Lem'alar - page 713

DörDüNCü NOKta:
İman nuru, lezaiz-i meşruanın zevale başladıkları za-
man hâsıl olan elemleri, emsalinin vücut ve gelmekte ol-
duklarını göstermekle izale eder.
Ve keza, nimetlerin devam edip tenakus etmemesini,
nimetlerin menbaını göstermekle temin eder.
Ve keza, firak ve ayrılmaların elemlerini, teceddüd-i
emsalinin lezzetini göstermekle izale eder. Yani zeval dü-
şüncesiyle bir lezzette çok elemler olur ki, iman o elem-
leri teceddüd-i emsaliyle ihtar ve izale eder. Maahaza, lez-
zetlerin teceddüdünde de başka lezzetler vardır.
evet, bir semerenin şeceresi olmasa, o semerede mün-
hasır kalan lezzet, onun yemesiyle zail olur ve zevali de
mucib-i teessür olur. Fakat o semerenin şeceresi maruf
ise, o semerenin zevalinden elem hâsıl olmuyor; çünkü
yerine gelen var. Ve aynı zamanda, teceddüt haddizatın-
da bir lezzettir.
Ve keza ruh-i beşeri en ziyade sıkan, ayrılmalardan
neş’et eden elemlerdir. nur-i iman o elemleri teceddüd-i
emsal ve tahaddüs-i visal ümidiyle izale eder.
Lem’aLar | 713 |
Y
irmi
d
okuzuncu
l
em
a
vücut:
var olma, varlık.
zail:
sona eren, devamlı olmayan,
yok olan.
zeval:
sona erme, yok olma.
ziyade:
çok, fazla.
elem:
üzüntü, kaygı, tasa, acı,
maddî manevî ıztırap.
emsal:
eş, benzer.
firak:
ayrılık, ayrılma.
haddizatında:
esasında, as-
lında.
hâsıl:
meydana gelen, ortaya
çıkan, beliren.
ihtar:
dikkatini çekme, tem-
bih, uyarı.
iman:
inanma, inanç.
izale:
giderme, giderilme.
keza:
böylece; bunun gibi, öy-
lece.
lezaiz-i meşrua:
helâl lezzet-
ler.
lezzet:
her hangi bir şey kar-
şısında duyulan zevk, haz, ke-
yif.
maahaza:
böyle iken, bununla
beraber.
maruf:
bilinen, tanınmış.
menba:
kaynak.
mucib-i teessür:
üzüntü ve-
rici, üzüntüyü gerektiren.
münhasır:
özel, sınırlanmış, sı-
nırlı.
neş’et etme:
meydana gelme.
nimet:
iyilik, lütuf, bağış.
nokta:
konu, derece, işaret,
yön.
nur:
aydınlık, ışık.
nur-i iman:
iman nuru, iman-
dan gelen ışık, aydınlık.
ruh-i beşer:
insanın ruhu.
semere:
meyve, sonuç.
şecere:
ağaç.
tahaddüs-i visal:
kavuşmayı
tahmin etmek.
teceddüd-i emsal:
benzerle-
rinin yenilenmesi.
teceddüt:
tazelenme, yeni-
lenme, yenileşme, yenilik.
temin:
sağlama.
tenakus:
eksilme, azalma.
1...,703,704,705,706,707,708,709,710,711,712 714,715,716,717,718,719,720,721,722,723,...1406
Powered by FlippingBook