Mersin Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Veysel Sarı, minibüs ve taksi şoförlerinin 2005'te esnaflıktan çıkarıldığını, bu nedenle artık denetlenemediklerini anlattı. Sarı, yolcuya bıçak çeken bile olduğunu, ancak hiçbir şey yapamadıklarını söyledi.
Ne üniversiteli Özgecan Aslan’ı katleden dolmuş şoförü Suphi Altındöken’in ne de diğer şoförlerin odalarında kaydı olduğunu, bunun büyük bir güvenlik açığına yol açtığını vurgulayan Mersin Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Veysel Sarı, sistemin doğru işlemediğini öne sürdü.
"Ne oda, ne sendikaları kaldı"
Başkan Sarı, 2005 yılında çıkarılan 5362 sayılı kanunla şoförlerin esnaflıktan çıkarıldığını, bunun büyük bir hata olduğunu söyledi:
“Şoförler, vergi mükellefi değil gerekçesiyle esnaflıktan çıkarıldı, dolayısıyla odamızın üyesi değiller artık. Bizim odamızın adı şoförler ve otomobilciler ama şoförlerimizi bizden aldılar. Peki iyi mi oldu? Biz bunları denetim altında tutabiliyorduk. Şimdi bunların ne odaları var, ne sendikaları var. Bir başlarınalar. Araç sahibi ile şoför kendi aralarında anlaşarak çalışıyor.”
"Denetleyemiyoruz"
Odalarında mal sahiplerinin adına kayıtlı 1583 taksi, 1172 M plakalı minibus, 400 civarında minibüsün olduğunu belirten Sarı, “Taksilerin 4’te 3’ü örneğin şoförlü çalışıyor. Adamların ne isimlerini, ne telefonlarını biliyoruz. Hiçbir kayıtları yok. Yasa kapsamında bir SRC belgesi alıyorlar üniversitelerden, onu da belli bir miktar para karşılığında basit trafik kurallarını içeren bir sınavla alıyorlar. Ne sabıka kaydı, ne kan tahlili şartı yok. Oysa adam psikopat mı, hapçı mı? Yüz kızartıcı suç işlemiş mi, hak getire. Biz denetleyemiyoruz, ama başka kimse de denetleyemiyor” dedi.
"Cebine ehliyeti koyan..."
Sarı, şoförlüğün eskiden bir saygınlığının olduğunu, ancak özellikle bu yasa sonrasında böyle bir şeyden söz edilemeyeceğini savundu.
“Ben 1966’dan beri bu mesleğin içindeyim. Biz yolcuya, özellikle bayanlara özen gösterirdik. Yalnız olduklarında yanlarına erkek oturtmaz, gece saatlerinde korkmamaları için daha duyarlı olurduk. Anamız, bacımız, ablamızdı. Biz bu kültürü bize üye olan genç şoförlere aktarıyorduk. Ancak bu imkanı şimdi elimizden aldılar. Cebine ehliyeti koyan şoför oluyor. En kolay iş, polislikten atılan, emekli olan hiç alakasız, şoförlük kültürünü, örfünü özümsememiş insanlar çalıştırılıyor. Çok şoför var psikopat, yolcuya bıçak çekiyor. Evet itiraf ediyorum bunu. Maalesef durum bu. Suriye plakalı araçlar taksicilik yapıyor. Polis ceza bile kesemiyor, adresi yok, kaydı yok, kuydu yok. Kim olduğu meçhul.”
"Katil meçhul biri"
Özgecan Aslan’ın katil zanlısı şoförün de kayıtsız olduğuna işaret eden Sarı, “TOK kooperatifi Türkiye’nin en eskilerinden. Meslek odası gibi çalışıyor, kendilerince şoförleri kontrol etmeye çalışıyorlar. Onlara da çok yüklenmemek lazım. Ama bu katil ara ara başka şoförlerin yerine çalışıyormuş. Hiçbir yerde kaydı yok. Bir hafta çalışıyor, bir daha yok. Sonra bir ara yine birinin yerine çalışıyor. Son derece üzüntülüyüz, maalesef Mersinimizde ben bunca yıldır ilk kez böyle bir vahşet görüyorum ama denetim mekanizması bize verilmeli. Valilik, belediye, trafik, İl Sağlık Müdürlüğü ve bizden oluşturulacak bir heyetin şoförlük sanatı, örfünü de içeren kurs ya da bir sınavdan geçirilmeli şoförler ve mutlaka kayıt altına alınmalılar. Başka türlü bu olayların önüne geçemeyiz” dedi.