Osmanlı döneminin en özgün külliye mimarisi örneklerinden biri olan Şehit Sokullu Mehmed Paşa Camii, Hacer-ül Esved taşının 4 parçasını yaklaşık 5 asırdır muhafaza ediyor.
Osmanlı döneminin en özgün külliye mimarisi örneklerinden, Mimar Sinan’ın ustalık eserlerinden biri olan Şehit Sokullu Mehmed Paşa Camii, İslâm dininde kutsal sayılan, ana parçası Kâbe-i Muazzama’da bulunan ve Cennetten geldiğine inanılan Hacer-ül Esved’in 4 parçasını yaklaşık 5 asırdır muhafaza ediyor. Müslümanların kutsal mekânı Kâbe’nin onarımı sırasında Hacer-ül Esved taşının bulunduğu havza alanı restore edilirken taştan kopan 10 santim büyüklüğündeki parçalar İstanbul’a getirildi. Taşın 4 parçası, o sırada yapımı devam eden Sokullu Mehmed Paşa Camii’nin giriş kapısının üzerine, mihrabın üst orta kısmına, minber giriş kapısının üzerine ve minber kubbesine altın varaklı çerçeve içerisinde yerleştirildi. Hacer-ül Esved’in parçalarını görmeye gelenlerin özellikle Ramazanda ve hafta sonları yoğunluk oluşturduğu Sokullu Mehmed Paşa Camii, Müslüman âlemi için paha biçilmez değerlerle ziyaretçilerini bekliyor.
Cami ayrıcalıklı bir yere sahip
Sanat Tarihçisi Süleyman Faruk Göncüoğlu, Mimar Sinan eseri olan caminin, 16. yüzyıl İstanbul’unun silüetini oluşturan mahalle sistemindeki önemli bir mimarî öge olarak ayrıcalıklı bir yere sahip olduğunu söyledi. İstanbul’da Kadırga ve Azapkapı’da olmak üzere Sokullu Mehmed Paşa adını taşıyan 2 cami olduğu bilgisini veren Göncüoğlu, caminin Sadrazam Sokullu Mehmed Paşa adına Sultan 2. Selim’in kızı da olan eşi Esmehan Sultan tarafından yaptırıldığını aktardı. Göncüoğlu, “İstanbul’un tarihinde önemli bir yer işgal eden deprem ve belli tarihler içerisinde meydana gelen sel felâketleri hesaplanarak, liman bölgesine doğru uzanan bu eğimli arazi içerisinde topoğrafyayı bozmadan, kademeli bir şekilde inşa edilmiş inanılmaz yapılardan bir tanesidir” dedi.
Osmanlı kadim medeniyetinin birer parçası
Cami mimarisinin çok etkileyici olduğunun altını çizen Göncüoğlu, şunları söyledi: “Cami içerisinde kullanılan 16. yüzyıl çinilerinin kompozisyonu sizi çok etkileyecek. Müezzin mahfilindeki kalem işleri ve Edirnekari tezyinat sizi apayrı bir dünyaya götürecek. Caminin harem denilen iç mekânına girildiğinde, kapının iç tarafında üstte birinci, mihrabın alnında üst tarafta ikinci, minber kapısının başlangıç noktasında ve külâhın altında da üçüncü ve dördüncü parçalar yer alıyor.” Sokullu Mehmed Paşa Camii’nin, Osmanlı döneminde çok önemli olan mescit formatında teşekkül edildiğini belirten Göncüoğlu, müezzin mahfilinde ve girişlerde mermerin üzerine işlenen kalem işlerinin hayatın dengesini gösterdiğini ve Osmanlı kadim medeniyetinin birer parçası olarak hayata geçirildiğini sözlerine ekledi.
AA