Zararına yapılan satışlar vergi ödeyen herkesin cebinden çıkıyor” diyen sektör temsilcileri ve uzmanlar, tanzim satış noktalarının üreticinin sorunlarını çözmediği görüşünü savunuyor.
Türkiye’de son yıllarda yükselen gıda fiyatları, enflasyon artışındaki ana etken olarak ön plana çıkıyor. Ocak ayı enflasyonunda fiyatı en fazla yükselen 20 ürünün 12’si yaş meyve ve sebzeden oluşuyor. Artan fiyatlara karşı pek çok yol denendi, ancak başarılı sonuçlar elde edilemedi. Bu adımların hepsinin fiyat artışlarının sebeplerini ortadan kaldırmaya dönük değil sonuca odaklı olması dikkat çekiyor.
Ürünlerin kooperatifler ve seralardan direkt alınıp maliyetler sübvanse edilerek ucuza satıldığı tanzim satış noktaları yeni bir tartışmaya yol açtı. Bu tartışmaların odak noktasında, üreticinin artan girdi fiyatlarına çözüm bulmadığı, 80 noktada faaliyet gösteren tanzim noktalarının günlük meyve sebze ihtiyacının çok düşük bir düzeyini karşıladığı, üreticiden tüketiciye tedarik zincirinin bozulduğu, zararına satışların yine vergisini ödeyen vatandaşın cebinden çıktığı eleştirileri var.
Seçimde, bunu oya dönüştürme çabası var
Konuyla ilgili DW Türkçe’ye konuşan tarım uzmanı Ali Ekber Yıldırım, işin içerisine siyasetin girdiği görüşünde. Yıldırım, tanzim satış noktalarıyla ilgili, “Şu anki haliyle bir seçim malzemesi olduğunu düşünüyorum. Gıda enflasyonuna hep sonuca bakılarak birtakım çözümler üretilmeye çalışıldı, bunun nedenleri üzerinde çok durulmadı. Bunun sorumluluğunu üstlenmemek için halka ‘Biz fiyatlar düşsün istiyoruz, birtakım spekülatörler bunu engelliyor. Sizin için bununla mücadele ediyoruz’ mesajı veriliyor. Seçimde bunu bir oya dönüştürme çabası var” diyor.
Yiyen de, yemeyen de ödüyor
Yıldırım, zararına yapılan satışların vergi ödeyen herkesin cebinden çıktığını belirtiyor: “Tanzim satış noktalarına ürünler, tarım kredi kooperatiflerinden, komisyoncuların ürün sattığı işlemecilerden getiriliyor. Belli firmalardan hibe gibi alınan ürünlerden de söz ediliyor. Ne olursa olsun burada bir zararına satış söz konusu. Tarım kooperatifi temsilcisi ve bakanlık temsilcisi de söylüyor. Devlet bunu sübvanse ediyor ama bizim vergilerimizle. Yesen de ödüyorsun yemesen de gibi bir noktaya geliyor. Sistem bu şekilde sürdürülebilir değil.”
Çalışanlar belediye işçileri
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör de satışların zararına yapıldığını vurguluyor: “Domatesin 4 liraya üretildiği bir yerde 2 liraya satış yapıyorsun. Tarım Kredi Kooperatifi’ni aracı yaptılar. Hal komisyonu, rüsum parası ödenmiyor. Çalışanlar belediye işçileri, elektrik parası, su parası derdi yok. Fiyatlar otomatikman düşer, hale de aynı şartları uygulasaydınız otomatik olarak düşerdi. Üstelik bu, hepimizin cebinden çıkıyor.”
Bedeli esnafa ödetiyorlar
Bayrampaşa halinden komisyoncu Necmi Akbaş da tanzim satış noktalarında üreticiden 2.65 liraya alınan patatesin 2 liraya satıldığı bilgisini veriyor ve şöyle devam ediyor: “Enflasyonu kâğıt üzerinde düşük göstermek istiyorlar. Bunun seçim yatırımı olduğunu düşünüyoruz. Zararına satış yapıyorlar, bunlar hep milletin cebinden çıkıyor. Ekonomi kötü durumda, böyle giderse daha da kötüye gidecek. Çözüm bu şekilde olmaz, masrafları düşürmek lazım. Ekonomiyi yönetemiyorlar, bunun bedelini esnafa ödetmeye çalışıyorlar.”