18 yaşında Müslüman olan Avustralyalı Susan Carland, sosyal medya hesapları üzerinden gelen hakaret mesajlarına karşılık olarak UNICEF’e bağışta bulunuyor.
Günümüzde sosyal medya en küçüğünden en büyüğünün günde en az bir kere uğradığı bir alan. Merak, araştırma ya da fikirlerini açıklamak olarak farklı amaçlar için kullanılan bu sitelerde yer alan bölümlerin başında “nefret mesajları” geliyor. Kimimiz, “bu ne demek?” diyebiliriz. Ya da; “Ben duymadıysam çok fazla önemli değildir.” diyerek geçiştirebiliriz. Ama şunu belirtelim ki yapılan araştırmalarda en çok nefret mesajı alan Müslümanlar ve İslamafobi taraftarları nefret mesajları ile akılları karıştırmak için en fazla bu alanda yer alıyor.
İşte bu mesajlara karşı, kötülüğü iyiliğe çevirmek için yola çıkan Susan Carland, herkese Müslümanların kötülüğe iyilik ile cevap verileceğini en güzel şekilde gösteriyor. Susan Carlan, 35 yaşında Avustralyalı bir akademisyen, aynı zamanda bir anne ve yaptığı işlerle konuşulan başarılı bir aktivist. Hıristiyan bir ailenin çocuğu olarak Melbourn’da dünyaya geldi. 17 yaşında dinleri araştırmaya başladı ve 19 yaşında İslâmiyet’i seçerek hayatına yeni bir sayfa açtı.
Her kötülük için UNICEF’e 1 dolar
Avustralya, son yıllarda İslamofobi’nin yaygınlaştığı ülkelerden birisi. Ülkesinde artan bu İslâm karşıtlığına bir çözüm ararken; “terörist yanlısı, kurtçuk beyinli, sarıklıları savunan gerizekâlı” gibi aldığı İslamofobik mesajlar onun harekete geçirdi. Tweet olarak alacağı her nefret mesajı için UNICEF’e 1 Dolar vereceğini bir mesaj ile bildirdi. Bu sayede kötülük, iyiliğe çevrilecekti. 22 Ekim 2015’te paylaştığı bu mesaj ile dediği gibi bağış yapmaya başladı. Bununla beraber mesajlar geldikçe bir çocuğa yardım olurken; bazı duyarlı insanlar da UNICEF’e ulaşarak yüklü miktarda bağış yaparak bu projeyi destekler.
İyi ile kötü eşit değildir
Susan Carle, The Age gazetesinde yazdığı bir makalede: “Kur’ân derki; ‘iyi ile kötü eşit değildir. Kötülüğü daha büyük bir iyilikle kovmak gerekir.’ Gelen mesajları engellemeyi, gizlemeyi, cevaplamayı ve yok saymayı denedim, ama hiçbiri bana Kur’ân’da emredildiği üzere karanlığı ışıkla kovuyormuşum gibi hissettirmedi. Bana atılan her kötü söz kurşunu için dünyada bir iyilik yapmak gerektiğini hissediyordum.” diyerek aslında Müslümanlığın anlamını ve projesini kendi ifadesiyle açıklar. İnancı adına, sevgiyi ve iyiliği en büyük erdem sayan bir dinin mensupları adına harekete geçti ve Müslümanların iyiliğini gösterme fırsatı buldu. Bu yıl Diyanet İşleri Başkanlığı, “Dünyayı İyilik Değiştirecek” teması ile verdiği İyilik Ödülleri’nde Susan Carland, “Kötülüğe İyilik ile Set Kur’ân” sıfatı ile ödül aldı.
Merve İriyarı / İzmir