Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin öldüğü facianın hemen ardından Çağdaş Hukukçular Derneği adına bir grup avukat, olayda ihmalleri bulunduğuna inandıkları müfettişlerin de soruşturulması için, hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na başvurdu, hem de savcılığa suç duyurusunda bulundu.
İlk soruşturma talebine izin vermeyen bakanlık, itiraz üzerine Danıştay'ın başvuruyu kabul edip kendilerine göndermesine rağmen bir kez daha gerekli izinleri vermedi. Yeniden Danıştay'a itirazda bulunan ÇHD adına açıklama yapan Avukat Ceren Uysal, “Soruşturmanın önü kesilmeye çalışılıyor. Çünkü çorap söküğü gibi alttan yukarıya en tepelere kadara çıkacağını herkes biliyor" dedi.
Soma'da geçen yıl 13 Mayıs'ta meydana gelen faciada, 301 madenci öldü. Olayın hemen ardından, ilçeye de giden Çağdaş Hukukçular Derneği adına bir grup avukat, facianın meydana gelmesinde ihmalleri bulunduğuna inandıkları müfettişlerin de soruşturulması için, hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na başvurdu, hem de savcılığa suç duyurusunda bulundu. Bu başvuruyu inceleyen bakanlık savcılıktan da gelen benzer yöndeki soruşturma talebine izin vermedi. Bunun üzerine soruşturmanın yapılmasını sağlamak için ÇHD avukatları, bu kez Danıştay'a itirazda bulundu.
PERSONELİMİZİ SUÇLU ÇIKARTACAK BİR GELİŞME ORTAYA ÇIKMADI
İtirazı yerinde bulunan Danıştay, soruşturma açılabileceği kararını bakanlığa iletti. Ancak bakanlık, bir kez daha soruşturmaya izin vermedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, izin vermemesini de ilginç bir gerekçeye dayandırdı. Bakanlık gerekçesinde, ön inceleme için 45 gün süreleri olduğunu, bu süre içerisinde incelemelerini yaptıklarını, daha önceki bilirkişi incelemelerinde de zaten konu ile ilgili net bir bilgiye ulaşılamadığı, eksiklik tespit edilmişse de, kaza ile eksiklikler arasındaki illiyet bağının kurulamadığına, yer verildi.
AVUKATLAR, MÜFETTİŞLERİN PEŞİNİ BIRAKMADI
Bakanlıktan soruşturma talebine ikinci kez olumsuz yanıt gelmesine rağmen avukatlar, mücadelelerini bırakmadı. Bir kez daha Danıştay Birinci Dairesi'ne itirazda bulundu. ÇDH avukatları adına Danıştay'a gönderilen itiraz dilekçesinde, “Bakanlığın ilgili kurulu bu katliamı bir afet, fıtrat, kader gibi göstermekte o denli ısrarcıdır ki, bu kez de bir üst derece mahkemesinin kararına uymaktan kaçınarak ve usule ilişkin esası hiç de ilgilendirmeyen gerekçelerle 'Hayır, ben bünyemdeki personeli soruşturmanıza izin vermeyeceğim' demiştir. İlgili karar içeriğinde gerekçeler oldukça kısa ve özensiz, 301 işçinin katledilmiş olmasının ağırlığı ile uzak yakın ilgi barındırmamaktadır. Bakanlık idari işlemin en üst düzey denetleme merci tarafından verilmiş olan bir yargı kararını uygulamaktan kaçınmaktadır. Bunu yaparken de, '45 gün içinde ancak bu kadar inceleme yapılır' gibi abesle iştigal bir gerekçeye sarılmaktadır. Bu anlamda TCK kapsamında açıkça suç işlenmektedir. Denetim Mahkemesi'nden beklentimiz, itirazın değerlendirilmesinin yanı sıra, burada işlenen suça ilişkin olarak da gerekli yasal prosedürü işletmesidir. Bakanlık, birkaç saat içerisinde ölen 301 kişinin ölümleri karşısında sorumluluğa ilişkin bir tartışmaya 'ama 45 günümüz var', 'ama konu karmaşık' diyerek geçiştirmek istemektedir. Bu kabul edilemez" denildi.
İtiraz dilekçesinde ayrıca, “Konunun kendisi ile doğrudan ilgili bir bakanlıktan beklenen gerekirse o 45 gün içinde bütün başka işleri güçleri bir kenara bırakarak, gerekli personeli istihdam ederek, tüm kaynaklarını kullanarak, bünyesindeki personelin soruşturulmasına çekinmeden sadece bu konu ile ilgilenmektir. Tarafımıza yapılan 'soruşturma izni verilmemesi' kararı hukuksuzdur. Bakanlığın süre ya da karmaşa gibi bir gerekçe ile 'yargı kararını uygulamaktan kaçınma hakkı' bulunmamaktadır. Bu husus kuvvetler ayrılığı ilkesine de aykırı olup, yarayacağı tek şey Soma'daki katliamın arka planındaki gerçeklerin gizlenmesi olacaktır. Bunun için bakanlığın 'Soruşturma izni verilmemesi' kararının iptaline karar verilmesini talep ederiz" talebinde bulunuldu.
ÇORAP SÖKÜĞÜ GİBİ ÜST MAKAMLARA ÇIKACAĞINI BİLİYORLAR
Yeniden Danıştay'a itirazda bulunan ÇHD adına Avukat Ceren Uysal, bu yöntemlerle soruşturmanın önünün kesilmeye çalışıldığını söyledi. Ceren Uysal, "Bu suçun örtbas edilmesidir. Şüphelilerin, yargının önünden kaçırılmasıdır. Gerçekten, Çalışma Bakanlığı'nın yapması gereken, soruşturmaya dahil edilmesidir. Zaten personelin, suçları yoksa aklanırlar. Ama şu biliniyor, hiyerarşik sistem var. Alt kademelerden başlandığı zaman yukarıya kadar gidecek, bu biliniyor. Bakanlığın en tepesini de ilgilendiren bu durumun, çorap söküğü gibi ilerlememesi için, engellenmek isteniyor. Bakanlık, kendisini Danıştay'ın önüne getirip kararı uygulamıyor. Burada yaşadığımız bakanlık 'ben yargı kararını uygulamayacağım' diyor. Böyle bir keyfilik yok. O mahkemenin kararı uygulanmak zorunda. Sorumluluklarında, en ufak şüphe olanlar için izin vermeleri lazımdı" dedi.
DHA