PROF. DR. EROL KÜRKÇÜOĞLU: 1915 olayları, barış yoluyla çözülsün
Atatürk Üniversitesi Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu, “Ermeni bilim adamlarına artık şu gerçeği söylemek lâzım. Bu mesele tarihi bir mesele. Bu mesele siyasi ve iktisadi bir mesele değil. İki tarafın tarihçilerinin bir araya gelip, bu işi tarihî açıdan çözmeleri lazım. Karşılıklı belge alış verişi olabilir, karşılıklı bilimsel anlamda tartışma olabilir” dedi.
Kürkçüoğlu, yaptığı açıklamada, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde çalışmaları sürdürdüklerini belirterek, bazı illerde çok sayıda kazı gerçekleştirdiklerini söyledi.
Şu ana kadar Iğdır’da Hakmehmet, Oba, Gedikli kazıları, Van’da Zeve kazısı, Erzurum’da Yeşilyayla, Timar, Alaca ve Tepe köylerinde kazılar yaptıklarını belirten Kürkçüoğlu, bölgede çok sayıda Müslüman Türk’ün katledildiğinin belgelerle ispatlandığını vurguladı.
Çalışmaların büyük bir hız kazanacağını vurgulayan Kürkçüoğlu, şunları kaydetti: “Erzurum’un Börekli köyünde de bir kazı çalışması yapacağız. 2015’in mart ayında kazı çalışmalarına başlayacağız. Çünkü orada iki ayrı yerde, bir tarafta kadınlar, bir tarafta erkeklerin şehit edildiği alanlarımız var. Bunun ön hazırlığını yaptık. Her iki alanda kazı çalışması yapılması için Başbakanlık Osmanlı arşivlerini, Genelkurmay Başkanlığı arşivlerini taradık. Arşivler, o bölgede bir katliamın yapıldığını ortaya koyuyor. Ön rapor hazırladık. Ankara’da çeşitli bakanlıklardan oluşan kurul var. Oraya başvuracağız. İzin aldıktan sonra yabancı bilim adamlarına da açıyoruz. Yapılan tüm kazılara, yabancı bilim adamları da katılabilir.”
Cepheler gerilediğinde Ermeni saldırılarının yaşandığını ifade eden Kürkçüoğlu, şöyle devam etti: “Ermeni bilim adamlarına artık şu gerçeği söylemek lazım. Bu mesele tarihî bir mesele. Bu mesele siyasî ve iktisadî bir mesele değil. İki tarafın tarihçilerinin bir araya gelip, bu işi tarihi açıdan çözmeleri lâzım. Karşılıklı belge alış verişi olabilir, karşılıklı bilimsel anlamda tartışma olabilir. Mutlaka meseleyi barışçıl yollarla neticelendirmek lâzım. Artık dünyada kin ve nefrete dayalı politikaların kesinlikle gündemde olmaması lazım.”