"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur’u okumadan yaşamak, yaşamak değil

28 Nisan 2023, Cuma 02:54
Risale-i Nur, Kur’an hakikatlerini söylediği için çok tesirli. Onu okuyup sevmemek mümkün değil. Risale-i Nur ile kendimi, dünyayı, en önemlisi de Rabbimi gerçek manada tanıdım. Allah Risale-i Nurlardan bizi ayırmasın. Âmin.

YENİ ASYA ABONESİ, 88 YAŞINDAki ŞEFKAT KAHRAMANI RESMİYE EREN  ANLATIYOR

YAZAN: Ediz Yörük

Size 88 yaşındaki saff-ı evvel Nur Talebesi anneannemi tanıtmak istiyorum. Ondan ettiğim istifademi paylaşmak istedim. Onun hakkını ödeyemem, ama onun nur yüzüne bakıp bir teşekkür olarak bu yazıyı yazmaya çalıştım. 

Cenab-ı Hak, insanı sonsuz şefkati ile yaratarak ruhuna mucizevi vücut giydirip binlerce duygularla süsleyip dünya menziline yollarken, onu şefkatle bekleyen bakıp sahip çıkacak insanları da daha önceden yaratmış o gelen misafir için bekletiyor. Beni de bekleyenlerin başında canımdan çok sevdiğim, beni büyüten, bana bakan, beni okutan, Risale-i Nuru öğreten, Yeni Asya’yı sevdiren anneannem Resmiye Eren geliyor. 

Sevgili anneannem geçmişini şu şekilde anlatıyor:

Rahmetli dedem 1912 yılında annemi 1 yaşında iken bırakıp, Balkan Harbine katılmış, İstanbul’dan Edirne’ye adım adım 2 yıl savaşmış kahraman bir gaziydi. Memleketi gördüğü için 1934 yılında Evlâd-ı Fatihan dedem ailesiyle birlikte Romanya’dan Tekirdağ’a göçmüşler. Ben Resmiye Eren, 1936 yılında Tekirdağ Mahramlı köyünde dünyaya misafir olarak gelmişim. 

9 yaşımda babamın vefatıyla yetim kalınca, annem ve kardeşlerimle anneannem ve dedemin yanına geldik. Çocukluğum kıtlık ve fakirlik yıllarıyla geçti. Annem tarikattan yetişme çok dindar bir kadındı, beş çocuğunu da dindar yetiştirdi. Dedem arıcılıkla uğraşırdı, bana bir keresinde “namazını hiç bırakmazsan sana arı vereceğim” demişti. Bana çok değer verdiği arılarından kovan verecekti. Ben gün boyu tarlada çalışmış ve yorgunluktan yatsı namazımı kılmadan uyuduğum için ertesi gün “arıyı kaybettin” demişti. Dedem yeni ezan Türkçe okunacak denilince, evin dış köşesinde ezanı Arapça okuyup namazını öyle kılardı. Anneannem “Yavaş oku sesini kimse duymasın, seni hapse atarlar” diyordu, ama dedem çok mertti, hiç çekinmezdi, korkmazdı. 1950 yılında ezan yeniden Arapça okunmaya başlayınca, anneannem “ölmeden asıl ezanımızı duyduk Elhamdülillah” deyip açıp ellerini ağlayarak şükretmişti.

Büyüdükçe dört kardeşime sahip çıkmaya çalıştım. Beni 16 yaşında evlendirdiler, Eskişehir’e geldim. Üç çocuğum oldu, üç torunum ve iki torunumun da 3 çocuğunu gördüm Elhamdülillah.


O yıllarda okuduğum Kastamonu Lahikası ve Hanımlar arası nurlu mektuplarımız

Çocukken dindar bir ailede yetiştiğim için namazımı kılardım, fakat tesirli bir ders arayışı içindeydim, bulduğum kitap ve gazeteleri okurdum. 1957 yılında Eskişehir’e camiye yasaklı hoca gelmiş diye duyduk. Gazetelerden de okumuştum. Bediüzzaman gelmiş, çok kalabalıktı, bekledik, çok merak ettik, polislerden korkup göremeden eve döndük. Eşim Devlet Demir Yollarında çalışıyordu, eve getirdiği gazetede 1958 yılında Üstadın fotoğrafını gördüm. Bilmeden “Bey ben bu âlimin kitaplarını istiyorum” dedim ruhu canımla. Eşim de “Bu adam yasaklı baksana” dedi, “Olsun sen getir” dedim. Eskişehir’de camide vaaza gidiyordum. Ali Rıza Hoca kürsüde Risale-i Nurlardan anlatıyordu, “Çıkışta İttihad Gazetesi satılmaya başladı, alabilirsiniz” dedi. İttihad Gazetesini almaya başladık, çok tesirli yazıları vardı. 1968 yılında nurcu yazar Zeynep Münteha Polat Hanım Eskişehir’e konferansa geldi. Çok mutlu oldum, nasıl dinleyeceğimi şaşırdım, ön saflara attım kendimi, ona yakın olmak istedim, aradığımı bulduğum için kendimden geçtim.

1970 yılında bir akrabamız Nurcu olmuş, bizi de derse götürdü. Çalışkan ailesinin kızlarını gördük, konferansta gördüğüm kızları derste de görünce sevinçten bir daha dersleri bırakmadım. Derslere kızım Türkân ve kardeşim Şükran ile birlikte gidiyorduk ve her hafta müdavimi olmuştuk. Derste Yeni Asya gazetesinin günlük olarak çıkacağını öğrendik, çok sevindik. 

Derslerde Bayram Yüksel Ağabeyin hanımı Nuriye, kardeşleri Ayşe ve Fatma, Ceylan Çalışkan Ağabeyin kızı Nuran Hanım ve hizmette ön saflarda olan Refref Hanım ile görüşüyorduk ve Risalelerden vecizeler dinliyorduk. 

1971 yılında Zübeyir Ağabey vefat edince, Eskişehir’de derste bütün salon hüngür hüngür ağlamıştık, çok üzül-müştük.

Derslere gittikçe eskiden beri aradığımı Risale-i Nurlardan bulmuştum. Sözler’i, Cevşen’i, Tesbihat’ı aldık, fakirdik, alamadıklarımızı da al götür, oku getir şeklinde ödünç alıyorduk. Okuyordum, anlamıyordum, ama çok rahatlıyordum. Uhuvvet Risalesi’ni çok okudum. Kızdığım kimselere kızmamak için, haksızlıkları gördükçe tekrar tekrar okudum. Benimle konuşan insanlarda bir haksızlık gördüğümde çok sevsem de o beni mahvediyor. Bu huyumu çok mert olan dedemden almışım. Aynı zamanda Hazreti Peygamberimizin (s.a.v) beni ihtiyarlattı âyetinin emrettiği gibi ‘dosdoğru ol’ emri aklıma gelirdi.

Yeni Asya Gazetesini alıyorduk, abone olduk, sonra bir daha devamlı olarak eve geldi. Tasvir, Yeni Nesil v.b. gazetenin ismi değişince de almaya devam ettik.

1988 yılında Mehmet Kutlular Ağabey vesilesi ile kardeşim Şükran, Avukat Bekir Berk Ağabey ile evlendi, Cidde’ye yerleşti. Avukat Bekir Berk Ağabey ile akraba olmuştuk. Daha sonra İstanbul’a gelip yerleştiler, Bekir Ağabey ile İstanbul’da görüştük, misafirleri olduk, imamlığında arkasında namaz kılmak nasip oldu Elhamdülillah.

Büyük kızım Türkân’ı evlendirmiş ve Enis ve Ediz isimlerinde 2 erkek torunum olmuştu. Fakat kızım hastalanınca maalesef kocası boşadı, kızımı ve biri 5, diğeri 1 yaşında torunlarımı yanıma aldım. O sıralarda iki kardeşime de bakıyordum, kendi çocuklarımla birlikte çok kalabalık bir aileye, beyimin tek maaşıyla, Allah’ın yardımıyla, bereketiyle geçinmeye çalıştık. Hasta kızıma ve torunlarıma baktım, onları büyüttüm, çocuklarımla beraber onları da okuttum, meslek sahibi olmalarını sağlamaya çalıştım, onları evlendirdim. Kızım okudu üniversitede profesör oldu, hem aileyi destekledi hem de torunlarımın üniversite okuyup meslek sahibi olmalarına çalıştı, teyze olarak onlara kol kanat gerdi. 1994 yılında eşim vefat etti. Eşimden kalan emekli maaşıyla torunlarımı üniversitede okutup Yeni Asya içinde kalmalarını sağlayarak Nur Talebesi olarak yetişmeleri için uğraştım, Rabbim nasip etti şükürler olsun. Torunlarımdan biri vakıflık eğitimi aldı ve farklı şehirlerde vakıflık yaptı. Adana’da vakıflık yaparken hasta annesine ve bana sahip çıktı yanına aldı. Bizi umreye götürdü, sayesinde Kâbe-yi Muazzama’yı ve Medine-i Münevvere’yi ziyaret ettik. Bizi Barla’ya götürdü, Üstadımızın yaşadığı yerleri gördük. Allah ondan ebediyyen razı olsun. Şimdi torunumun 4 yaşındaki kızından vecize duymak “Kâinatta en yüksek hakikat imandır; imandan sonra namazdır” gibi benim için en büyük saadet. 

Büyük kızım Türkan’ın gözleri iyi göremediği, görme alanı az olduğu için sadece gazetenin kalın puntolu manşetini okuyabiliyordu. Risale okuyamıyordu. Tedavisi maalesef yokmuş. Ama okumaya hiçbir şey engel değilmiş. Torunum bilgisayarda birçok parça Risaleyi büyük ve kalın puntolarla yazıcıdan çıktı alıp kitap haline getirdi. Kızım her gün Risale kitaplarını hatmeder bize ders yapar. Risale-i Nur başta elle, sonra matbaada, sonra çeşitli dillerde, Braille alfabesi ile ve bir de böyle büyük puntolu şekilde yazıldı. Kimse mahrum kalmadı Elhamdülillah. Risale-i Nur, Kur’an hakikatlerini söylediği için çok tesirli. Rabbim Risale-i Nuru gönlümüze göre vermiş. Onu okuyup sevmemek mümkün değil. Risale-i Nursuz yaşamak, yaşamak değil. Risale-i Nur ile kendimi, dünyayı, en önemlisi de Rabbimi gerçek manada tanıdım. Allah Risale-i Nurlardan bizi ayırmasın. Âmin.

Günlerimi şu şekilde yaşıyorum:

Gece kalkıp teheccüd namazımı kılarım ve ardında sabah namazımı kılarım sonra cevşen, tesbihat ve duaları okurum. Gün içinde takip ettiğim Risalemi ve Yeni Asya gazetemi okurum. Evlatlarımla, torunlarımla vakit geçiririm.

Yeni Asya Gazetesi hakkında düşüncem:

Halen her gün torunum Yeni Asya gazetesini eve getirmekte. 88 yaşımdayım. Gazeteyi okurken kollarım ağrıyor bazen uyuya kalıyorum onun için torunum abone olmuş bilgisayardan e-gazeteyi açmayı öğretti her gün kendim bilgisayarın açma tuşuna basarak internetten Yeni Asya’yı açıyorum, Mouse tekerleği ile kaydırarak tüm yazıları okuyorum elhamdülillah. Bilgisayardan gazeteyi okumayı daha çok seviyorum, gazete kollarımı yoruyor, bilgisayar daha iyi oldu. Yeni Asya’daki yazılardan çok istifade ediyorum. Ruhu canımla yazarları çok takdir ediyorum. En ön safta maddi manevi tüm zorluklara katlanıyorlar. Onlara çok dua ediyorum. Yeni Asya’yı ilk çıktığından beri okuyorum, halen okumaktayım, herkese tavsiye ediyorum, herkesin okuması lazım. Yeni Asya hiç değişmedi, inayet altında. Ben şahidim.

 Allah Yeni Asya’dan bizi ayırmasın. Aklım yatsa da yatmasa da Yeni Asya’nın şahs-ı manevisinin kararını öğrenir ve ona uyarım, sahip çıkarım, tenkit edilmesinden de üzülürüm. Yeni Asya söyledi ise doğrudur, onu Allah korur. Yayın politikasını Allah korur. Yeni Asya’yı haksız bulan, kendi haksızdır. Yeni Asya’yı hatalı bulan, kendi hatalıdır. Almayan kendi zarar eder, mahrum kalır. Yeni Asya şahıs değil, şahs-ı manevîdir. Yeni Asya’yı Üstadım ve Peygamberim (S.A.V) alkışlıyor. Rahmet-i İlahiye tebessüm ediyor. Halil Uslu Ağabeyin dediği gibi, vefata kadar iftiharla Yeni Asyacıyım. Bu vesile ile Yeni Asya gazetesinin 54. yılını tebrik eder kıyamete kadar nice hizmet dolu yılları olmasını Rabbimden niyaz ederim. Âmin.

Okunma Sayısı: 13061
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ahmet

    29.4.2023 10:22:39

    Allah razı olsun, bizlere şevk ve ders verdiniz.

  • Muzaffer erol

    28.4.2023 18:26:58

    Resmiye Teyzenin hayatı ile ilgili hatırayı dikkat ve teenni ile okudum. Şefkat kahramanı teyzemizin hayatı, ibadeti, sadakati, samimiyeti ve Kur'an ve iman hizmetine olan muhabbetiyle ve Yeni Asya ile şahs-i maneviye bağlılığı gibi sabrı, şükrü, duayı, teslimiyeti ile 88 yaşında bir nur talebesi olarak numune-i imtisal hayatıyla herkese mesajlar vermiş.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı