‘Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ nin yüzde 48.6 “hayır” oyuna karşılık yüzde 51.4 “evet” oyu ile kabul edildiğinin açıklanmasıyla birlikte mahalle olarak adlandırılan iktidar yanlısı yazarlar birbirleriyle atışmaya başladı.
Türkiye’de parlamenter sistemi bitiren “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi”nin yüzde 48.6 “hayır” oyuna karşılık yüzde 51.4 “evet” oyu ile kabul edildiğinin açıklanmasıyla sona eren halk oylamasına giden süreçte, “Evet” ve “Hayır” kampanyalarına iktidara yakın medyanın ileri sürdüğü “AKP içinde ‘gizli hayırcı’lar var” iddiası da damga vurdu. “Gizli hayırcılar” tartışmasında; kuruluş aşamasında eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yakın bir yayın politikası izleyeceği öne sürülen Karar gazetesi ile Hürriyet’in muhazakâr mahalleden transfer edilen yazarları Abdulkadir Selvi ile Akif Beki’nin yanı sıra 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den Star yazarı Ahmet Taşgetiren’e kadar bir dizi isim gündeme geldi.
‘Mahalle’de “Kim Erdoğancı, kim değil” tartışması
Hayatının önemli bir bölümünü Fethullah Gülen ve cemaatinin yakınında geçiren Star yazarı Hüseyin Gülerce, 16 Şubat 2017’de yayımlanan yazısında “sinsi hayırcıların algı operasyonu yürüttüğünü” ileri sürdü. Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi’nin “Evet rüzgârı tersine döndü” başlıklı yazısına göndermelerde bulunan Gülerce, “Sürekli ‘evet’ ile ilgili kafa karıştırıyorlar. Algı yönetiminde rol kapan bir kalem de umulmadık şekilde kılıç sallıyor” diye yazdı.
“İtibarsızlaştırma timlerine karşı ciddÎ bir adım atılmalı”
Karar yazarı ve eski AKP milletvekili Mehmet Ocaktan ise, yayımlanan yazısında “Evet” kampanyasını eleştirdi. Ocaktan “Ne yazık ki AK Parti’nin en büyük talihsizliği, partinin etrafında konuşlanmış bulunan ‘itibarsızlaştırma timleri’dir” görüşünü dile getirdi. Ocaktan’ın bu sözleri, daha sonra “gizli hayırcılık” ile suçlanan köşe yazarları arasında gösterilmesine sebep oldu.
“Hızlı evetçiler, gizli hayırcı avında”
19 Şubat 2017’de yayımlanan yazısında 12 Mart 2010 referandumunda “evet” oyu kullandığı için pişman olduğunu ifade eden eski Başbakanlık Danışmanı ve Hürriyet yazarı Akif Beki de bazı çevrelerce “gizli hayırcı” olmakla itham edildi. 22 Şubat 2017’de bu iddiaya tepki gösteren Beki, “Hızlı evetçiler, ne kadar hızlı olduklarını göstermek için gizli hayırcı avında” ifadesini kullandı. Beki, yazısına “Yoklama kaçağı hayırcı var ama yoklama kaçağı evetçiyi mumla arayın bulamazsınız. Amigo içtimasında boy göstermeyen taraftar, hain hayırcı muamelesi göreceğini biliyor” sözleriyle devam etti.
“Abdullah Gül gizli hayırcı”
Yakın döneme kadar Yeni Şafak’ta yazan Ali Bayramoğlu, 7 Nisan 2017’de Gazeteduvar’dan İrfan Aktan’a yaptığı açıklamada, halk oylamasında kesin olarak ‘hayır’ oyu kullanacağını ifade etti. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında “Bence gizli bir hayırcı” diyen Bayramoğlu, “Erdoğan demokrat değildi. İlk günden itibaren bunu görüyorduk. Ama demokrat olmayan bir adamın İslâmî kesimi sırtına alıp ‘Ben Avrupa Birliği’ne gireceğim, Kopenhag Kriterlerini uygulayacağım’ demesi her halde hafife alınacak bir şey değildi” diye konuştu.
Ceketimizi alır çıkarız
Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan da ‘İslâmcı’, ‘Reisçi’ polemiğine katıldığı köşe yazısında “İslâmcıları AK Parti’den tasfiye etmek istiyor olabilirsiniz. Ama bu sizin güç yetirebileceğiniz bir mesele değildir. İslamcıların AK Parti’den tasfiyesine güç yetirebilecek tek bir isim vardır. O ismin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır ve tasfiye için tek cümlesi yeterli olacaktır. Ceketimizi alır çıkarız. Ne gönlümüz kalır ne hayallerimiz değişir. Fakat Recep Tayyip Erdoğan’dan rol çalarak, onun adına konuşuyormuş gibi yaparak çekmeye çalıştığınız operasyonlar bize sökmez, işlemez” dedi.
“Davutoğlu döneminde ‘gık’ dense ‘Fitne var’ diyenler...”
Sabah yazarı Hilal Kaplan, “Davutoğlu döneminde ‘gık’ dense “Fitne var” diye bastıran bazı köşe yazarlarının bugün ‘En küçük eleştiri susturuluyor’ dediğini savunarak “Açık konuşalım: ‘En küçük eleştiriniz’ falan susturulmadı; gizli ‘hayır’cılığınız ifşa oldu”, “Hayır’ çıksa, ‘Erdoğan kendi etti, kendi buldu’ yazılarınız hazırdı. ‘Evet’ çıkınca, araya kaynak yapma umuduyla ‘O zaman kucaklaşalım’ sakızını çiğnemeye başladınız” ifadelerini kullandı.
“Erdoğan’ın yanındaki adamlarınıza söyleyin...”
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, 18 Nisan 2017’de yayımlanan yazısında “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini”nin yüzde 51.4 “evet” oyuyla kabul edildiğini hatırlatarak “İçimizdeki gizli hayırcı, ikiyüzlü sinsi AKP’liler mutlu oldular mı bilmem. O sizin dost zannettikleriniz yarın sizi de satarlar” dedi. Dilipak, sözlerine şöyle devam etti:”Erdoğan’ın yanındaki adamlarınıza söyleyin, onların ipliği de yakında pazara çıkar. Külliye’de gülücük dağıtanların, sırtlarını döndüklerindeki yüzlerini de görür gibi oluyorum.”
“Mavi Marmara’daki manyak tipler...”
Gazeteci Cem Küçük’ün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AKP başına döndükten sonra “Radikal İslâmcılarla ve Mavi Marmara’daki manyak tiplerle” yollarının ayrılması gerektiğini söylemesi büyük tepki gördü. İsrail komandoları, 31 Mayıs 2010’da ambargo uygulanan Gazze’ye insani yardım götüren ‘Özgürlük Filosu’nun Türkiye bandıralı Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda helikopter ve botlarla baskın yapmış, baskında 9 Türkiye vatandaşı vefat etmiş, 50’den fazla kişi de yaralanmıştı.
Akit: İçimizdeki siyonist deşifre oldu!
Küçük’ün sözlerini Akit gazetesi de “İçimizdeki Siyonist deşifre oldu! Mavi Marmara için skandal sözler” ifadeleriyle haberleştirdi. T’24’ün derlediği habere göre, Akit, haberinde “Te-
levizyonlarda fevri çıkışları ile tanınan ve pek çok sefer ipin ucunu kaçıran Cem Küçük isimli gazeteci gerçek yüzünü deşifre etti. 17-25 Aralık girişimi, 15 Temmuz hain kalkışması ile içimize giremeyen Siyonistler ve yaltakları Cem Küçük üzerinden yeni bir operasyona mı kalkıştı sorusunu akıllara getirdi” ifadelerini kullandı.
“Dindarların parasıyla dindarları düşmanlaştırıyor”
Eski Anadolu Ajansı Genel Müdürü ve Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk, Cem Küçük’ün “dindarların parasıyla dindarları düşmanlaştırdığını” savunarak “Bu insanların taktikleri ve tutumları, FETÖ’cülerle neredeyse aynı” ifadesini kullandı.