Arapça yazısının düz ve köşeli çizgilerle yazılmasına verilen ad olan Kûfi, İslam sanatını oluşturan önemli stillerden biri.
İslam eserlerinin önemli bir kısmında kullanılan Kufi tarzı yazılar, Kur’an yazmalarında ve yapıların cephelerinde de sıklıkla kullanılmıştı.
İslamiyet’in ilk yüzyıllarında himyerî yazısının değişmesiyle oluşan; dik, sert, köşeli bir yazı türü olarak tanımlanan Kûfi yazısı, İslâm sanatı eserlerinde sıklıkla kullanılan bir süsleme tazı. Kûfi, Arapça hat sanatında da yaygın olarak kullanılan bir yazı türüdür. Özellikle erken dönemden daha yuvarlak hatlara sahip örneklerine rastlanan kûfi yazısı Kur’ân yazmalarında ve yapıların cephelerinde de sıklıkla kullanılmıştı. İslâm hat sanatının en eski bilinen yazı türü olan kûfi, ismini Kûfe’den alıyor.
Bu eserler Kûfi ile donatılmış
Bilinen en ünlü Kûfi sanatı kullanılan eserlerden bazıları, Düz kûfî yazı türü kullanılan, Özbekistan Batarkurgan’da minare’de, Kazakistan Türkistan’da Hoca Ahmed Yesevi Türbesinde, Semerkand’da Gūr-e Amir, Bakü’de Mescit-i Muhammed (Senikkale), Nahçıvan’da Yusuf b. Kuşayyer ve Mo’mena Katun Türbelerinde bulunuyor. Süslenmiş kûfî yazı türü ise, Kırgızistan Özgön’de türbenin güney ana kapısında ve Safidbolan’da Şah Fazıl Türbesinde yer alıyor. Ayrıca, Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış Sülüs hat ve çini döşemeler ve Kûfi tarzıyla süslü, Kubbet-üs-Sahra da en nadide örneklerden biri.
Mu’cize Kitabın muhteşem hattı
Kur’an-ı Kerîm’in ilk nüshalarının yazısı olan Kûfi hat’tın 15. yüzyıldan sonra kullanılmamış olması, günümüzde Kûfi hat’ta yeterli ilgi gösterilmemesi ve genç neslin bu yazıyı tanımaması gibi sebeplerle İslâm Kültür ve Sanat Platformu (İKSP) geçtiğimiz aylarda bir sergi hazırlamıştı. Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’nin dünyaca ünlü Kur’ân koleksiyonundan seçilen eserlerle hazırlanan “Mu’cize Kitabın Muhteşem Hattı: Kûfi” sergisi ve bilimsel araştırmalara kaynak oluşturacak kataloğun yayınlanması bu sanatın tekrar gündeme gelmesine katkı sağlamıştı.
ÜLKER YILMAZ CABA / İSTANBUL