Can Dündar "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak" tan suçlu bulundu. 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme Erdem Gül'ü de "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak" tan suçlu buldu ve 5 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı "MİT TIR'ları haberi" davasında mahkeme "darbeye teşebbüs" ten beraat kararı verdi.
Mahkeme Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki yurtdışı çıkış yasaklarını kaldırdı.
Mahkeme, Dündar ve Gül hakkındaki "PDY Örgütüne yardım" suçlamasıyla ilgili dosyanın ayrılmasını kararlaştırdı.
14' üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Can Dündar ve Erdem Gül hakkındaki kararların tümünü "oy birliğiyle" aldı.
Can Dündar: İki saat içinde iki suikast yaşadık, biri silahlı, biri yasal
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın şikayetçi olduğu MİT TIR'ları davasında 'devletin gizli belgelerini temin etme ve açıklama' suçlamalarından 5 yıl 10 ay hapis cezası alan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, "2 saat içinde 2 suikast yaşadık" dedi. Dündar, yaptıkları haberin baştan beri suç olmadığını söyledi ve "Karşımızda Cumhurbaşkanı'nı bulduk, savcı gibi davrandı. Tehdit etti, şantaj yaptı, hedef gösterdi. Bu tehditlerden vazife çıkaran birisinin silahlı saldırısına uğradık" dedi.
Dündar, davaya ara verildiği sırada eşi Dilek Dündar'ın kendisine silahla saldıran kişinin kaçmasına engel olduğunu hatırlatarak "Hayatımı eşime borçluyum" dedi.
Dündar'ın açıklaması şöyle:
"Arkadaşlar, kararı öğrendik az önce. Aslında şöyle söyleyeyim 2 saat içinde 2 suikast yaşadık. Biri silahlı birisi yasal. İlk suikasti sizlerin gözünün önünde. İkinci suikast kapalı oturumda gerçekleşti. Bir habercilik suçundan, haber yayınlamak suçundan ben 5 yıl 10 ay, erdem 5 yıl ceza aldı. Bu sadece bizi sindirmeye yönelik değil, o kurşunlar sadece bizi sindirmeye yönelik değil, aynı zamanda sizleri, hepimizi Türkiye basınını yazmaktan konuşmaktan korkar hale getirmiş suikasttir. Bu hukuki bir suikastti. AYM bizi tescil etti, evet bu bir gazetecilik faaliyetidir. dedi. Mahkeme AYM’nin kararını elinin tersiyle iterek bir suç oluşturduğunu söyledi. Biz baştan beri eylemin suç olduğunu söyledik. Karşımızda Cumhurbaşkanı’nı bulduk, savcısı gibi davrandı, tehdit etti, hedef gösterdi, şantaj yaptı, bu tehditlerden vazife çıkaran birisinin silahlı saldırısına uğradık.
"Dilerim bu bir ders olur. Bir daha bir gazeteciyi hedef alırken iki kere gösterir. Haftalardır, aylardır aldığımız tehditlerin, bugün sıkılan kurşunların nedeni bizzat devletin en üst kademesi tarafından hedef gösterilmemizdir. Bugün verilen kararda da devletin en üst kademesi etkili midir, bu soru sonsuza kadar yaşayacaktır.
"Bu baskılar bizi asla yıldırmayacak. Yeter ki bu tehdit diğer basın mensuplarını yıldırmasın. “Yazarsak başımıza bunlar gelir” demesin. Hepimiz cesur olmak zorundayız, kendi mesleğimizi, basın özgürlüğünü korumak için her zamankinden daha cesur olmak zorundayız."
DHA