Kentsel dönüşümün güçlü binalar yapmaktan ibaret olmadığını belirten Kadıoğlu, “Kentsel dönüşüm ile şehirler muhtemel en üst doğal afetlere dayanıklı olarak inşa edilmeli” dedi.
İstanbul’da etkisini gösteren ve sel baskınlarına sebep olan şiddetli yağışların ardından belediyecilik ve alt yapı soruları tekrar gündeme geldi. Uzmanların birçoğu yaşanan durumu tabiatın dengesini bozan betonarme yapılaşmaya bağlarken, kentsel dönüşümde yapılan yanlışlara da vurgu yaptı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “Bugün kentsel dönüşümü sadece ‘güçlü binalar inşa etmek’ olarak anlıyoruz. Kentsel dönüşüm ile şehirler muhtemel en üst doğal afetlere dayanıklı olarak inşa edilmeli” diyor.
Güçlü binalar yapmakla iş bitmiyor
Yaşanan sel felâketinin ardından açıklama Yeni Şafak’a açıklama yapan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “İstanbul, 2009’da Ayamama Deresi’nin de taşmasıyla büyük sel yaşamıştı. Bu sefer benzer durum olmadı, ama yağış miktarı çok yüksekti. İklim değişiyor, ancak önlemler, çözümler değişmiyor. Küresel ısınma kutuplardaki buzulların erimesinden ibaret değil. Bugün kentsel dönüşümü sadece ‘güçlü binalar inşa etmek’ olarak anlıyoruz. Kentsel dönüşüm ile şehirler muhtemel en üst doğal afetlere dayanıklı olarak inşa edilmeli” tavsiyesinde bulundu.
Her yıl tamirata büyük paralar harcanıyor
Kadıoğlu, “Japonlar bin yıllık sel ihtimaline karşı altyapı kurarken, bizde son birkaç yılın ortalamasına göre altyapı kuruluyor. Bir ülkenin kalkınması altyapıdan başlar. Maliyet çok yüksek diye bin yıl çalışacak sistemi kurmayanlar, her yıl tamirata harcadıkları parayla daha büyük harcama yaparlar” diye konuştu.