Şehit madenci eşi Kaya, söz vermenin başka bir şeye benzemediğini, söz vermenin namus olduğunu kaydetti.

Manisa'nın Soma ilçesinde, 13 Mayıs 2014'te 301 işçinin şehit olduğu ve 162 işçinin yaralandığı maden faciasının ceza davasının altıncı duruşmasının birinci celsesinde verilen arada gazetecilere açıklamada bulunan şehit madenci eşi Naciye Kaya, faciada vefat eden madenciler için verilen şehitlik sözünün yerine getirilmesi istedi.

Bu kaza olduğunda 301 kişi öldüğünde dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faciada ölenlere resmi olarak şehitlik verileceği sözünü verildiğini hatırlatan Kaya, şunları ifade etti: “Verilen söz nere de? Verilen söz tutulsun, söz namustur. Bize bu zamana kadar devletten bir şey gelmedi arkadaşlar. Halkımızdan yardım geldi, halkımız bize sahip çıktı. Halkımız destek oldu, yanımızda oldular. Ama halkın yaptığı bu yardımları, devlet kendi vermiş gibi göstermesin. Bizi yapılan bu yardımları işadamları, halkımız verdi. Dönemin başbakanı ‘şehitlik verilecek’ dedi resmen, onun üzerine de yattılar. Söz vermek başka bir şeye benzemiyor. Söz vermek namustur. Eğer biraz namusları, şerefleri varsa sözlerinde dursunlar.” 

Faciada oğlu Ahmet Güven’i kaybeden baba Kanber Güven de “Bizim çocuklarımızın öldüğünde dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan geldiğinde ‘301 kişinin arkasındayız’ diyordu. Madem 301 kişinin arkasındaydı, hani nerede? Kimler kaldı? ‘Birer tane, ikişer tane ev yaptıracağım, herkesin ailesine vereceğim’ demişti. Hani bu ailelerin arkasında kim kaldı? Hiç kimse kalmadı. O sözlerin arkasında kim kaldı? Şimdi bitti. Biz şehit madenci aileleri baş başa kaldık.”

Faciadan sonra işten çıkarılan bir maden işçisi de işten çıkarılalı bir seneyi geçmesine rağmen tazminatını daha alamadığını söyledi. İşten çıkarılan madenci, “Benim suçum neydi? Ben mi öldürdüm 301 kişiyi.” diyerek tepkisini dile getirdi.