Önce kendini tanı
Birey tekâmülünü sağlamak için “kendini tanıma”dan başlamalıdır. Kendini tanıma ihtiyacı, her insanın cevabını aradığı ve ikilemlerini çözmeye çalıştığı, değişmeyen iç gündemidir.
Ben kimim? Amacım nedir? Ne tür yeteneklere sahibim? Beni en çok mutlu edecek meşguliyetim ne olmalıdır? Yaratılış amacımı ne kadar biliyorum? Kendimle ne kadar buluşuyorum? İç tutarlılığımın neresindeyim? Hemen herkesin kendine sıkça sorduğu bu soruları daha da çoğaltabiliriz.
Aslında çoğu tereddütlerimiz ve iç korkularımız, cevabını yeterince netleştiremediğimiz konulardır? Belirsizliklerimiz, tanımsızlığımızdır. Tanımlı olmak için, kendimizi doğru tanımamız gerekir. Bunun için de kendimize bir tanı, teşhis koymalı, durum tesbiti yapmalıyız.
Ne durumdayım? Ne yapmak istiyorum? Ne tür kaynaklara sahibim? Bu soruların cevabını arayan insan, kendisiyle yüzleşmeye ve vaziyetini gözden geçirmeye adaydır.
Bir başkasının ayna olacağı üçüncü gözle kendimizi değerlendirmeliyiz. Tecrübeler ışığında kendimizi yorumlamalıyız. Eğitici programlara katılmalıyız.
En önemlisi de, Kur’ân ve hadis ışığında Risâle-i Nur’un insanla ilgili konularını iyice okuyup, o yaklaşım dahilinde becerilerimizi ve hedeflerimizi maksadımıza uygun hale getirmeliyiz.
|