Gazetemiz çalışanları arkadaşımız Nur Ener’in bir an önce hürriyetine kavuşması için duacı.
ÖMER YAVUZYİĞİTOĞLU:
“Nur bizim hakikaten çok çalışkan bir arkadaşımız idi. Yerinde duramayan, yeni projeler üretmeye çalışan, her an iş kovalayan bir arkadaşımızdır. Talihsiz bir durum oldu ama bunun en kısa zamanda olumlu şekilde sonuçlanmak suretiyle, suçsuzluğunun tespit edilmesini ısrarlı şeklide bekliyoruz. Tabii her duruşun bir bedeli olabiliyor. Biz hak noktasında taviz vermeden, bir yayın politikası takip ederek bugünlere geldik. Bugün de aynı şeyi yapıyoruz. Bu defa bizim içimizden bir elemanımız haksızlığa uğradı. Meselenin en kısa zamanda giderilmesini bu haksızlığa son verilmesini umuyoruz ve bekliyoruz. Türkiye’de hakimler vardır meselesi öteden beri altı çizilen bir konudur. Bugün de adliyemiz bu konuyu mümkün olan kısa zamanda olumlu bir şeklide sonuçlandıracağını bekliyor ve umuyoruz. Kardeşimize de sabırlar diliyoruz. Camiamızda son derece üzgündür, camiamıza bu mesele ile sabır diliyorum. Ve sabır ile neticenin sonuçlanmasını bekliyoruz.”
RAMAZAN BAYRAM:
“Nur Hanım kadromuza girdikten itibaren dürüstlüğü ve çalışkanlığı ile verilen vafizeyi zamanında yapması ve dolasıyla her meseleye adapte olması ile tanınan bir yüzü var. İstad edilen suç ile yakından uzaktan ilgisi olmadığını düşünüyoruz. Sonuna kadar üstümüze düşeni yapacağız.”
KÂZIM GÜLEÇYÜZ:
Kendi evlâdım gibi sevdiğim Nur’un bir an önce hürriyetine kavuşup, gözaltı ve tutukluluk sürecinde yaşadıklarını, “içeri”de gördüklerini “gazeteci gözüyle” de bizlerle paylaşacağı anı özlem ve sabır(sızlık)la bekliyorum. O geceden beri kesintisiz devam edip şahs-ı manevînin küllî dua sağanağına karışan dualarımla. Hasbünallahü ve ni’mel-vekil: Allah bize yeter, O ne güzel vekildir...
MUSTAFA DÖKÜLER:
N. Nur Ener, staja başladığı andan itibaren, kabiliyeti, becerileri, sosyalliği ve fedakarlığı ile dikkatimizi çekmişti. Mezun olunca, gazetemize iş başvurusu yapması doğrusu çok sevindirdi bizi. Değerli bir eleman kazanmıştık. Kısa zamanda çalışkanlığı, gayreti, verilen işi en iyi şekilde yapması ve arkadaşları ile uyumu ile takdirimizi kazanmıştı. Benimle yakın çalışır, en ufak merak ettiği konuyu bile benimle istişare ederek yapar. Zaman geçtikçe bir baba-kız, bir abi-kardeş mesabesinde birbirimizle iş ile olsun, şahsî konular olsun dertlerimizi de paylaştık. Elimden geldiğince ailesinden uzak, gurbette tek başına ayaklarının üzerinde durmaya çalışan kardeşime, çalışanım olmaktan çok ağabeylik yapmaya çalıştım. Bazen bazı taleplerini geri çevirdiğimde, “Mustafa abiiii” diye rica tonunda seslenişini özledim. Genç yaşında Medrese-i Yusufiye ile tanışan bu kardeşim, musibetleri tevekkülle kabul edebilen olgunluğa sahiptir. Cenab-ı Allah’tan en kısa zamanda hürriyetine kavuşarak aramıza katılmasını ve her zamanki gibi başarılı çalışmalarını yapması için imkan vermesini dua ediyorum.
M.LATİF SALİHOĞLU:
Nur Hanım Kardeşimiz, Medrese-i Yusufiye’deki tahsilini tamamlayıp Şehadetnâme’sini aldıktan sonra yapacağı hizmetler, çok daha parlak ve daha hayattar olacak ümidindeyim.
İBRAHİM ÖZDABAK:
Mesai arkadaşımız Nur Ener’e verilen bu haksız karar bir an önce düzeltilmelidir. Masum bir tutuklu olarak ömür sermayesinin belki de en kıymetli dakikalarını geçirdiğine inanıyorum. Dualarımız sana ve özgürlüğü elinden alınmış tüm Nurlara. Ayrıca, masa arkadaşın Ülker’in çırpınışlarını görünce O’na bizim yörenin şu manisini söylemek geliyor içimden.
Karadır kaşın ördek.
Yeşildir başın ördek.
Bu göllerde çift idin.
Haniya eşin ördek
FARUK ÇAKIR:
Arkadaşımız Nur Ener’in bir an önce serbest bırakılmasını ve mesleğini icra etmesini istiyoruz. Geç tecelli eden adalet, adalet olmaz. Haklı itirazların dikkate alınmasını ve işinin başına dönmesi bekliyoruz. Duamız bu yönde.
ŞULENUR YILDIRIM:
Nur, çalışkanlığı ve kabiliyetleri ile dergi birimimize de haber ve röportajla her daim destek veren, işten asla kaçmayan örnek bir gazetecidir. Gözaltına alındığı geceden beri yüreğimizdeki sızının adıdır Nur. Bu haksız ve onursuz tutuklamaya, kardeşimiz serbest bırakılana dek tepkimiz sürecektir. Nur’u özlüyoruz, ona özgürlük istiyoruz. Şulenur Yıldırım
ERNAİL KANTAR:
“Yeni Asya Gazetesi’nin tarihinde görülmemiş olan bir olay Nur Ener’e yapılan muamele. Çünkü şimdiye kadar bütün yapılan yanlış muameleler erkeklere yapılmıştır. Hiç kadınlarımıza yapılmamıştır. Hele ‘başörtülü bacım’ diyenlerin zamanında bunun yapılması kendilerince uygun olmayan bir davranıştır. Bizce zaten uygun değil. Bunu nasıl izah edebilecekler ben merak ediyorum. Allah’ın huzura geldiklerinde bunun mutlaka hesabını verecekler. Ama şimdiden düşünseler daha iyi olur kendileri için…”
ÜLKER YILMAZ CABA:
Nur seni çok özledik ve biran önce gelmeni bekliyoruz. Haksız bir muameleyle karşılaşman hepimizi çok üzdü. Ama daha da güçlendik, kararlılığımız arttı senin ve tüm mağdurların mağduriyetleri sona ersin diye mücadele edeceğiz. Sevgili oda arkadaşım masan ve bilgisayarın seni bekliyor. Oradan daha güçlü çıkacağına inancım tam Allah hepimizin yardımcısı olsun.
İREM DEMİR:
Sevgili Nur; Aklımda, kalbimde ve duamdasın!
Hep söylerdin ya; Allah Adildir diye. Biliyorum ki; Rabbim adaletiyle muamele edecek. Özgürlüğü seversin. Prangalar, parmaklıklar sana asla engel ol(a)mayacak!
İnanıyorum; en kısa zamanda aramızda olacaksın.
SEYHAN ŞENTÜRK:
Seni alıkoymaları senin başarılarını köreltemez, aksine seni daha da yüceltir... Nur seni çook özledik ve bir an önce tekrar aramıza dönmeni Allah’tan temenni ediyorum...
DAVUT ŞAHİN:
Nur bizim kızımız gibi. İki yıl içinde, 10 yıllık tecrübeye sahip bir gazeteci gibi. Araştırır, yazar ve en önemlisi sorardı. İstişareye önem veren bir kalem.
Zaman zaman kendisine bu mesleğin cilvelerinden bahseder dururduk. Prangalar elbette onun mesleğe olan aşkını söndüremeyecek. Daha da bileyecektir.
“Nur”lara parmaklıklar vız gelir.
ABDİL YILDIRIM:
İsmi gibi sureti de nur kardeşim! Senin için bir şeyler yazmamız istendiğinde, bir şair olarak kendimi çaresiz hissettim. Böyle bir durumda ne yazılabilirdi ki? Mesaj yazsam kelimeler yetersiz, şiir yazsam kafiyeler anlamsız gelecek...Senin gibi nurlu birisinin zindanda olmasını aklım almıyor. Öyle bir devirde yaşıyoruz ki, artık buna da şaşırmamak gerektiğini anlıyoruz. Ama “zulüm devam etmez” diyen Üstadımız’ın tasarrufu devam ediyor. İnşallah sen ve senin gibi masumlar da bu tasarruftan hâli değildir. Seninin her gün manşet masasında manen varlığını hissediyoruz. “Birimiz şarkta, birimiz garbta, birimiz dünyada birimiz ahirette de olsak, bir ve beraberiz” hakikatine binaen, ben de diyorum “ birimiz zindanda, birimiz bostanda, birimiz orada, birimiz burada olsak da yine bir ve beraberiz”,
Dualarımız seninle, inşallah en yakın zamanda yine manşet masasında, seni karşımızda görmeyi ümit ediyor, gazân mübarek olsun diyorum.
MURAT SAYAN:
Genç yaşında, üstelik evlenmesine 1 buçuk ay kala, delilsiz, dayanaksız, keyfice, hukuksuzca seni özgürlüğünden mahrum bırakıp cezaeviyle tanıştıranları Allah'a havale ediyor bir an önce serbest bırakılman için duâ ediyoruz. Hakka, hukuka inananlar senin arkandadır. İnşallah en yakın zamanda aramıza döner başarılı, ses getirecek çalışmalara yine imza atmaya devam edersin.
MUSTAFA SAİT ÖNAL:
Nur Ener başarılı bir gazetecidir. Bu ülkede başarılı insanların kafasına her zaman tokmak vurulmaya mı çalışılır?
ADEM ALP:
Nur ener sadece gazetecidir, Yeni Asya’nın darbelerle ve akçeli işlerle işi olmadı, olamaz da...
YASİN AYDIN:
Nur hanımın tutuklanması büyük bir hata. Ben her şeye rağmen Türkiye’de hukukun üstün geleceğine inanıyorum. En kısa sürede bu hatadan dönülmesini bekliyorum. Türkiye 3. sınıf Dünya ülkesi değildir.
SEDAT SERDAR:
Kıymetli kardeşim, mesai arkadaşım Nur...
Beraber çalıştığımız 3 seneden beri senin ne kadar saf, ne kadar temiz bir insan olduğunu müşahade ettim ve de çok iyi biliyorum. Senin suçsuz ve masum olduğuna her zaman şahitlik ederim. Sana bu zulmü ve haksızlığı reva görenler elbet bunun hesabını er ya da geç verecekler. Seni özlüyoruz ve dua ediyoruz. Tek dilediğimiz seni bir an önce aramızda görmek.
YUSUF İPEK:
Nur arkadaşımızı bir an önce aramızda görmek istiyoruz. İnşaallah en kısa zamanda aramıza gelir. Adalet yerini bulur.
ÖMER ÜSTÜN:
Çalışkanlığı ve dürüstlüğüyle mesleğini icra eden değerli çalışma arkadaşımız Nur Ener’in serbest bırakılmasını ve adaletin yerini bulmasını istiyoruz.
KÜBRA ÜNÜVAR:
Nur Ener ablamızın ve diğer gazeteci kardeşlerimizin de haksız yere tutuklanmasıyla anlıyoruz ki ülkemizde adalet de, hukuk da gerçekten kalmamış. Neden insanlar düşüncelerini ifade ettikleri için tutuklanır? Neden demokrasi, hak, hukuk, adalet yok? Neden korku içinde yaşıyoruz? Ne bu sorular biter ne de bu nedenler...Ama üstadımız Bediüzzaman Said Nursi’nin de dediği gibi; bâzan zulüm içinde adalet tecelli eder. Bu vâkıa da adaletin tecelli sine bir vesile olur inşallah.
MERVE İRİYARI:
Kaç gündür sabahları beni kaldıran Ustam olmadığından mı uyku bile kaçıp gidiyor? “ Çekirge bu saate kadar uyulur mu?” Sesine alışınca, alarm bile boş geliyor.”
HABER: ÜLKER YILMAZ CABA