Gazeteci yazar Ali Bayramoğlu, 16 Nisan'daki referandumun Türkiye için tarihi bir sınav olacağını söyledi.
27 Mart 2017 tarihinde www.al-monitor.com'da yayınlanan yazısında Bayramoğu, "Referandum Erdoğan’ın istediği istikamette sonuçlanırsa ne olur?" sorusuna cevap aradı. İlgili yazının bir bölümü şöyle:
16 Nisan referandum kampanyası pek çok yönüyle Türk siyasi tarihinde ayrı ve önemli bir sayfa oluşturacağa benzer. Zira kampanya Erdoğan’ın keyfi ve otoriter eğilimini, şahsi ve otoriter bir kurumlaşmaya dönüştürme gayretinin, “milliyetçi popülist düzen”e doğru yol almasının ipuçlarıyla dolu. (...)
Bu koşullarda referandum Erdoğan’ın istediği istikamette sonuçlanırsa ne olur? Erdoğan, çok büyük bir ihtimalle böyle bir durumu 15 Temmuz sonrası keyfi uygulama ve politikaların onaylanması olarak ilan edecek, hatta olağanüstü rejimi sıradanlaştırmanın vesilesi haline getirecektir. Bunun ipuçları Cumhurbaşkanı’nın “16 Nisan aynı zamanda 15 Temmuz'un bir cevabı olacaktır. 15 Temmuz'a önemli bir çıkışı olacaktır” sözlerinde gizlidir.
Erdoğan’ın referandumdan galip çıkması halinde ülkenin Avrupa Birliği’yle gerilen ilişkileri büyük ihtimalle donma noktasına gelecek. Erdoğan bunu kendi açısından “16 Nisan’dan sonra AB’yle ilişkilerimizi gözden geçireceğiz. AB üyelik süreciymiş, geri kabul anlaşmasıymış artık hiçbiriyle bizi tehdit edemeyecekler, bitti o işler” sözleriyle şimdiden ilan etmiş bulunuyor. (...)
Şimdi kritik soru şu: Bu keskin ihtimaller de dikkate alınırsa, Erdoğan’ın dili, kampanyası ve gidişi Türk toplumunu, en azından çoğunluğunu peşinden sürükleyecek mi? Bu konuda, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) için pek çok çalışma yapan araştırma kuruluşu ANAR’ın Genel Müdürü İbrahim Uslu’nun birkaç gün önceki görüşmemizde söylediklerine kulak vermek gerekir: “AKP ve Erdoğan’ın kampanya dili, Almanya ve Hollanda’yla yaşanan kriz ve benzerleri, Erdoğan politikalarına mesafe alan muhafazakâr kitle için yeterince ikna edici olmadı. Üç ay önce ‘hayır’ ve ‘evet’ oyları başa baş durumdaydı. Bugün hala başa baş. Fikrini beyan etmeyen suskun ve gizli hayırcıları dikkate alırsak ‘hayır’ oyları at başı önde görünüyor.”
Şu açık: Referandum sadece bir anayasal sistem tercihi için yapılan bir oylamadan ibaret kalmayacak. Muhalifi ve muhafazakârıyla Türkiye toplumunun otoriter gidişe dur deyip demeyeceğinin tarihi sınavı ya da kritik anı olacak.
Haber Merkezi