Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk Basın Konseyi’nin AB ile ortaklaşa düzenlediği ‘Medya ve Etik Konferansı’nda konuştu. Topluma ‘hukuk bilinci’ aşılandığı ve ‘bir hukuk toplumu oluşturulduğu’ ölçüde sağ, esen bir ortama kavuşulacağını vurgulayan Selçuk, şuanda böyle bir ortam olmadığını belirterek, “Takdir edersiniz ki, bu toplantı çok hastalıklı ve çok duyarlı bir dönemde yapılmaktadır. toplumu sağlığına kavuşturabilmenin biricik çaresi, sağduyunun, soğukkanlılığın odağı olan hukuktur” dedi. 

Şeref değeri çiğneniyor

Basın etiğinin de çiğnendiğini belirten Selçuk, “Uzun konuşmaya gerek yok. Basın Yasası’nı lütfen inceleyiniz. Orada nelerin çiğnendiğini görürsünüz. Şeref değeri çiğnenmektedir. Ben ömrümün üçte ikisini ceza ve ceza yargılama hukuklarının uygulaması ve bilimiyle geçirdim. Anladım ki, ‘kendi alınyazısını belirleme ve çevresini biçimlendirme yeteneğini ve kişiliğini kazandıran ruh/güç’ anlamındaki ‘insan şerefi’, herkes ve suçlananlar için en yüce değerdir” şeklinde konuştu.

Yargılama tekeli başka güçlere verilemez

Selçuk Ceza Yargılama Yasası’nda uyuşmazlığı dolaylı çözen, fakat sanık aleyhine kuşkulu durum oluşturan karar verilmesinin yasaklandığına dikkat çekti. Cumhuriyet’te yer alan habere göre yargılamanın başka güçlere aktarılamayacağının altını çizen Selçuk, “Çünkü insanlar yargılanabilirler, ama asla lekelenemezler... Eğer gerçekten bir hukuk toplumu olsaydık bunlara asla izin vermez, tepki gösterirdik. Yargılama tekeli başka güçlere asla aktarılamaz ve bırakılamaz. Hukuk buna izin vermez, veremez. 2003’te Bangalor ve 2005’te Budapeşte’de dile getirilen, Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve HSYK tarafından benimsenen yargı görevi yapanların bağımsızlık, yansızlık, dürüstlük, tutarlılık, eşitlik, göreve bağlılık, yeterlilik ve yaraşırlık değerlerine vurguda bulunan yargı etiği ilkeleri, ne yazık ki, bizzat kimi yargı mensuplarınca çiğnenmektedir.”