Soma'daki maden faciasına ilişkin davada, müşteki avukatları, tutuksuz sanıklardan 4'ünün tutuklanması talep edildi.
Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın sekizinci oturumuna, sanıklar Soma Kömürleri A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, mühendis Ertan Ersoy, Teknik Müdür İsmail Adalı, vardiya amirleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık ve Mehmet Ali Günay Çelik ile tutuksuz 37 sanıktan 28'i ile tarafların avukatları katıldı.
Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, tarafların avukatlarından iletilen talep yazılarını okumasının ardından, doğrudan (çapraz) sorgunun, duruşma zabıtlarının hazır olmadığı gerekçesiyle sonraki savunmada gerçekleştirileceğini belirtti. Ballı, daha sonra müşteki avukatlarına söz verdi.
Müşteki avukatları, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi. Avukatlar, ''tutuksuz sanıklardan ocak havalandırma mühendisi Fuat Ünal Aydın, iş güvenliği uzmanları Ergün Yılmaz, Serhat Dinç ve Serdar Günay'ın, olaydan yaralı kurtulan mağdurlardan bir kısmıyla hala birlikte çalıştıkları, maddi ve manevi baskı uygulayabilecekleri, delil karartabilecekleri gerekçesiyle yargılanmalarının tutuklu halde devam etmesi, duruşma sırasında sanık avukatlarında bulunduğu ortaya çıkan topçu defterlerine el konulması, çıkar çatışması olduğu gerekçesiyle her sanığa ayrı avukat verilmesi, tutuksuz sanıkların vareste tutulması taleplerinin reddini'' talep etti.
''Soma Kömür İşletmeleri A.Ş'nin tüm yönetim kurulu üyelerinin yargılanması, TKİ ve MİGEM'e sunulan ocağın çalışma planları, 2006 yılından bu yana ocakla ilgili yapılması gereken iş sağlığı ve güvenliği kurulu toplantı tutanakları, müfettişlerin risk değerlendirme ve teftiş raporları, ocağın önceki işleticisi Park Teknik'in yetkililerinin tanık olarak dinlenilmesi'' de müşteki avukatlarının istekleri arasında yer aldı.
Müşteki avukatları, ayrıca Ramazan Doğru'nun, iş hukuku ve maden hukuku konularında hukuki ve cezai sorumluluğun kendisine verilmediği itirazında bulunması üzerine, "Resmi belgede sahtecilik" suçu iddiasıyla İstanbul 62. Asliye Ceza Mahkemesi'nde Can Gürkan ve yönetim kurulu üyesi Mustafa Yiğit'in yargılandığı davanın, bu davayla birleştirilmesi talebinde bulundu.
Kriminal incelemede, sözü edilen yönetim kurulu kararındaki imzanın, Doğru'ya ait olmadığı belirlenmişti.
"Ölüler hakkında hayırlı konuşun"
Taleplerini iletirken görüşlerini de dile getiren müşteki avukatlarından Selçuk Kozağaçlı, sanıkların savunmalarında iş güvenliğinden sorumlu başmühendis Mehmet Efe'yi tek sorumlu gösterdiğine dikkati çekti.
Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı da olan Kozağaçlı, "Ölüler hakkında hayırlı konuşun" hadisi bulunduğunu belirterek, "Mehmet Efe, suçu varsa ilahi mahkemede hesabını verecek. Biz sizin suçunuzu sorguluyoruz" dedi.
Kozağaçlı, Park Teknik ile TKİ arasında, ocaktaki yangınlardan ortaya çıkan zararların tazmini konusunda yazışmalar bulunduğunu öne sürerek, "TKİ'den cevap olarak, yangının işin doğal sonucu olarak zararın firma tarafından karşılanması gerektiği bildirilmiş, bunun üzerine de Park Teknik, ocağı işletmekten vazgeçmiştir. Tüm sanıkların, olayın yangın nedeniyle meydana gelmediğini ısrarla savunmaları, şirketin maddi zararı üstlenmek istememesinden ileri geliyor" diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan işletme müdürü Akın Çelik'in avukatı Yusuf Koçyiğit'in, savunmasında, olaydan iki gün önce "Diren Soma" adıyla internet sitesi kurulmasını, "ocağa sabotaj ihtimali" kanıtlarından biri olabileceğini iddia ettiğini hatırlatan Kozağaçlı, "Sabotaj ihtimali araştırılsın. Olaydan 6 ay önce CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, 2008'de Prof. Dr. Bahtiyar Ünver'in hazırladığı raporla 'Bu ocak yanıyor, üretime uygun değil' demiş, kaza gerçekleşmeden 200-300 kişi 'felaket olacak' demiş. Bu tezi sevdik, bizce de araştırılsın" ifadelerini kullandı.
Avukat Zeynel Balkız da açtıkları dava sonucu Danıştay 1. Dairesinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının kamu görevlileri hakkında soruşturma izni vermemesine ilişkin, "ön rapor hazırlanıp konunun yeniden değerlendirilmesi" yönündeki kararının, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına ulaşmadığını kaydederek, bunun, Cumhuriyet Savcılığınca soruşturulması talebinde bulundu.
Avukat Eren İşler de ismini vermek istemediği bir avukatın, birçok şehit yakınından vekaletname aldıktan sonra ilk gün, sanık avukatı olarak duruşmaya katıldığını iddia ederek, söz konusu kişinin, davadan çekilmesi gerektiğini ifade etti.
"Kara Murat benim"
Müşteki avukatı Can Atalay da düşük maaşla çalışan tutuksuz sanıklardan, "Kara Murat benim" diyerek gerçekleri açıklamasını beklediklerini ancak sanıkların, şirketi savunmak adına "Kara Murat"lık yaptığını öne sürdü.
Sanıkların, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından yargılanan Nazi subayları gibi, "Bize verilen görevi yerine getirdik" savunmasını yaptıklarınıiddia eden Atalay, "Bugün çıkar amaçlı suç örgütü konuşuyor olsaydık, başka ne konuşurduk" dedi.
Duruşmada, ayrıca Türk Tabipler Birliği, DİSK ve KESK de avukatları aracılığıyla müdahillik talebinde bulundu.
Madenci yakınları, duruşmada, "Evlatlarımızı yaktınız, siz de yanın", "Katiller" diye tepki gösterdi. Duruşmaya öğle yemeği arası verildi.
Sanıklar hakkında istenilen cezalar
Davada, tutuklu 8 sanık, "olası kastla öldürme" suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan da 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle yargılanıyor.
Tutuksuz 37 sanıktan 12'sinin "taksirle birden fazla kişinin ölümüyle birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarının istendiği davada, 25 tutuksuz sanığa ise bu suçları "bilinçli taksirle" işledikleri gerekçesiyle aynı aralıktaki ceza süresinin, üçte birden yarısına kadar artırılarak uygulanması talep ediliyor.
AA