Meclis Susurluk Araştırma Komisyonu üyelerinden CHP eski Milletvekili Fikri Sağlar, hukuk devleti anlayışının yerleşmemesi halinde yeni çetelerin ortaya çıkacağı uyarısında bulunarak, “Eğer bu beş çetenin üzerine gidilmezse yarın on beş çeteyi, öbürsü gün de yirmi beş çeteyi göreceğiz” dedi.
CHP eski milletvekillerinden Sağlar, Danıştay saldırısı ve sonrasında yaşanan olayları Zaman gazetesinde Nuriye Akman’a değerlendirdi. Egemenliğin kayıtsız şartsız milletin değil, derin devletin olduğuna inanan Sağlar, hukuk devleti anlayışının yerleşmemesi halinde yeni çetelerin ortaya çıkacağı uyarısında bulundu. Son 7 ayda 5 çetenin yakalandığının hatırlatılması üzerine Sağlar, “Eğer bu beş çetenin üzerine gidilmezse yarın on beş çeteyi, öbürsü gün de yirmi beş çeteyi göreceğiz. Bu çeteler şimdi Danıştay’a saldırabildiler. Yarın daha büyük organa saldırmaya cesaret bulacaklar” dedi.
IVIR ZIVIR DİYEREK SULANDIRILMAMALI
Susurluk kazasından sonra araştırma komisyonları kurulduğunu, ilk etapta tetikçilerin yakalanıp, mahkûm olduklarını hatırlatan Fikri Sağlar, “Parlamento bunun üzerine gitmekten sarf-ı nazar etti. Şimdi anamuhalefet partisi başkanı çetelere ‘ıvır zıvır’ diyerek işi sulandırdı. Anlaşılan bu düzen devam edecek” diye konuştu.
Danıştay saldırısında adı ‘kilit isim’ olarak öne çıkan Muzaffer Tekin ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük arasındaki ilişkiye de değinen Fikri Sağlar, şöyle konuştu:
“Muhtemelen 1980 ihtilâli sonrasında o günkü darbeci yapının içinde çalışmışlardır. Muhtemelen bunlar JİTEM oluşumu içerisindedir. Birbirlerini tanımamaları mümkün değil. Veli Küçük’ün Susurluk’ta kendisiyle ilgili dosyaların açıklığa kavuşması için bilgi vermesi zorunluydu. Bunu yapmadı. Şimdi daha da zorunlu bir halde. Üstelik emekli. Veli Bey’in yeniden sorgulanması gerekir. Onun vereceği bilgiler ile birçok şey aydınlanabilir.”
Sağlar, yargının bu bağlantıyı dikkate almamasını ise, “Çünkü asıl önemli sorun hukuk devleti olmaktan çıktıkça, yargı içerisinde bulunanların da güvenceleri ortadan kalkıyor. Bir savcı bir iddianame hazırladı diye görevinden alınıyor” şeklinde değerlendirdi.
Çetelerin ekonomik kaynakları konusunda Kıbrıs’taki off-shore bir bankayı örnek gösteren Fikri Sağlar, bu bankanın sahipleri arasında istihbaratçıların, MİT’ten ve emniyetten insanların olduğunu ileri sürdü. Yeraltında risk yükseldikçe kârın arttığına dikkat çeken Sağlar, şu ifadeleri kullandı:
“Uyuşturucu ya da insan kaçırıp yakalanmazsanız, çok yüksek kârlar elde edersiniz. Riski düşürmek için siyasetçiyi, bürokratı, güvenlik görevlisini devreye sokarsınız. Bu yapıya hiçbir siyasî irade müdahale edemiyor. Siyasetçi o derin odakla mücadeleden korkuyor.”
|