“Mavi Marmara Şehitleri’ avukatlarının yaptıkları açıklamada “Müvekkillerimizin haklarının iki ülke yetkilileri arasında siyasi pazarlığa konu edilmesi kabul edilemez” denildi.
Avukatların yaptığı açıklamadan satırbaşları şöyle:
Öncelikle, Mavi Marmara gemisinde saldırıya uğrayan ve mağdur olan tüm gerçek ve tüzel kişiler ile şehit ailelerinin hakları tarafımızca dünyanın birçok ülkesindeki mahkemelerde dava konusu edilmiştir. Bu davalar gerek uluslararası gerekse ulusal yargı mercilerinde ciddi aşamalar kat ederek ilerlemektedir. Saldırgan İsrail’in, bu dava ve soruşturmalardan kurtulmak için oldukça ciddi çabalar (talep, ikna, şantaj, korkutma, caydırma, ülkelerde kanun değişikliğine ikna dahil birçok yöntem) gösterdiği herkesin malumudur. Bilinmelidir ki, davalara ve soruşturmalara etki edecek tek yetkili merci müvekkillerimiz ve avukatlarıdır. Mağdur müvekkillerimizin haklarına ve yargı sürecine her kim müdahil olursa, ağır bir vebâl ve mesuliyeti üzerine almış olacaktır. Türkiye tarafının, biz şehit ailelerine ve mağdur yolculara danışmadan davaları pazarlık konusu yapması, bir hukuk devletinde kabul edilebilir değildir. İsrailli komutanlar hakkında devam eden ceza davamız ve tüm diğer hukuki süreçlerden tazminat karşılığında vazgeçeceğimiz iddiasını, bizlere yapılmış bir hakaret olarak görmekteyiz” şeklinde beyanda bulunmuşlardı. Müvekkillerimizin İsrail’e karşı tavrı, olayın vukuundan bu yana istikrarlı bir şekilde yukarıda beyan ettikleri şekildedir. Ayrıca mağdur avukatları olarak birkaç hususta da Türkiye Hükümeti’ne hatırlatma ve uyarı da bulunmak isteriz. Şöyle ki; İsrail’in, takip ettiğimiz davaların nihayete erdirilmesini, iki ülke ilişkilerinin normalleşmesinin ön şartı olarak ileri sürdüğü bilinen bir gerçektir. Bu davaların hiçbirisinden hiçbir şekilde vazgeçmemiz söz konusu olamaz. Böyle bir durum hukuken de mümkün değildir. İsrail ve saldırıya katılan İsrailli saldırganlar, müvekkillerimize verdiği tüm zararları madden ve manen tazmin etmek zorundadırlar.
Ekrem Özden / Yeni Asya
Haber Merkezi