Çeşitli üniversitelerden yaklaşık 250 profesör, birçok öğrenci ve akademisyen dahil olmak üzere toplam 3100 kişi tarafından imzalanan ortak açıklamada, TMK tasarısından duyulan endişeler dile getirildi. Açıklamada, “Mevcut yasalarca cezalandırılamayacak hiçbir suç yok iken, terörün tanımını genişleterek, basın ve üniversiteler de dahil olmak üzere, birçok sivil kuruluşa ağır cezaî yaptırımlar getiren bu yasa, belli ki terörle değil, toplumla mücadele etmeyi hedeflemektedir” denildi.
Adalet Komisyonu tarafından alt komisyona gönderilen Terörle Mücadele Kanunu (TMK) Tasarısı’na tepkiler sürüyor. TBMM’ye sunulacak olan TMK Tasarısı’ndan kaygı duyan, aralarında çeşitli üniversitelerden çok sayıda profesörün de bulunduğu, birçok öğrenci, akademisyen ve mezun tarafından “Toplumla Mücadele Yasasına Karşıyız” sloganıyla “www.tmykarsiti.org” sitesinde başlatılan imza kampanyası sürüyor. “Toplumla Mücadele Yasasına Karşıyız” mesajlı bildiriye, imza atanların sayısı, dün itibariyle 4 bin 540 kişiyi aştı. Sitede, 11 Haziran Pazar günü Kadıköy’de “Toplumla Mücadele Yasasına Hayır” mitingi düzenleceği de hatırlatılarak, TBMM’ye sunulacak olan TMK Tasarısı’ndan son derece kaygı duyulduğu belirtildi. Mitinge çağrı metninde, “Mevcut yasalarca cezalandırılamayacak hiçbir suç yok iken terörün tanımını genişleterek, basın ve üniversiteler de dahil olmak üzere, birçok sivil kuruluşa ağır cezai yaptırımlar getiren bu yasa, belli ki terörle değil, toplumla mücadele etmeyi hedeflemektedir. Tasarı yasalaşırsa toplumda eleştirel ve özgür düşünceyi savunan birey ve kurumların, en temel demokratik hakların, sivil örgütlenmenin ve gerçek anlamıyla bilim yapabilmenin önü ciddi biçimde kapanacaktır” denildi.
Bu yasa tasarısı karşısında sessiz kalmak, hukukun yerini korku ve sindirme pratiklerinin almasına razı olmak sonucunu doğurcağı kaydedilerek “Üniversiteliler olarak toplumsal sorumluluğumuzun, temel hak ve özgürlüklerin güvenlik gerekçesiyle askıya alınmasına karşı çıkmak olduğu inancını taşımaktayız” görüşü dile getirildi.
Toplum her kesimini TMK Tasarısı konusunda bilgilenmeye çağıran imza metninde ise şu ifadelere yer verildi:
“Öngörülen Terörle Mücadele Yasası, medyada yansıtıldığı gibi silahlı eylemlerde bulunanlar ve bunların liderleri hakkında değildir. Medyanın tek bir maddeye odaklanarak tasarıyı tartışma eğilimi ve meclisteki partilerin tasarıya karşı geliştirdikleri eleştiriler, tasarının anti-demokratik özünü görünmez kılmaktadır. Çünkü öngörülen yasa, yeni suç kategorileri icat edip terör tanımını genişletmektedir. TCK’da düzenlenen suçların yüzde 30’unu terör suçu haline getirmekte ve her türlü muhalif hareketi itham altında bırakarak biz sivil halkı hedef almaktadır. Ayrıca Anayasa Mahkemesinin 1999’da iptal ettiği kolluk güçlerinin duraksamadan ateş etme yetkisini geri getirerek yeniden yargısız infazlar döneminin gündeme gelmesine imkân tanımaktadır.
SİVİL TOPLUM HEDEF ALINIYOR
Tasarının en tehlikeli maddelerinden birisi de 6. maddedir. Bu madde, örgüt amacının afiş veya pankartla yaygınlaştırılmaya çalışılmasını suç saymakta ve bu suçun ‘dernek, vakıf, siyasi parti, işçi ve meslek kuruluşlarına veya bunların yan kuruluşlarına ait bina, lokal, büro veya eklentilerinde veya öğretim kurumlarında veya öğrenci yurtlarında veya bunların eklentilerinde’ işlenmesi halinde, cezanın iki katına çıkarılacağını belirtmektedir. Bir diğer deyişle tasarı üniversiteleri, sivil toplum kuruluşlarını ve sendikaları açık olarak hedeflemekte, örgütlenme özgürlüğünü açıkça ihlal etmektedir.
TOPLUM GÖZALTINA ALINACAK
Tasarı ile dinleme, izleme, teknik takip kapsamı genişletilerek tüm toplum gözaltına alınmak istenmektedir. Devlet gizli soruşturmacılarla tüm muhalifleri izleyecek, gizli muhbirlerle kişi özgürlüğü ve güvenliği büyük tehdit altına girecektir. 19. maddede suç faillerinin yakalanabilmesine yardımcı olan ya da yerini bildirene para ödülü tüm toplumu ihbarcılaştırmayı hedeflemektedir. Yasanın amaçlarını en açık biçimde yansıtan yanı muğlâklığıdır. Yasanın birçok yerinde ‘bazı,’ ‘kimi,’ ya da ‘andıran’ gibi sıfatlar kullanılmakta ve birçok hukukçunun da belirttiği gibi yasa uygulayıcılara geniş bir keyfiyet alanı açmaktadır. Yani tasarı bir yandan çeşitli ‘suçların’ cezasını arttırırken bir yandan da belirsizlik yoluyla kapsamını genişletmektedir. Bununla beraber yeni TMY ile cezaları bir üst sınır ile sınırlayan hüküm kaldırılmaktadır.”
|