Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, yeni anayasa tartışmalarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, yeni anayasa tartışmalarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Büyükataman’ın açıklaması şu şekilde: “CHP’de parti sözcülüğü yapan şahsın yeni anayasa tartışmaları üzerinden çirkin bir üslupla partimize yönelik açıklamalar yapması tam bir siyasi nezaketsizliktir. Ne yazık ki son günlerde CHP siyasi üslupsuzluğu alışkanlık haline getiren tavırlar sergilemektedir. Bu durumu Türk siyasi hayatı açısından üzüntüyle karşılıyor, kendilerine MHP ile ilgili konuşurken sözcüklerini daha dikkatli seçmelerini tavsiye ediyoruz.
MHP’ye nezaketsizce laf yetiştirmeye çalışanlar öncelikle kendi sicillerine bakmalıdırlar. Milletimizin birlik ve bütünlüğüne göz diken bu parti bölücülerin avukatlarını partilerinde üst kadrolara taşımaktan çekinmezken, bölücülerin ekmeğine yağ sürme konusunda iktidardan aşağı kalmamıştır.
Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli, 5 Ocak 2016 TBMM Grup Toplantısında yapmış oldukları konuşmada partimizin Anayasa konusundaki net tavrını şu sözlerle ilan etmişti, ‘Milliyetçi Hareket Partisi yürürlükteki anayasanın değiştirilmesini istemekle birlikte ilk dört maddenin tartışılmasına bile tahammül ve müsamahası yoktur.
Anayasada devletimizin şeklinin tanımlandığı ve Türkiye devletinin bir Cumhuriyet olduğunu belirten birinci maddenin,Cumhuriyet’in niteliklerinin sayıldığı ikinci maddenin, devletimizin bütünlüğünün, resmi dilimizin, bayrağımızın, milli marşımızın ve başkentimizin ifade edildiği üçüncü maddenin ve değiştirilmeyecek hükümleri ihtiva eden dördüncü maddenin hiçbir şart altında değiştirilmesi ya da bu çerçevede teklifi söz konusu olmamalıdır.
Bizim görüşümüz nettir. Bunun dışında anayasada gerekli düzenlemeler yapılabilmesinin önü de açıktır. Anayasanın ilk dört maddesi herkesten evvel bizim vazgeçilmezimiz, üzerinde pazarlık kabul etmeyecek kırmızı çizgilerimizdir. Fakat hem AKP’nin hem de CHP’nin bu konuda kafaları oldukça karışıktır.
CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun anayasanın ilk üç maddesine tutarsız bakışı aslında sır değildir. Geçtiğimiz yılın Ekim ayında, katıldığı bir televizyon programında Anayasa’nın ilk üç maddesinin değişebileceğini söyleyen CHP lideridir.
AKP ile CHP arasındaki siyasi akrabalık ilişkisi, bilhassa bölücü teröre sakat ve mahsurlu bakıştaki yakınlık herkesçe bilinmektedir.
Milletimizin beklentisine, milli ve manevi gerçeklere uygun olacak bir toplumsal mutabakat belgesini hazırlamak elbette ki siyasetin görevidir. Ancak bizim dışımızda hiçbir partinin anayasa konusunda samimi olmadığı yapılan açıklamalardan gayet net anlaşılmaktadır. Ortalama zekaya sahip herkesin rahatlıkla anlayıp değerlendirebileceği Sayın Genel Başkanımızın sözlerini çarpıtmak en hafif tabirle siyasi ahlaksızlıktır.
Sayın Genel Başkanımız, sözlerinin başında Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda ana muhalefet partisinin dışarıda kalmasının uzlaşma anlayışına da ters düşeceğini özellikle belirtmiştir.
Ardından 'bizim arkadaşlarımız, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda bulunmayı, üzerilerine düşen sorumluluğu taşımayı, fikirlerini açıkça söylemeyi ve oradaki çalışma usul ve esaslara göre kendi düşüncelerini kamuoyuyla paylaşarak, millet için faydalı olacaklara 'evet', Türkiye'yi karanlığa götürecek unsurlara 'hayır' demek suretiyle çalışmalarını sürdüreceklerdir' diyerek, partimizin bugüne kadarki net tavrını bir defa daha ortaya koymuştur.
Bu sözlerin neresinde bir tenakuz veya AKP'ye destek mahiyetinde bir mesaj vardır?
AKP, yeni anayasadan ne anladığını, nasıl bir başkanlık düzeni öngördüğünü ve bunu nasıl hayata geçirmeyi planladığını bir türlü ortaya koyamamakta ve milleti oyalamaktadır. Sayın Genel Başkanımız, CHP ikna edilemez ve Uzlaşma Komisyonu çalışamaz duruma gelirse, iktidar partisini, b planını ortaya koymaya davet ederek, artık bu meselenin açıklığa kavuşmasını ve kimin ne hesap yaptığını, milletin net olarak görmesi gerektiğini söylemektedir.
Hem AKP hem CHP ağız birliği yapmışçasına MHP’nin duruşunda bir değişiklik yahut fikrinden bir dönüş varmış gibi bir algı yönetimi, bir siyaset kalpazanlığı icra etmektedirler. Anayasa değişikliğinin gerisinde yatan gizli niyet, hesap ve gündemler MHP üzerinden gizlenmeye çalışılmakta, Kimliksiz bir millet, milletsiz bir vatan ve vatansız bir coğrafyayı hedefleyen anayasa isteği dikkatlerden kaçırılmaya çalışılmaktadır. Milliyetçi Hareket olarak eğer mümkün olursa, yeni anayasayı Türk milleti adına hazırlayacağız. Adına ve şanına müzahir bir toplumsal sözleşme yapalım derken, Türk milletinin hiçe sayılacağı bir siyasi iklim doğarsa, Milliyetçi Hareket Partisi bu kirli iklimle sonuna kadar da mücadele etmekten çekinmeyecektir.”