Bakan Bozkır, Bakanlıktaki makamında, Finlandiya'nın Ankara Büyükelçisi Nina Vaskunlahti'yi kabulü sırasında gazetecilerin İç Güvenlik Paketi'ne ilişkin sorularını cevapladı.

Güvenlik paketinin uzun zaman önce Bakanlar Kurulu'na geldiğini ve paketle ilgili görüşlerini açıkladıklarını belirten Bozkır, AB Bakanı olarak AB'deki ve Batı ülkelerindeki uygulamaları, AB müktesebatını titizlikle incelediğini vurguladı. Bakan Bozkır, "Paketin içinde AB ülkelerinde uygulanmayan ve AB müktesebatına uygun olmayan hiçbir hüküm bulunmamaktadır" diye konuştu.

Devletin, vatandaşlarını korumak, serbestçe fikirlerini açıklamalarına imkan vermek, fikirlerini açıklarken gösteri yürüyüşü ve toplantı yapmayı arzuladıkları zaman bunun güvenlik altına alınması, rahatsız edilmemesi ve serbestçe gerçekleştirilmesini sağlamakla görevli olduğunu söyleyen Bozkır, paketle bunun yerine getirilmesinin söz konusu olduğunu kaydetti.

Pakette yer alan Jandarma Teşkilatı'nın sivil yönetime bağlanması hususunun uzun zamandır Türkiye'nin arzu ettiği ve gerçekleştirmeyi düşündüğü bir husus olduğuna işaret eden Bozkır, bu durumun AB'nin bütün raporlarında ve beklentilerinde ön sıralarda yer aldığını ifade etti.

Molotofkokteyli ve uyuşturucuyla mücadele

Pakette molotofkokteylinin silah olarak tanımlanmasının da yer aldığına değinen Bozkır, şunları söyledi:

"Dünyanın hemen hemen tüm medeni ülkelerinde molotofkokteyli silah olarak tanımlanmaktadır. Geçtiğimiz yıllara baktığımız zaman 2 binin üzerinde araç molotofkokteyliyle yakılmıştır. 2 binin üzerinde bina da molotofkokteyliyle yakılmıştır. Çok sayıda insan, polis molotofkokteyli saldırılarında hayatını kaybetmiştir. Çok sayıda insan da yaralanmıştır. Dolayısıyla bunu artık silah olarak tanımlamak gerektir."

Bakan Bozkır, uyuşturucu ile mücadeleyle ilgili önemli hususların da güvenlik paketinde yer aldığına dikkati çekti. Uyuşturucunun önlenmesinde arama konusunun önem arz ettiğinin altını çizen Bozkır, şöyle devam etti:

"Okulun etrafından bonzai veyahut başka uyuşturucu maddeler satan bir kişiyi görüyorsunuz. İhbar var fakat arama emri olmadan arayamıyorsunuz. Arama emri gelinceye kadar da bu kişi ortadan kayboluyor. Getirilmek istenen düzenlemeyle mülki amirin takdiri ile bütün polislere değil belli görevde olanlara acil durumlarda arama yetkisi veriliyor. Bunun da sınırları var: Suç üstü olacak. Topluma zarar verecek bir husus olacak. Cinsel saldırı olacak veya çocuklarla ilgili bir konu olacak. Bu takdirde arama emri süratle veriliyor ama 24 saat içinde bu hakimin takdirine sunuluyor. Bütün ülkelerde bu var." 

Bozkır, araç aramalarında da aracı aranan kişiye arama gerekçesine dair belge verileceğini, itirazın ise 24 saat içinde hakim tarafından değerlendirileceğini kaydetti.

Gözaltı süreleri

Pakette gözaltı sürelerinin de düzenlendiğini hatırlatan Bozkır, gözaltı sürelerinin bütün Avrupa ülkelerinde uygulanan şekle döndürüldüğünü açıkladı. "Türkiye'de 24 saat düşünülüyor. Polise 24 saat. Savcı ile birlikte 48 saat. Bu İngiltere'de, Almanya'da aynı şekilde, İspanya'da ise 72 saattir. Bunun da bazı mecburiyetler nedeniyle AB standartlarıyla uyum sağlayacak hale getirilmesi bu pakette öngörülüyor" diye konuştu.

Bakan Bozkır, AB Bakanlığı olarak paketi mecliste etraflıca anlatmak ve muhalefetin kaygılarını gidermek istediklerini de sözlerine ekledi.

AA