Asâ-yı Mûsa - page 363

BaŞtaKiaYEtiNMu'CiZÂNEiŞarEtEttiKLEri
dOKuZtaBaKaBEraHiN-iHaŞriYEYEdair
dOKuZMaKaMdaN
Birinci Makam
W
»p
a o
ór
ªn
ër
dG o
¬n
dn
h @ n
¿ƒo
ëp
Ñr
°üo
J n
Ú/
Mn
h n
¿ƒo
°ùr
ªo
J n
Ú/
M $G n
¿
Én
ër
Ñ°o
ùn
a
s
»n
ër
dG o
êp
ôr
îo
j @ n
¿ho
ôp
¡r
¶o
J n
Ú/
Mn
h Év
«p
°ûn
Yn
h ¢p
Vr
Qn
’r
Gn
h p
äGn
ƒ'
ªs
°ùdG
Én
¡p
Jr
ƒn
e n
ór
©n
H ¢n
Vr
Qn
’r
G »p
«r
ëo
jn
h u
»n
ër
dG n
øp
e n
âu
«n
Ÿr
G o
êp
ôr
îo
jn
h p
âu
«n
Ÿr
G n
øp
e
(1)
n
¿ƒo
Ln
ôr
îo
J n
?p
d'
òn
cn
h
olan fıkradaki ferman-ı haşre dair buradaki gösterdiği
bürhan-ı bahiri ve hüccet-i katıası beyan ve izah edile-
cek. İnşaallahü'r-rahman...
(HaşİYe)
®
AsA-yı MûsA
D
okuzuncu
H
üccet
-
i
i
ManiYe
| 363 |
dokuZunCu ŞuaIn mukaddimesi
münasebet:
iki şey arasında ki uy-
gunluk.
rükün:
bir şeyin en sağlam, en
kuvvetli yeri, temeli, direği.
sena:
överek bahsetme, övme,
medih.
ahir:
sonra.
beyan etmek:
anlatma, açık-
lama, söyleme, bildirme.
bürhan-ı bahir:
büyük ve ge-
niş delil.
ferman-ı haşir:
Ölülerin kıya-
mette diriltilmesi emri.
fıkra:
Bend, madde, paragraf.
hamd:
Methetme, övme, yü-
celtme.
haşiye:
dipnot.
haşir:
Toplanma, bir araya gel-
me.
hüccet-i katıa:
kesin delil.
izah etmek:
açıklama.
kader:
taktir, kısmet, ilahi hü-
küm.
mahsus:
bir şeye veya kişiye
has olan.
makam:
Kıyam edilen, duru-
lan, durlacak yer.
HaşİYe:
o makam daha yazılmamış ve hayat meselesi haşre münase-
beti için buraya girmiş. Fakat hayatın ahirinde kader rüknüne işareti
pek ince ve derindir.
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. • Akşama erdiğinizde ve sabaha kavuştuğunuzda
Allah’ı tesbih edin. • Göklerde ve yerde olanların hamd ve senası Ona mahsustur. Gündü-
zün sonuna doğru ve öğle vaktine erişince de Allah’ı tesbih edip namaz kılın. • Ölüden di-
riyi, diriden ölüyü O çıkarır. Ölümünden sonra yeryüzünü O diriltir. Siz de kabirlerinizden
böyle çıkarılacaksınız. (Rum Suresi: 17-19.)
1...,353,354,355,356,357,358,359,360,361,362 364,365,366,367,368,369,370,371,372,373,...570
Powered by FlippingBook