Amasya Barosu Başkanı Hasip Yalçın, yeni anayasanın uzlaşma olmadan Meclis gündemine getirilmemesi gerektiğini söyledi.
5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle Amasya Adalet Sarayı'nda konuşan Baro Başkanı Hasip Yalçın, tüm meslektaşlarının günlerini kutlayarak başarı, mutluluk ve sağlık diledi.
Yalçın, “Ülkemizde hukuk devletinin ve hukukun üstünlüğü ilkesinin tüm kurum ve kurallarıyla hayatı geçmesini, ülkemiz insanlarının adalet, huzur ve güven içerisinde yaşamalarını en içten dileklerimle temenni ediyorum.” dedi.
Yeni anayasa çalışmalarına değinen Yalçın, “Anayasa gibi temel bir yasanın hazırlanması baroları doğrudan ilgilendirmektedir. Çünkü Avukatlık Kanunu’nun 76’ncı maddesi 'hukukun üstünlüğü ilkesini savunmak ve korumak' görevini açık bir şekilde barolara vermiş bulunmaktadır. Devletin temel kanunu, yasaların temeli, yani ana-yasa özü itibariyle bir sosyal, toplumsal sözleşmedir. Böyle bir temel yasanın değiştirilmesinde toplumda önemli ölçüde ve büyük oranda uzlaşma sağlanması gerekir. Mevcut tabloya baktığımız zaman toplumsal bir mutabakat bir yana, giderek derinleşen bir tartışma ve ayrışma noktasına geldiğimiz açıkça görülmektedir." diye konuştu.
"1876 tarihli 'Kanun-u Esasi' ile dünyanın ilk anayasal devletleri arasında yer alan ülkemizde yeterli bir anayasal kültür birikimi mevcut bulunmaktadır." diyen Yalçın, "Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş yıllarında 1921 ve 1924 tarihinde yürürlüğe konulan Teşkilat-ı Esasiye kanunlarından sonra yapılan 1961 Anayasası ile 1982 Anayasası birer tepki anayasası olarak ortaya çıkmıştır. Özellikle askeri darbelerden sonra yürürlüğe konulan tepki anayasalarının toplumsal uzlaşmayı ne kadar sağladığı ortadadır. O nedenle yeni Anayasanın geniş kapsamlı bir toplumsal uzlaşma sağlanmadan Meclis gündemine getirilmemesi kanaatindeyiz." ifadelerini kullandı.
Yargının kurucu unsuru olan ve avukatlardan oluşan baroların kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olduğunu hatırlatan Yalçın, "Yargı organının ayrılmaz bir unsuru olan ve önemli ölçülerde sorumluluk ve yetkilerle görevlendirilen baroların kuruluşu 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nda düzenlenmiştir. Oysa nitelikleri itibariyle ülkenin en büyük hukuk kurumu olan baroların, anayasanın yargı bölümünde ve yargı organları arasında sayılarak bir an önce anayasal bir statüye kavuşturulmasının bir hak olduğu kadar anayasal bir zorunluluk olduğu görüşündeyiz." şeklinde konuştu.