Medya Etik Konseyi (MEK) Yüksek Kurulu, geleneksel hale gelen ve bu yıl 5.’si planlanan ‘2014 Yılı Medya Etik Ödülleri’ni, medyanın güvenirliğinin halk nezdinde en alt seviyeye inmesini gerekçe göstererek vermeme kararı aldı.
MEK’ten yapılan yazılı açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Medya Etik Ödülleri, Medya Etik Konseyi tarafından 2010 yılından beri düzenli olarak yapılmakta olup geleneksel hale getirilmiştir. 2010 yılında 36, 2011 yılında 72 ve 2012 yılında 46 gazeteci Medya Etik Ödülleri sahibi olmuştur. 2013 yılında ise 52 medya mensubu arkadaşımız, ödül kurulu tarafından ödüle layık görülmüştür. Medyamızda daha seviyeli ve kaliteli yayıncılık yapan medya mensuplarını ödüllendirmek amacıyla 4 yılda toplam 206 meslektaşımıza Medya Etik Ödülleri verilmiştir.
Medya Etik Ödülleri Ödül Yönetmeliği’ne göre, gazeteciler meslek hayatında sadece bir defa ödül alabilmektedir. Medya Etik Ödülü, gazetecinin artık ömür boyu ‘etik’ davranacağına inanarak verilmektedir. Bu ödülü alan medya mensuplarının, meslek hayatları süresince, ‘Basın Meslek ve Etik İlkeleri’ne riayet etmeleri beklenmektedir. Özellikle 17 ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarından sonra, medya kuruluşlarında ve mensuplarında çok ciddi savrulmalar meydana gelmiştir. Daha önceki yıllarda ödül alan meslektaşlarımızın birçoğunun, etik durumunu muhafaza edemediği görülmüştür.
Yolsuzluk soruşturmaları sonrasında kamplara ayrılan Türk medyasının etik değerler yönünden halk nezdinde düşmüş olduğu güven bunalımından dolayı Medya Etik Ödülleri’nin verilmemesi kararlaştırılmıştır. Bu kararın alınmasında en önemli etken, medyanın haberleri topluma ulaştırırken yanlı, asılsız ve olayları çarpıtmaya yönelik yayınlar yapmasıdır. Daha da önemlisi, gazeteciliğin olmazsa olmaz şartı olan ‘Basın Meslek ve Etik İlkeleri’nin hiçe sayılması ve adeta unutulmasıdır.
Bununla birlikte gazeteciler arasında az sayıda da olsa yayın etiğine uygun haber yapan ve yazılar yazanların olmasına rağmen, sonuçta bu kişiler çalıştıkları kurumlarla eşleştirilmektedir. ‘Basın Meslek ve Etik İlkeleri’ne uygun yayın yapanların ödül alması durumunda kurumlarıyla özdeştirildiklerinden, habercilerden ziyade kurumlar ön plana çıkartılmaktadır. Halbuki halk nezdinde güvenilirlik konusunda yapılan araştırmalarda, medya kurumları en son sıralarda yer almaktadır. Bu şekilde kime ödül verilirse verilsin, Medya Etik Konseyi, tarafsızlığını yitirmiş medyanın hedefi haline gelecektir.
Ayrıca 2014 yılında medya kurumları üzerinde idari ve siyasi baskılar had safhaya çıkmıştır. Medya kurumlarına akreditasyon uygulamaları getirilmiş, ayrımcılık yapılmıştır. Akreditasyondan dolayı medya kuruluşları arasında adil bir rekabetin yaşanması da engellenmiştir.
‘HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜNE SINIRLAMA GETİRİLMİŞTİR’
Haber alma özgürlüğüne sınırlamalar getirilmiştir. Yayın yasakları, geçmişte hiç olmadığı kadar artmıştır. Olayların tüm açıklığı ile kamuoyu tarafından duyulması engellenmiştir. Gazetecilerin mesleğini rahatlıkla yapması imkansız hale gelmiştir. Böylesi bir ortamda Medya Etik Ödülleri’nin verilmesi anlamını yitirmektedir.
2014 yılında tüm taraflarıyla medya kurumları ‘Basın Meslek ve Etik İlkeleri’ yönüyle başarısız bir sınav vermişlerdir. Bu gerekçelerle 2014 yılı Medya Etik Ödülleri’nin verilmemesi kararlaştırılmıştır.
2015 yılında medyamızın bu güvensizlik ortamından çıkarak topluma doğru, tarafsız haberler vermesini ve ‘Basın Meslek ve Etik İlkeleri’ne uygun yayınlar yapmasını temenni ediyoruz.”(Cihan)