunmaması sebebiyle turistlerin uzun ve çileli bir yolculuktan sonra tarihî eserlere ulaşabildiğini ifade eden köylüler, bu şehirler için yapımına başlanan kara yolunun tamamlanmasını, tarihi eserlerin restorasyondan geçirilerek, turizmin hizmetine sunulmasını istiyor. Köy Muhtarı Ahmet Çakır, yolun her iki tarihî şehir için hayatî önemde olduğunu ifade ederek, başlanan ve 3 km.’si yapılan yolun tamamlanması için girişimlerini sürdüklerini söyledi. Köyden tarihî eserlere duyarlı bir vatandaş olan Zafer Güçlü, ise her iki şehirde de turistlerin rahatça gezebilmesi, çalılıkların temizlenmesi gerektiğini söyledi.

Apollonia: Bu tarihî şehre ulaşmak için Sahil Kılınçlı Köyünden güneye bir toprak yola giriliyor. Bu yol Aperlai’ye de 3 km. yaklaşıyor. Arabayla 1 km. gidin. Sağınızda, yaklaşık 700 metre ötedeki tepede kalıntılar göreceksiniz. Şehir surları ve muhteşem bir manzara sizleri bekliyor.

Aperlai: Aperlai’ye (Sıcak İskelesi) Sahil Kılıçlı köyünden sonra 3 km.’lik toprak bir araba yolu var. Sonra da yaklaşık 3 km. yürümek gerekiyor. Ama Aperlai’ye denizden tekneyle gelmek en iyisi. Tekne için ise en uygun yer Üçağız Köyü. Kaş ve Demre çıkışlı günübirlik tekne turlarının bir bölümü Aperlai’ye uğruyorlar. Derin ve dar bir koyda kurulmuş antik şehir, surlarla çevrili. Şehrin bir bölümü, deprem sonucu meydana gelen kaymayla su altında kalmış. Burası da mavi ile yeşilin buluştuğu bir nokta.

NASIL GİDİLİR?

Kaş’a hava yoluyla Dalaman-Fethiye üzerinden gelelinebileceği gibi Antalya üzerinden de gelinebilir. Fethiye 'den 105 km. olan Kaş, Antalya'dan ise 187 km. Kaş’a karayoluyla da Fethiye ve Antalya üzerinden gelinebilir. Kaş’tan çıkıp Kaş-Demre/Finike yoluna girince Kaş’tan yaklaşık 16 km. sonra sağa, Üçağız (Kekova) yolu ayrılıyor. Üçağız’a kadar inen 19 km.’lik yol dar ama asfalt. Anayoldan ayrıldıktan 9 km. sonra karşınıza Sahil Kılıçlı köyü çıkacak. Üçağız’a gitmeden ya da dönerken Kılıçlı (Sıçak) köyü yakınlarındaki Apollonia ve Aperlai (Sıcak iskelesi) antik şehirlerine uğrayabilirsiniz.

Mustafa Gökmen / ANTALYA

22.06.2006


 

Albaraka Türk’ten 14. Kitap Haftası

Albaraka Türk’te geleneksel hale gelen “Çocuk Kitabı Haftası”na bir yenisi daha eklendi. “Çocuklar Geleceğimizdir” sloganıyla hazırlanan çocuk kitaplarının 14.'sü okulların yaz tatiline girmesi sebebiyle “karne” hediyesi olarak, Albaraka Türk Şubeleri’nden dağıtılıyor.

Küçüklerin anlayacağı bir dil ve üslûpla hazırlanan “Ördek ve Kaplumbağa” isimli kitabı Mustafa Baydemir Kelile ve Dimne’den derlerken, Hasan Aycın da çocuklar için resimledi. Ördek ve Kaplumbağa kitabında çocuklarımız tarafından ilgiyle okunacak hikayelere yer verildi. Nasip, Boş Davul, Meraklı Maymun ile Ördek ve Kaplumbağa kitapta yer alan hikayelerden bazıları. Hikaye sonlarında, anlatılan öğretiyle ilgili çıkarılabilecek ana fikir konusunda da çocuklarımızı yönlendiren kitap, bu anlatımını da neşeli bir şekilde dile getiriyor.

Albaraka Türk’ten yapılan açıklamada, uzun bir çalışma ve emeğin ürünü olan “Tomurcuk” isimli kitabı, önümüzdeki dönemde yeni kitapların takip edeceği belirtildi.

22.06.2006


 

Yeşilay dergisinin yeni sayısı çıktı

“Her Hafta Yeşilay Haftasıdır” sloganıyla çalışmalarını arttıran Yeşilay, profesyonel bir ekiple çıkarttığı dergide birbirinden önemli konuları ele alıyor.

Yeşilay’ın yaptığı faaliyetlerin anlatıldığı, bir kaynak niteliği taşıyan dergi birçok konuda kaynak olarak gösteriliyor. Büyük bir titizlikle hazırlanan derginin Haziran sayısından bazı konu başlıkları şöyle:

M. Necati Özfatura “Alkol ve Toplum”

Doç. Dr. Sefa Saygılı “Rakı Patlaması”

Ahmet Sırrı Arvas “Babalara Özel”

Dr. Levent Saraç “Uyuşturucunun İlginç Tarihi”

Cüneyt Arkın “Genel Ahlâk”, Dr. Senai Demirci “Babalar ve Gölgeler”

22.06.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004