“ŞU ANDA TÜRKİYE’DE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDEN SÖZ EDİLEMEZ. YAYIN KURULUŞLARI SARAYA BAĞIMLI. KARARTMA UYGULUYOR, GERÇEKLERİ ÖRTÜYORLAR. AMACIMIZ BAĞIMSIZ HABERCİLİK.”
Sonuçları AA’dan önce açıkladı
23 Hazİran akşamı seçim sonuçlarını ilk duyuran ajansın Koordinatörü: “300 kişilik ekibimiz sandık başlarından bize sonuçları iletti, biz de daha AA veri akışına başlamadan o sonuçları televizyonlara geçmeye başladık. Doğru sonuçları verdik. Çok kısa süre sonra YSK Başkanı bire bir aynısını kamuoyuna açıkladı.”
Bağımsız haber akışı
“Hiçbir siyasî iradeye bağlı olmadan, herhangi bir siyasî tavır göstermeden, tamamen bağımsız bir şekilde televizyon, gazete ve dergilere haberleri olduğu gibi geçmeyi amaçlıyoruz. Bunun için uğraşacağız. Para ve iktidar odaklarıyla göbek bağı olmayan tüm basın yayın kuruluşlarının desteğini bekliyoruz.”
***
Özgürce gazetecilik yapmak istiyoruz
Sorularımızı cevaplayan ANKA Haber Ajansı’nın Genel Koordinatörü Adnan Bulut, “Hiçbir siyasi iradeye bağlı olmadan, tamamen bağımsız bir şekilde televizyon kuruluşlarına, gazetelere, dergilere haber geçmeyi amaçlıyoruz. Tek amacımız var; özgürce gazetecilik yapmak” dedi.
31 Mart seçim gecesi Anadolu Ajansı’nın (AA) 13 saat veri akışını kesmesi çok tartışılırken bağımsız bir ajans ihtiyacı da belirgin hale gelmişti. Yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan seçimlerinde büyük bir başarı sergileyerek seçim sonuçlarını en hızlı ve tam isabetle veren ANKA Haber Ajansı, gecenin kahramanlarından biri olarak tarihteki yerini aldı. ANKA Haber Ajansı’nın Genel Koordinatörü Adnan Bulut ile 23 Haziran akşamını ve ajansın başarısını ve bundan sonraki hedeflerini ve çalışmalarını konuştuk. Adnan Bulut, tüm bağımsız yayıncılardan ANKA’ya destek olmalarını beklediklerini söyledi.
Ülkenin tek adam rejimiyle her alanda tekelleşmeye götürüldüğü bir süreçte 23 Haziran akşamı Anadolu Ajansı (AA) tekelini kırarak tarihî bir başarıya imza attınız. Anka’nın yeniden doğuşunun böyle bir dönüm noktasına denk gelmesi size neler hissettirdi?
Zaten Türkiye’nin bir ajansa ihtiyacı olduğu kanaatindeydik. Çünkü biliyorsunuz Doğan Haber Ajansı (DHA) da Demirören Grubu’na geçtikten sonra kendine otosansür uygulamaya başladı. AA’nın da 31 Mart seçimlerindeki tutumu ortada; 13 saat boyunca insanların seçim sonucu alma ihtiyacını karşılayamadı. Bir karartma uyguladıkları kanaatindeyiz. ANKA Ajansı da Altan Öymen’lerin Uğur Mumcu’ların kurduğu bir ajanstı. Bir baskı döneminde kurulmuştu. Ne yazık ki yaşatılamamıştı. İsim hakkını elinde bulunduran insanlarla irtibat kurduk, ajansı bize verip veremeyeceklerini sorduk. Onlar da tamamen iyi niyetle, yeter ki bu ajans yaşasın diye isim hakkını da verdiler. Biz de arkadaşlarla İstanbul seçimi için çalışmaya başladık. Yaklaşık 300 kişilik bir ekip kurduk, 300 kişi 40 kişilik kadrolu muhabirlerimize bağlı olarak çalıştı. Her ilçede bir kadrolu muhabirimiz ve ona bağlı sekizer onar kişilik gruplar halinde gönüllü muhabirlerimiz vardı. Sandık başlarından bize sonuçları ilettiler, bizler de daha AA veri akışına başlamadan o sonuçları televizyonlara geçmeye başladık. Doğru sonuçları verdik. Zaten bizim sonuçları açıklamamızdan çok kısa süre sonra YSK Başkanı çıkarak bizim açıkladığımız sonuçların birebir aynısını kamuoyuna açıklamış oldu.
Basın özgürlüğü üzerinde giderek artan baskı, engeller, tekelleşme ve gazetecilerin maruz kaldığı soruşturma, yargılama ve mahkûmiyetlerin devam ettiği, OHAL’in süren etkileri, yine gazetecilere yönelik basın kartı, gri pasaport ve resmî ilan dağıtımındaki ayrımcılık ve keyfîlikler devam ederken, bir gazeteci olarak yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de şuanda bir basın özgürlüğünden söz edilemez. Yayın kuruluşları, gazeteler, radyolar, televizyonlar, dergiler birçoğu ne yazık ki tek bir adamın iki dudağı arasında ve Saray’a bağımlı haldeler. Neredeyse bütün yayın kuruluşları bağımlı hareket ediyorlar. Gazeteler aynı manşetleri atıyorlar. Televizyonlar kamuoyunu bilgilendirmekten son derece uzaklar. Bir tarafta yokluk, yoksulluk, sefalet, işsizlik var. İnsanlar kredi kartı borcu sebebiyle intihar ederken, ana akım medyanın haber bültenlerine bakın; ‘pirelerle, develerin haberi’ni veriyorlar. Karartma uyguluyorlar, gerçekleri örtüyorlar. Bu anlamda kurduğumuz ajansı önemli buluyorum. Hiçbir siyasi iradeye bağlı olmadan, tamamen bağımsız bir şekilde televizyon kuruluşlarına, gazetelere, dergilere haber geçmeyi amaçlıyoruz. Tek amacımız var; özgürce gazetecilik yapmak.
Seçim yayınına başlayınca sabotaj ya da engelleme girişimlerine maruz kaldınız mı?
Hayır öyle bir şeyle karşılaşmadık. Biz çok hazırlıklıydık zaten. Serverlerımızda ona göre hazırlıklıydı. Teknik olarak da kendimizi yedeklemiştik. Türkiye içerisinde bir hacker saldırısı yaşansa bile Avrupa’da da bir serverla yedeklemiştik kendimizi, onu bertaraf edecektik. Onun dışında herhangi bir baskı, bir telefon, bir tehdit ya da şantaj gelmedi. Bizim bağlı olduğumuz Güneşim Medya Grubu var, maaşlarımızı ödeyen, bağlı olduğumuz şirketin sahibi. Onlara bağlı bir televizyon kuruluşu da var Kültür Radyo Televizyonu (KRT), oradan da sonuçları hızlıca vermeye başladı arkadaşlarımız. O gece AA veri açıklamıyor, YSK da yayın yasağını kaldırmıyordu. Bütün Türkiye merak içerisindeydi. Biz o anlamda bu karartmayı sağlam duruşumuzla kırdığımızı ve vatandaşlara çok merak ettiği haberi ulaştırdığımızı düşünüyoruz.
RÖPORTAJ: ÜLKER YILMAZ CABA
[email protected]