Ahmed Feyzi Efendi'nin, Üstad Bediüzzaman’ın bir çok mektubunda bahçi geçmiştir. Bediüzzaman'ın tabiriyle “Risale-i Nur’un avukatı” olan Ahmed Feyzi Ağabeyden, Bediüzzaman bir mektupta şöyle bahseder:

RİSALE-İ NUR’UN AVUKATI

‘’Risale-i Nur’un avukatı ve Aydın havalisinin Hasan Feyzi'si ve o civarın bir Hüsrev'i kardeşimiz Ahmed  Feyzi, üç seneden beri Sikke-i Tasdik-i Gaybi’nin Risale-i Nur’a verdiği yüzer işaretle tasdiklerini, tam bir  kat’î bürhan olarak hem hadislerden, hem âyetlerden mana ve cifir muvafakatleriyle Risale-i Nur’un şahs-ı manevisini pek kuvvetli bir surette ispat ediyor. Risale-i Nur’un şahs-ı manevisinin bir mümessili olan Nur  şakirtlerinin şahs-ı manevisine bazı işaret-i hadisiyeyi, Nurun tercümanına veriyor. Hakikat ise, tercüman, bir derece telif itibarıyla, o şahs-ı manevinin bir nevî mümessili olmak itibarıyladır. Yoksa haddim ve hakkım değildir ki, ben o kudsî işarete medar olayım.” (Emirdağ Lâhikası, s. 238)

Üç Feyzi’den biri olan Ahmed Feyzi’den lâhikaların bir çok yerinde bahsedilir:

“Hem ona (Hasan Feyzi), hem Risale-i Nur’un avukatı Ahmed Feyzi’ye ve arkadaşlarına ve eski kahraman kardeşlerimizden Şefik’e çok selâm ve duâ ediyoruz.” (Emirdağ Lâhikası, s. 54)

Kastamonu Feyzi'si gibi Nurlara hizmette kabiliyet kazanmış, ihlâs ve sadakatle çalışan nerede bir Nur kahramanı varsa Bediüzzaman Hazretleri onları âdeta canı gibi sevmiştir. Ahmed Feyzi’ye hitaben yazdığı başka bir mektupta  ise şöyle der: “Ahmed Feyzi’nin de inşaallah Kastamonu Feyzi'si gibi bütün kuvvetiyle Risale-i Nur’a  çalışacak bir azim ve karar suretinde mektubunu telâkki ediyoruz. Fakat mahviyeti ve tevazuu pek fazla ve  istedikleri de pek fazla ve mektubundaki duâları da güzel olduğundan daimî duâmızda buranın Feyzi’siyle omuz omuza girdi.” (Kastamonu Lâhikası, s. 93)

…….

Nur’un kahramanlarından Ahmed Feyzi’ye hitaben Bediüzzaman'ın yazdığı “selâm” şöyledir: “Hususan Ahmed Feyzi’ye ve Denizli Hapsindeki kardeşlerimize ve hakkımızda adalete çalışanlara binler selâm...” 

(Emirdağ Lâhikası, s. 128)

1898 senesinde Isparta Uluborlu ilçesinde doğan Ahmed Feyzi Kul Ağabey 16 Ekim 1972’de Antalya'da vefat etmiştir. Mezarı Selçuk- Çamlık’tadır.

Ahmet Feyzi Kul'un vefatı sonrası

17 Ekim 1972 tarihli Yeni Asya'da yayınlanan vefat haberi şöyledir: 

"İslam'ın fedakar bir hizmetkarı Ahmed Feyzi Kul dün sabaha karşı vefat etti.40 senedir Kur'an'a ve imana hizmet eden Ahmed Feyzi Kul, dün (16.10.1972 günü) sabaha karşı misafireten gittiği Antalya'da tansiyon yükselmesi neticesi, Rahmet-i Rahmana kavuşmuştur. 

1944 Denizli, 1948-49 Afyon Ağır Ceza mahkemelerinde vatan ve miletin saadret ve selametine medar, birlik ve baberelik ruhunu temin eden, İslami imanın bir naşiri olan Risale-i Nur ve muhterem müellifini müdafaalariyle, imanlı günüllerde daima yadedilecek ölmez bir hatıra bırakmıştır.

Son anına kadar daima iman ve Kur'an hakikatlarıyla iştigal etmiş, ancak İslam için yaşamak isteyen bahtiyar bir ruh idi.Kendisine Cenab-ı Hak'dan sonsuz rahmet ve mağfiretler niyaz eder, bilhassa mübarek Ramazan'ın feyz-i daimisiyle ruhuna nurlar yağdırmasını dileriz.

Merhumun cenazesi 17.101972 Salı günü (bugün) öğle namasını müteakip İzmir Aydın asfaltı üzerinde bulunan Çamlık'ta defnedilecektir."

İstanbul - Yeni Asya

***

Okumak için tıklayınız:

'Risale-i Nur’un avukatı' Ahmed Feyzi Kul Ağbaey Hakkında