28 Şubat’ta idamla yargılanan HDP’li Hüda Kaya “Dindarlar iktidara geldikten sonra adaletin kaybolduğuna şahit olduk” diyor.
Cumhuriyet'ten Kemal Göktaş'a röportaj veren Kaya, "Ben kendimi bildim bileli hep sistem muhalifiydim, hiç devletçi olmadım" dedi ve ekledi: Fakat dindarlar iktidara geldikten sonra gözaltıların, tutuklamaların, haksızlıkların, adam kayırmaların devam ettiğine, liyakatin, ehliyetin, adaletin kaybolduğuna, şahit olduk. ‘Bu böyle olmamalı’ diyorduk. Benim inandığım bir yönetimde, bir toplumda, inancı, düşüncesi ne olursa olsun, liyakat ve adalet esas olmalıydı. Benim inancımda, insanlıkta ve vicdanda ben bunun böyle olması gerektiğini düşünüyordum.
NEYİ YAPMAK İSTEDİLER, KİM ENGEL OLDU?
Kaya'nın açıklamalarından dikkat çeken noktalar:
Bugün dindar ve muhafazakâr denilen bir iktidar döneminde, çocuklarla ve kadınlara şiddetin katliamın, tacizin tecavüzün zirve yaptığı bir dönemi yaşıyoruz. Bugün muhafazakâr ve dindar denilen bir iktidar döneminde, 2016 yılı verileri ile Türkiye özgür, insan haklarının yaşanabildiği 87 ülke içinde değil. Güney Afrika ile üçüncü dünya ülkeleri ile aynı sırayı paylaşan bir ülke konumuna geldi Türkiye. Neyi yapmak istediler de kim engel oldu? Ortaya hiçbir şey koyamıyorlar. Ortaya koydukları ne? Duygusal, tarihsel bir hamaset söylencesi.
Bakın dikkat edin, her şey o kadar kompleks ve birbirine bağlı ki. Son yıllarda bütün kanallarda, farklı farklı versiyonlarıyla Osmanlı özentisi, insanları sultanlık, saltanat yaşamlarıyla tanıştıran tarihsel diziler yayınlanıyor. Bu toplumsal bir algı oluşturmadır, toplumsal bir senaryonun parçasıdır. Bunlar insanların zihnini bugüne hazırlıyorlardı. Şu anda yapamadıkları, daha doğrusu resmileştirmedikleri tek şey sultanlıktır, hilafettir. Resmileştirmek istedikleri de budur.