befleriyetin yakn bir gelecekte uyanaca¤n müjdelemek-
tedir. Çünkü, din ihtiyac, srf Müslümanlarn de¤il, bilu-
mum insanlarn ezelî ve ebedî ihtiyacdr.
Bugün bedbaht insanlk, din nimetinden mahrum ol-
mann sürekli hicran ve felâketlerini ba¤r yanarak çek-
mektedir. Bu ackl buhrann korkunç neticesidir ki, çey-
rek asr zarfnda iki büyük harbe girmifl ve üçüncüsünün
de kapsn çalmak çlgnl¤n göstermektedir.
Artk bütün insanlar kardefl yaparak yem yeflil Cen-
netlerin nurlu ufuklarndan esen refah ve saadet, huzur
ve asayifl rüzgâryla dalgalanan âlemflümul bir bayrak al-
tnda toplayacak olan yegâne kuvvet, slâmdr. Zîrâ be-
fleriyetin bugünkü hali, tpk slâmdan evvelki insan ce-
miyetlerinin ackl halidir. Bunun için, insanl¤ o günkü
ebedî felâketten kurtaran slâm, bugün de kurtarabilir.
Evet, milyonlarn, milyarlarn kalbinde asrlardan beri ka-
namakta olan o derin yaray saracak yegâne müflfik el,
slâmdr. Her ne kadar ufuklarda zaman zaman baz uy-
durma flklar görülüyorsa da, müstakbel, bütün nur ve
feyzini günefllerden de¤il, bizzat Rabbülâlemînden alan
ezelî ve ebedî yldzndr. O yldz, dünyalar durdukça
duracak ve onu söndürmek isteyenleri yerden yere vura-
caktr.
Cihankymet Üstadm,
Malûm-i fazlâneleridir ki; son günlerde mukaddes da-
vaya hizmet eden baz tenvir ve irflat hareketleri do¤-
mufl, fakat maalesef hiçbirisi Risale-i Nur külliyatnn
TARHÇE- HAYATI
| 1127
R
SALE-
N
UR
VE
H
ARÇ
M
EMLEKETLER
nimet:
lütuf, ihsan, ba¤fl
nur:
aydnlk, parlt, flk
nurlu:
flkl, parltl
Rabbülâlemîn:
âlemlerin Rabbi,
bütün âlemleri idare ve terbiye
eden Allah.
refah:
bollukla geçinifl, geçim ko-
layl¤, hâli vakti yerinde olma, s-
kntsz yaflama.
Risale-i Nur külliyat:
Bediüzza-
man Said Nursînin yüz otuz par-
ça risaleden oluflan külliyat.
saadet:
mutluluk
tenvir:
nurlandrma, aydnlatma,
flklandrma
yegâne:
biricik, tek, yalnz.
zarfnda:
süresince
âlemflümul:
cihan saran, bü-
tün dünyaya yaylan.
asr:
yüzyl
asayifl:
emniyet, kanun ve ni-
zam hakîmiyetin
bedbaht:
bahtsz, talihsiz, za-
vall
befleriyet:
beflerîlik, insanlk
bilumum:
bütün, tamam,
hep, genel olarak.
bizzat:
kendisi, flahsen
buhran:
hastal¤n en a¤r za-
man, nöbet, kriz, ruhî buna-
lm
cemiyet:
topluluk, birlik
Cihankymet:
dünya de¤erin-
de.
ebedî:
sonu olmayan, daimî,
sürekli
evvel:
önce
ezelî:
ezel ile ilgili, öncesiz,
bafllangçsz
felâket:
musibet, büyük dert,
belâ
feyiz:
bolluk, bereket, ihsan,
ba¤fl
harp:
savafl
hicran:
ayrlktan gelen ac,
ayrlk acs
irflat:
do¤ru yolu gösterme,
gafletten uyandrma
mahrum:
bir fleye sahip ola-
mayan, yoksun
malûm- fazlâne:
erdemle
bilinen, faziletle ortaya çkar-
lan üstün bilgi, faziletli kifliye
yakflan bilgi.
mukaddes:
takdis edilmifl,
kutsal, aziz, temiz
müstakbel:
gelecek zaman
müflfik:
flefkatli, merhametli,
sevgi ve ilgi gösteren