Trabzon’un Arsin ilçesinde düzenlenen toplu açılış töreninde konuşan Bakan Soylu, Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül'ün tahliyelerine yol açan kararını eleştirdi.

Bakan Soylu, “Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararı gördük. Eski Türkiye’nin fotoğrafını tekrar bizimle beraber karşılaştırmak istiyorlar. Anayasa Mahkemesi Başkanımızın, Anayasa Mahkemesi Başkanı olmadan söylediği söz açık. Diyor ki, ‘Anayasa Mahkemesi gerekçesini ortaya koymadan kararını açıklamamalıdır.’ Peki şu soruyu sormak bizim hakkımız değil mi; telaşın neydi, acelen neydi ki gerekçesini oluşturmadan kararını açıklıyor ve bir ihsas-ı reyde bulunuyorsun. İlk derece mahkeme kararı açıklamadan, kendi yolunu tamamlamadan ve hala 2013’teki bireysel başvurular mahkemende görülürken hangi imtiyazla bir casusluk davasından yargılanan 2 kişinin davasını öne çekiyor ve bu konuda hiçbir gerekçe ortaya koymuyor, ayrıca işin esasına girerek kendini ilk derece mahkeme yerine koyarak bir değerlendirme gerçekleştiriyorsun?” şeklinde konuştu.

Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkını milletin de referandumda ‘evet’ demesiyle kendilerinin getirdiğini hatırlatan Soylu, “Hukukun görevi, milletin kendisine vermiş olduğu bu emaneti ehliyetle beraber kullanmaktır. Adaletle ve hakkaniyetle beraber kullanmaktır. Vatandaşları, bireyleri arasında imtiyaz ortaya koydurmamaktır. Bir grubun imtiyazı için hukukun üstünlüğünün ayakların altına alınmasına izin vermeyeceğimizi Türkiye’de herkesin bilmesini istiyoruz. Burası imtiyazlı bir ülke değildir. Bütün vatandaş, 79 milyon herkes eşittir ve birdir.” dedi.

‘Cumhurbaşkanı bu meselelere niye karışıyor. Niçin bu meselelerle ilgili söz söylüyor?’ eleştirileri yapıldığını kaydeden Soylu, sözlerine şöyle devam etti: “Yok ya. Öyle mi biliyorsunuz bu işi. Anayasa’nın 104. maddesi açıktır. Anayasa’nın 104. maddesi cumhurbaşkanımıza görev vermektedir. Verdiği görev şudur; Anayasa’nın uygulanmasını gözetmek cumhurbaşkanına aittir. Ve Anayasa’nın uygulanmasında kurumların arasındaki düzeni, kurumlar arasındaki uyuşmanın görevi de cumhurbaşkanımıza aittir. Eğer Anayasa Mahkemesi ilk derece mahkemenin görevine karışıyor ve orada düzeni ve uyuşmayı bozabilecek bir adım atıyorsa milletin ve Anayasa’nın görev verdiği cumhurbaşkanımızın bunu uyarma yetkisi sonuna kadar vardır. Alıştınız değil mi bu ülkeyi istediğiniz gibi yönetmeye. İstediğiniz kanunu istediğiniz gibi çevirmeye, yorumlamaya. Kimse ses çıkartmayacak. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı millet adına görevini kullanmaktan çekinmeyecek ve cumhurbaşkanlığı tarifinin nasıl olduğunu o istemeyenlere bir kez daha ifade edecek.”