"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ömer Nasuhi Bilmen'in darbecileri susturan cevabı

14 Kasım 2014, Cuma 09:24
İstanbul, Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Ömer Nasuhi Bilmen Sempozyumu'nda konuşulan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Diyanet İşleri Başkanlı görevine gitirilen merhum Ömer Nasuhi Bilmen'nin darbeciler tarafından ağır baskılara maruz kaldığına dikkat çeken bir konuşma yaptı.

Ömer Nasuhi Bilmen'i rahmet ve minnetle andığını ifade eden Görmez, "Hocamız, bütün diyanet işleri başkanlarının hocası konumundadır. Her bir diyanet işleri başkanının farklı ve güzel meziyetleri olmuştur, fakat iki hocamız var ki bunlar Ahmet Hamdi Akseki ve Ömer Nasuhi Bilmen hocalarımız, bizler itikadı, ibadeti ve ahlakı onlardan öğrendik" şeklinde konuştu.

Kendinden önceki başkanların ne gibi süreçler yaşadığını öğrenmek için özlük dosyalarını incelediğini dile getiren Görmez, şöyle konuştu: "Kendisi nasıl savunma vermiş, ne tür cezalara çarptırılmışlar, ne tür sıkıntılar çekmişler, resmî yazılar üzerinden bunların tamamını görmek mümkün değil. Ama resmî yazıları dahi incelediğimizde sadece Ömer Nasuhi Bilmen hocanın dosyasında önce Milli Birlik Komitesi'ne, sonra Cumhurbaşkanlığı'na, oradan da Diyanet İşleri Başkanlığı'na gelen şikâyetleri dikkate aldığınızda ne tür çileler çektiklerini zaten siz o dosyalardan öğrenebiliyorsunuz. 9 aylık bir Diyanet İşleri Başkanlığı hayatı vardı. Bu 9 ay içinde iki büyük defter. Oralardan da edindiğim bazı hususlar var sizinle onları paylaşmak istiyorum. Ezanı ve namazdaki Kur'an-ı Kerim kıraatinin Türkçe okutulması hakkında Salihli'den Avukat Ahmet Aktürel tarafından orgeneral Cemal Gürsel'e yazılı 2.7.1960 yani 6. ayda başkan oluyor, 7. ayda bu konudaki talepler artmaya başlıyor. 4240 sayılı derkenarla yüksek başkanlığı havale. Yüksek Başkanlık dediği Milli Birlik Komitesi. Ve bera-i tetkik kurulumuza havale buyurulan ilişik mektup mütalaa olunmuştur. Şimdi cevap veriyor, ben mektubun tamamını okumuyorum ama mektup diyor ki 'milletten gelen çok büyük bir talep var. Ezan yeniden değiştirilsin, Türkçeleştirilsin ve camide de ibadetler yeniden Türkçe yapılsın' deniliyor. Buna karşı (merhum Bilmen tarafından) verilen cevap aynen şöyledir, bir paragrafını okuyacağım sadece:

"Ezan sadece bir ilan değil, Peygamberimiz tarafından takrir buyurulmuş olan hususi lafızlarla namaz vakitlerinin girdiğini bildiren kitap, sünnet ve icma ile sabit dini bir ilan ve ilamdır. Peygamberimiz devrinden itibaren her devirde ve her yerde bütün Müslümanlar tarafından aynı lafızlarla okunagelmiş olan ezanı hususi lafızlarından başkasıyla okutmaya kalkışmak, Peygamberimizden, Ashabından ve 400 milyonluk İslam camiasından ayrılmak demektir ki kalbinde uhrevi mesuliyet hissi taşıyan hiçbir Müslümanın buna cüret ve cesaret edebileceğine ihtimal verilemez."

Mücahit Çakır / İstanbul

Okunma Sayısı: 1719
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı