CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, dört eski bakanla ilgili TBMM'de yapılacak Yüce Divan oylamasına ilişkin, "Parlamento'nun namusuyla görev yapmasını istiyorum. Devleti itibarlı kılacak kullanacağımız oylardır" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, eski AB Bakanı Egemen Bağış'ın, "Bu Bakara, iyi makara" diyerek, Kur'an-ı Kerim ile alay ettiğini ileri sürdü.
Buna rağmen CHP'nin suçlandığını savunan Kılıçdaroğlu, "İnsanda biraz utanma olur. Biz bu konuların hiçbirini istismar konusu yapmadık. Ama öyle bir noktaya getiriyorlar ki biz bütün kirli çamaşırları sermek zorundayız" diye konuştu.
CHP ile ilgili, düne kadar "cami" yalanlarının atıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun temiz bir ibadethane görmek istiyorsa, CHP'li belediyelerin olduğu yerlere gitmesi gerektiğini söyledi.
Din tüccarının ayrı, dindarın ayrı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Hazreti Muhammed'in "Sizden öncekiler şu yüzden helak oldu; içlerinden güçlü biri hırsızlık yapınca, onu serbest bıraktılar, güçsüz biri bir şey çalınca, onu cezalandırdılar. Yemin ederim kızım Fatma da çalsa mutlaka cezalandırırım" dediğini hatırlattı.
Yunus Emre'nin, "Emeksiz zengin olanın, kitapsız bilgin olanın, sermayesi din olanın, rehberi şeytan olmuştur" şiirini okuyan Kılıçdaroğlu, "Bunların rehberini artık herkes iyi anlasın" dedi.
Halkın sorununun işsizlik olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, işsiz bir vatandaşın, kendisine gönderdiği mektubu okudu. Siyasetin, işsizlik sorununu çözmesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, CHP Parti Sözcüsü Haluk Koç'un açıkladığı belgelere atıfta bulunarak, "KPSS'ye girmeden yerleştirilen AKP yandaşları var. Hiçbir sınava girmiyorlar. Herbirisi şu veya bu şekilde devletin bir noktasına yerleşiyor. Onlar yerleşince, bunlara yer kalmıyor zaten. Devletin kadrosunu sınavsız olanlar dolduruyor. Bir de utanmadan, sıkılmadan televizyonlara çıkıp, 'Efendim Kur'an-ı Kerim'de ayet var, akrabanı kollayıp, koruyacaksın' diyor. O ayet, halkın parasıyla götürüp akrabanı besleyeceksin anlamında değil. Onu bile istismar ediyorlar. Daha bu varanların arkası kesilmedi, gelecek" diye konuştu.
"Ak mı kara mı çıkacak ortaya"
"Bütün yurttaşlarım bilsinler. Emekliler, işçiler, memurlar, sanayiciler, çiftçiler hepiniz bilin; sizin çocuklarınız KPSS'ye giriyor, bekliyor atama için, onların çocukları sınavsız gidip yerleşiyorlar" diyen Kılıçdaroğlu, bu gerçeği kimsenin unutmamasını istedi.
Dört eski bakanla ilgili bugün Genel Kurul'da oylamanın olacağını anımsatan Kılıçdaroğlu, Meclis Soruşturma Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü'nün "yeteri kadar delil yok" dediğini aktardı.
Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, başbakanken, "bir işadamından rüşvet isteyen" bakanını, delili sadece ses kaydı olmasına rağmen, Yüce Divan'a gönderdiğini ve soruşturma komisyonunda ifade verdiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bu olayda ses kaydı var mı? Var. Mahkeme kararıyla mı? Evet, mahkeme kararıyla. Görüntüler var mı? Evet, görüntüler de var. Para kasaları? Onlar da var. 'Senin önüne yatarım' diyen? Evet o da var. 'Evladım kaç lira var? Birkaç kuruş babacığım. Oğlum, kaç lira var? 1 trilyon civarında babacağım' diyen ses kayıtları da var. Ayakkabı kutuları var. Daha da önemlisi Milli İstihbarat Teşkilatı'nın dönemin Başbakanına verdiği üç sayfalık rapor var. Şimdi görüşülecek. Ak mı kara mı çıkacak ortaya."
"Korkunun ecele faydası yoktur"
Parlamentonun, ulusal kurtuluş savaşını yönettiğini, kirliliği kabul edemeyeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Kirliliği buraya bulaştırmayalım. Hepimizin vicdani ahlaki sorumluluğu var. Çocuklarımıza, ülkemize, vatanımıza karşı sorumluluğumuz var. Devleti itibarlı kılacak olan bizleriz, kullanacağımız oylardır" dedi.
Dört eski bakandan, "Biz, Yüce Divan'a çıkmak istiyoruz" demelerini isteyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Neden korkuyorsunuz? Korkunun ecele faydası yoktur. Siz kurtulacağınızı sanıyorsanız, bunu unutun. Gün gelir yine hesap vereceksiniz. Yol yakınken, şimdiden gidin, aklanmak istiyorsanız gidin aklanın. Kaçarsanız zaten bu toplum sizi vicdanında mahkum edecektir. O nedenle burada bütün Adalet ve Kalkınma Partisi'nin saygıdeğer milletvekillerine sesleniyorum, komisyonda görev yapan dokuz kişi hariç. Onlar vicdanlarını sattılar. Daha önce bu kürsüde söylemiştim, onlar kendilerini de sattılar. Çocuklarının yüzüne bakamazlar onlar. Dünyanın en ağır mirasını çocuklarına bıraktılar. Yolsuzlukları kapatan, üstünü örten kişiler olarak, bu parlamentonun tarihine geçtiler. O nedenle önümüzdeki süreçte, yani bugün oy kullanırken madem ki kapalı bir yere gireceksiniz, bir vicdanınıza, ahlakınıza, inancınıza sorun. Az önce okuduğum Peygamberin sözlerini bir kulaklarınıza, vicdanınıza getirin.
Bir toplumu saygın kılan yolsuzluğun, rüşvetin üzerine gitmektir. Ben, umudumu yitirmiyorum, yitirmek de istemiyorum. Parlamento'nun namusuyla görev yapmasını istiyorum. Eğer Parlamento görev yaparsa, Türkiye'nin itibarı sadece Türkiye'de değil, halkın nezdinde değil, bütün dünyada artacaktır. Bütün dünya, 'Evet, Türkiye Cumhuriyeti'nde bir Türkiye Büyük Millet Meclisi var ve sonuna kadar toplumun haklarına sahip çıkıyor.' diyecektir.
AA