Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, "Kerbela'nın acısını kalbinin derinliklerinde yaşayan Müslümanlara düşen en hayati görev, Kerbela'yı doğru okumak, doğru anlamak ve doğru dersler çıkarmaktır." dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Muharrem ayı ve Kerbela" konulu mesajında, bütün Müminleri derinden yaralayan Kerbela'nın, bölgesi, kültürü, mezhep ve meşrebi ne olursa olsun bütün Müslümanları tarifsiz acılara gark ettiğini, Hz. Hüseyin'i -Radıyallahu Anh- Müminlerin kalbine nakşederken, ona ve yakınlarına bu zulmü reva görenleri tarihe ve vicdanlara mahkum ettiğini dile getirdi.
***
Aşure Günü’nde neler yaşanmıştır? Neler yapılması tavsiye edilir?
Aşure tefekkürleri
Aşure günü Hz. Hüseyin’e dua günüdür
Aşure Günü’nün fazileti
Aşure Günü’nde neler yapalım?
Risale-i Nur'dan bölümler: Kerbelâ’ya kader noktasından bakmak...
***
Bu yönüyle Kerbela'nın, mazlumların sığınağı Hz. Hüseyin'in -Radıyallahu Anh- şahsında bayraklaşan hak, hukuk, adalet ve merhamet erdemine bağlılığın yürek yakan bir nişanesi olduğunu ifade eden Erbaş, "Kerbela, yeryüzünde zulüm ve nefret yerine merhamet ve muhabbet, düşmanlık ve husumet yerine dostluk ve kardeşlik mücadelesinin destanıdır. Rabbimize giden yolda şehadet, inananlar için asalet, zulme ve zalime karşı kamet, hakkı batıldan üstün tutanlar için her daim bir istikamet muştusudur." ifadesini kullandı.
Erbaş, şöyle devam etti:
"Hüseyni bir tecessüme ihtiyacımızın her geçen gün arttığı, insanlığın gönül havzasının Kerbela'ya dönüştüğü, Yezidi ateşin etrafımızı çepeçevre sardığı bir zaman diliminde, yüreklerimizi yangın yerine çeviren bu elim hadise, esasında büyük bir şuur, feraset ve basiret için trajik bir vesikadır. Bugün Kerbela'nın acısını kalbinin derinliklerinde yaşayan Müslümanlara düşen en hayati ve tarihi görev, Kerbela'yı doğru okumak, doğru anlamak ve doğru dersler çıkarmaktır. Bu açıdan Kerbela'nın bize öğrettiği en büyük mesaj, birlik, beraberlik, vahdet ve kardeşliktir. Dolayısıyla Kerbela, ümmetin her bir ferdinin kalbini birleştirip tek bir kalbe ve tek bir vicdana dönüştürmelidir. Eğer bu mesajı hayata dönüştürmezsek İslam coğrafyasında, hüznün ve matemin en acılı hikayeleri yaşanmaya devam edecektir. Nitekim bugün Halep'ten Yemen'e, birçok İslam diyarında her gün gördüğümüz manzara ve yaşanan acılar, tutulan matemler yüreklerimizi Kerbela'ya çevirmektedir."
"Her daim mazlumdan, doğrudan yana tavır alan bir anlayış yeryüzüne hakim olacaktır"
Kerbela'yı anlamanın Hz. Hüseyin'i iyi tanımak anlamına da geleceğini vurgulayan Erbaş, "Zira onun yolu, Allah'ın elçisi Muhammed Mustafa'nın yoludur. Hz. Hüseyin'i sevmek ise onun şahsında somutlaşan erdemleri ve destanlaşan değerleri yaşama ve yaşatma gayreti içinde olmaktır. Bu ideal gerçekleştiğinde sadakat, vefa, samimiyet gibi ahlaki erdemleri insanlıkla buluşturan, adaleti yücelten, haksızlığa asla razı olmayan, her daim mazlumdan ve doğrudan yana tavır alan bir anlayış yeryüzüne hakim olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Erbaş, Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitleri ile Bedir'den Çanakkale'ye, İstiklal Mücadelesi'nden 15 Temmuz'a, mukaddesat uğrunda, hak-hakikat yolunda en aziz varlığı olan canını feda eden bütün şehitleri rahmet ve hürmetle yad ettiğini sözlerine ekledi.
AA