Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Ekonomik verimliliğimizi ve küresel pazarlarda rekabet gücümüzü azaltan yapısal sorunlara odaklanmamız gerekiyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Yakından bildiğiniz üzere bugün, dünya ekonomisinde ve dünya ticaretinde ülkeler, korumacı politikalara daha fazla yönelirken, uluslararası alandaki rekabetçi ortam ve belirsizlikler de gitgide artmaktadır. Bu açıdan ekonomik verimliliğimizi ve küresel pazarlarda rekabet gücümüzü azaltan yapısal sorunlara odaklanmamız gerekiyor." şeklinde konuştu.
Yatırım ortamını iyileştiren ve katma değerli üretimi destekleyen yapısal ekonomik reformları uygulamak için acilen harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Oktay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hedefimiz, hammadde veya birkaç tarım ürünü ihracatına bağımlı kalmaktan ziyade, katma değeri yüksek, etkin bir üretim ekonomisi inşa etmek olmalıdır. Bu kapsamda, ürün yelpazemizi ve özellikle başta İslam İşbirliği Teşkilatı ülkeleri arasında olmak üzere ticaret ortaklarımızı çeşitlendirerek katma değeri yüksek üretim ekonomisi kurma yolunda adımlar atmalıyız. 2017 yılında İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin küresel ticaretteki payı yüzde 9,5 olmuştur. İslam İşbirliği Teşkilatı coğrafyasının dünya nüfusunun yüzde 23'ü civarında olduğunu düşünürsek, dünya ticaretinden aldığımız payın oldukça düşük kaldığı aşikardır."
Fuat Oktay, 2017 yılı itibarıyla yüksek beceri ve teknoloji ağırlıklı ürünlerin İİT ülkelerinin mal ihracatındaki payının yüzde 44 olarak gerçekleştiğini belirterek, "Bu son derece sevindirici bir gelişmedir. Fakat küresel üretim ve ticaretten daha fazla pay alabilmek ve geçmiş kayıplarımızı telafi edebilmek için bu göstergelerin çok daha üzerine çıkmamız elzemdir." dedi.
"İslam toplumu dimdik ayakta kalmaya devam edecek"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, konuşmasına şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın dün yaptığı açılış konuşmasında da vurguladığı üzere, dünyanın içinden geçtiği sancılı ekonomik süreçlerin yanı sıra İslam dünyasının durumu hepimizin yüreklerini dağlamaktadır. Suriye'de, Yemen'de, Libya'da ve Filistin'de oluk oluk Müslüman kanı dökülmekte, dünyanın birçok bölgesinde Müslümanlar zor şartlarda hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Müslümanlar arasında çatışmalar körüklenerek birliğimiz, beraberliğimiz, her anlamda zenginliğimiz ve istikbalimiz hedef alınmakta, İslam ülkeleri içeriden çökertilmeye çalışılmaktadır. Bir taraftan karanlık güçlerin maşası olan terör örgütlerinin isimleri İslam ile yan yana telaffuz edilirken, diğer yandan Müslümanlara yönelik İslam karşıtlığı ve ayrımcılık vakaları tüm dünyada artış göstermektedir. Bu gidişata 'dur' demek bizlerin sorumluluğudur ve bu boynumuzun borcudur."
Müslümanların karşılaştığı her türlü yanlışa karşı birlikte, kardeşçe mücadele etmeliyiz. Mücadeleye yarını beklemeden bugünden başlamalıyız. Bizlerin gayretleriyle, İslam toplumu dışarıdan dayatılan tüm sorunlara rağmen dirayetini koruyarak dimdik ayakta kalmaya devam edecektir."
"Ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik çabalarımızı artırmalıyız"
İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin doğrudan yabancı yatırımlardaki payının 2010 yılında yüzde 10,2 seviyesindeyken, 2016 yılında yüzde 5,3’e düştüğünü belirten Oktay, "Bu pay, 2017 yılında yüzde 7,4’e yükselmiş olsa da potansiyelimizin oldukça gerisindedir. Daha önce de ifade ettiğimiz üzere, özellikle ABD’nin gümrük tarifelerini artırması ve diğer ülkelerin buna karşı yaptığı misillemeler sonucu dünyada giderek büyüyen bir korumacı dalga meydana gelmiştir. Bu dalga, küresel ticareti, üretimi ve refahı ciddi bir şekilde etkilemektedir. Bu bağlamda, söz konusu korumacı dalgaya karşı verilecek en doğru tepki, ticaretin kolaylaştırılması yoluyla maliyetlerin azaltılması, özellikle tarifelerin ve tarife dışı engellerin kaldırılması ve gümrük prosedürlerinin basitleştirilmesi olacaktır. Ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik çabalarımızı artırmalıyız." dedi.
Dünya Ticaret Örgütü ticaretin kolaylaştırılması anlaşmasına daha çok ülkenin taraf olmasının önem arz ettiğini belirten Oktay, "110’dan fazla ülke tarafından onaylanarak yürürlüğe giren Dünya Ticaret Örgütü Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması’nın uygulanması sürecinde, ilgili bütün üye ülkelerimizin aktif katkı vermesi gerektiğine inanıyorum. Gümrükler, ticaretin kolaylaştırılması sürecinin ve tedarik zincirinin en önemli bileşenlerinden biridir. Ticaretin kolaylaştırılması ve güvenli ticaretin temin edilmesi için gümrüklerimizde doğru ve etkin risk yönetimi tekniklerini kullanmalıyız." ifadelerini kullandı.
E-devlet sistemlerinin bürokrasiyi azalttığını, kamu hizmetlerini etkinleştirdiği ve verimliliği de artırdığına vurgu yapan Oktay, sözlerini şöyle tamamladı:
"Birleşmiş Milletlerin e-devlet performans istatistiklerine bakıldığında, İslam Ülkeleri olarak ne yazık ki parlak bir performansa sahip olmadığımızı görülmektedir. Birleşmiş Milletlerin e-devlet gelişmişliği sıralamasında önde gelen ilk yirmi ülke arasında hiçbir İslam ülkesi bulunmamaktadır. İlk 40 ülke arasında ise yalnızca 3 üye ülkemiz yer alıyor. Bu nedenle, İslam ülkeleri olarak, e-devlet sisteminin geliştirilmesine yönelik yoğun bir çalışma içinde olmamız ve işbirliğimizi güçlendirmemiz gerekiyor. Bunun için İSEDAK’ın en doğru platform olduğuna inanıyorum. Gelecek yıl gerçekleşecek olan İSEDAK Bakanlar Oturumunda 'İslam Ülkelerinde Sürdürülebilir Gıda Sistemleri' konusunun ele alınacak olmasını çok isabetli buluyorum. Bunun da İslam Dünyası için yerinde ve zamanında ele alınan bir konu olduğunu düşünüyorum."
AA