FETİH SEMBOLÜ AYASOFYA’NIN CAMİ OLMAKTAN ÇIKARILIŞININ HÜZNÜ, FETHİN 565. YILINDA DA DEVAM EDİYOR.
Fetih sonrası ilk iş
29 Mayıs 1453’te İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmed’in ilk yaptığı işlerden biri, Ayasofya kilisesini camiye çevirmek olmuş ve Fatih Ayasofya için yazdırdığı vakıf senedinde fetih sembolü ulu mabedin kıyamete kadar bu vasfıyla hizmete devam etmesini şart koşmuştu.
M. Kemal’in imzası
Ne yazık ki, Ayasofya 24.11.1934 günü M. Kemal’in de imzasını taşıyan bir kararname ile müzeye çevrildi. 1980 Agustos’unda Hünkâr Mahfeli kısmı AP hükümetince ibadete açıldıysa da asıl cami kısmı hâlâ müze. Bu durum, 16 yılını doldurmaya yaklaşan AKP iktidarında da değişmedi.
***
M. LATİF SALİHOĞLU'NUN YAZISI:
AYASOFYA’NIN 88 YILLIK HİCRÂNI
GÜNÜN TARİHİ: 29 Mayıs 1453
Kostantiniye’nin fethedilmesiyle birlikte camiye çevrilen Ayasofya’nın müze haline getirilmesinin üzerinden 84 yıl, ibadete kapatılmasının üzerinden ise tam 88 yıllık bir zaman geçti.
Ayasofya dâvâsını uzun yıllar siyasî sermaye olarak kullanan korkak, istismarcı ve buhranlı yüreklerde hâlâ tık yok, hâlâ gık yok.
1934’teki şaibeli bir “Bakanlar Kurulu Kararı”yla müzeye çevrilen Ayasofya, 1930’da restorasyon gerekçesiyle ibadete kapatılmıştı. Dolayısıyla, 88 senedir Ayasofya Camii’nin içinde namaz kılınamıyor, ibadet edilemiyor, mevlid okunamıyor...
* * *
Bir cihette İstanbul'un kâbesi, 1453’te fethin sembolü, hâkimiyetin bir nişânesi, Haç'ın Hilâl'e-Hıristiyanlığın İslâmiyete devir-teslimi ve bir Peygamberî müjde”nin tapu senedi olan Ayasofya’nın hicrânını en veciz şekilde dile getirenlerin başında, muallim şâir Arif Nihat Asya gelir. Şöyle nidâ ediyor, o usta şâir:
Ulu mâbed! Neye hicrâna büründün böyle?
Fatih’in devrini bir nebzecik olsun, söyle!
Arif Nihat, söz konusu “Mahzun Ayasofya” isimli şiirinde, şu hakikatleri de samimi bir coşku ve pervasızlık içinde dile getiriyor:
Beş vakit loşluğunda saf saftık,
Dâvetin vardı dün ezanlarda,
Seni ey mâbedim! Utansınlar;
Kapayanlar da, açmayanlar da...
Aradan geçen bunca zamanın ardından, biz de bir nâzire kabilinde şöyle diyelim:
Utansın ey mâbedim!
Senin kadr û kıymetini
Bilmeyenler de, gizleyenler de...
* * *
Ayasofya, bundan 1600 sene kadar evvel ilk yapıldığında bile sadece bir kiliseden, yahut sıradan bir mâbetten ibaret değildi.
Hıristiyanlık âleminde bir istisna olarak inşa edildi ve bir hakimiyet sembolü olarak tescillendi. Meselâ, Ayasofya bir kilise iken, Patrikhaneye değil, Bizans, yani Doğu Roma hükümdarına bağlıydı.
Buna göre, 1453’te cami olduktan sonra, bu kez yeni hükümdara, yani doğrudan "Ebul-Feth" olan Sultan Fatih'in emriyle onun adına kurulan vakfa bağlandı. Beş yüz seneye yakın müddetle cami olarak kullanılan bu mâbet, 1930’da kasten ibadete kapatıldı ve dört sene sonra da müzeye çevrilmiş oldu.
Bu tarihten 50 yıl sonra (Son AP iktidarı döneminde) Ayasofya'nın minarelerinden ilk kez Ezan-ı Muhammedî okundu. Aynı anda, Hünkâr Mahfili kısmında namaz kılınmaya başlandı. Tarih, 08.08.1980.
Bu tarihten yaklaşık 35 gün sonra da Türkiye’de bir askerî darbe (12 Eylül) yapıldı ve ilk iş olarak Hünkâr Mahfili kısmının etrafı baraka ile çevrilerek ibadete kapatıldı... Aynı yer, yıllar sonra tekrar açıldı.
* * *
Netice itibariyle şunu diyebiliriz ki: Ulu mâbed Ayasofya, şeklen ve mânen ne durumda ise, vatana hâkim olan ruh, mânâ ve mânevî atmosfer de ona göre şekilleniyor.
Üstad Bediüzaman, zamanın Demokrat hükümetine hem mektup, hem heyet göndererek “Ayasofya’yı, beş yüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirin” tavsiyesinde bulundu.
Aynı mahiyetteki tavsiye, bugünkü siyasî aktörlere de mükerrer defalar iletildi, hatta 10 milyondan fazla imza toplandı, yine de müsbet bir netice alınmadı, alınamadı.
Kadir Mısıroğlu, bir video kaydında, hükümet reisine sunulan “Ayasofya’nın camiye çevrilmesi” fikrine şiddetle karşı geldiğini ve Erdoğan’ı bu fikirden caydırdığını söylüyor.
***
@salihoglulatif:
İstanbul’un işgali yıllarında Ayasofya’da nöbet tutan bir tabur Osmanlı askeri, Kurân’a el basarak, işgalci düşmanları bu mâbede sokturmayacaklarına yemin etti... İşgalcilerin kirletemediği bu mâbet, yöneticilerimiz tarafından iftiharla(!) müzeye çevirdi.