TRT’nin ‘asgarî fırsat eşitliği ve ifade imkânı’ sağladığını savunan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Prof. Dr. İlhan Yerlikaya, erken seçimler için “medyaya sorumluluklar düştüğünü”, basının “objektif” davranması gerektiğini söyledi. 

16 Nisan 2017 yılında gerçekleşen Anayasa Referandumu’nda eşit propaganda zorunluluğuna karşı devletin yayın organı TRT, ‘Evet’ için 28 saat, ‘Hayır’ içinse sadece 1.5 saat ayırmıştı. Devlet televizyonunun bu yanlı yayın politikası RTÜK tarafından hazırlanan raporda da yer almıştı.

Türkiye medyası sahiden çoğulcu mu?

“Türkiye’de Allah’a şükür medyamız çoğulcu bir yapıda” diyen Yerlikaya şöyle dedi: “Avrupa’da bile bu kadar çoğulcu yapı yok. Ülkemizde bin 700 tane yayın yapan radyo, televizyon var. Bunlar değişik mecralarda yayın yapmakta.. Yani çok az oy oranı olan partinin bile neredeyse kendisini anla- tabileceği organlar var. Dolayısıyla liderler kendisini çok rahat ifade edebilecekler.” Doğan Grubunun Demirören’e satılmasını medya kan kay- bediyor’ şeklinde yorumlayan köşe yazarları ve aydınlar da Türkiye medyasındaki son satış hamlesini ‘Tek parti tek adam rejimi için tek sesli medya” olarak değerlendirmişti. 

Gerileme durmuyor

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün her yıl yayınlandığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi raporlarını geçtiğimiz günlerde yayınlamıştı. Raporda ‘Türkiye 2018’de bir önceki yıla göre iki basamak gerileyerek 180 ülke arasında 157’nci sırada yer alıyor’ tesbitine yer verilmişti. RSF Aktivistleri rapor ardından yaptıkları açıklamalarda Türkiye’de tek sesli bir basın olduğunu ve bu yanlışın betonlaşarak sabit kaldığını belirtmişlerdi. 

Aktivist Türkiye’deki seçimlerin demokratik bir ortamda geçmesine tek sesli basının gölge düşürebileceğini belirtmişti.