Neden aday olduğunu açıklayan SP’nin milletvekili adayı Ahmet Faruk Ünsal, “Milletin devlet karşısında kazandığı en önemli mevzi olan Meclisin göstermelik hale getirilmesine razı değildim, o yüzden referandum sürecinde “hayır” için çok çalıştım” dedi.
Eski AKP Milletvekili Ahmet Faruk Ünsal, 24 Haziran seçimlerinde Saadet Partisi’nin Gaziantep ilk sıra adayı oldu. Türkiye’deki üç sorunu Kürt, Alevi ve Adalet sorunu olarak özetleyen Ünsal, milletvekili seçilmesi durumunda yapacaklarını ve nasıl bir Türkiye hayal ettiğini anlattı. Gazete Duvar’dan Serkan Alan’a konuşan Ünsal, “Türkiye, eşitsiz propaganda koşullarında yapılan ve son derece tartışmalı YSK kararlarıyla kabul ettirilen 16 Nisan rejimi ile Meclisin göstermelik hale getirilmek istendiği, yargının iktidarın sopasına çevrilmek istendiği, yürütme merkezli otoriter bir devlete doğru yüzünü çevirdi maalesef. Milletin devlet karşısında kazandığı en önemli mevzi olan Meclisin göstermelik hale getirilmesine razı değildim, o yüzden referandum sürecinde “hayır” için çok çalıştım, ama sonuç “evet” diye ilân edildi” ifadelerini kullandı.
Şeffaflığın olmamasının sonucu ekonomik çöküntü
Ünsal, “En umutsuz ve imkânsız koşullarda bile her zaman imkânın ışığının bir yerlerde gizlendiğine inanırım. Seçilirsem milletin en önemli mevzii olan Meclisin yürütmeyi denetlemesi konusunda kısıtlı da olsa tüm imkânlarını kullanmak ve imha edilmek istenen bu mevzinin tahkimine çalışmak isterim. Şeffaflığın ve denetimin olmamasının kanaatimce en büyük sonucu ekonomik çöküntü ve adaletsizliktir. Kolu kanadı kırılsa bile Meclisin yine de yapabileceği şeyler olduğunu ve bu şeylerin bir imkân olarak etkin kullanılmamasının bir vebal olacağına inanıyorum. O yüzden milletvekili olmak isterim” diye konuştu.
Barış yurdu olan bir Türkiye isterim
“Nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?” sorusuna Ünsal şu cevabı verdi; “Adaletin, hukuk devletinin ve çoğulcu demokrasinin bütün kurallarıyla işlediği, ifade özgürlüğünün tam kullanılabildiği, eşit ve özgür vatandaşlığın anayasal garantiye alındığı, eğitimli, müreffeh, adil gelir dağılımına sahip, komşularıyla iyi ilişkiler kurabilen barış yurdu olan bir Türkiye isterim. Siyasetin geriliminin düştüğü, sezgi dilinin, uzlaşı dilinin hakim olduğu bir yarın hayal ediyorum. Türkiye’de gerçekten hesap vermeyen, şeffaf olmayan bir soygun ekonomisi var. Hepimizin vergileriyle oluşan ve hükümete emanet olan kamu kaynakları sorumsuzca talan ediliyor. Ben vatandaşların kendi emeklerine, kendi birikimlerine verdikleri değerin bir göstergesi olarak sahip çıkmaları gerektiğini ve sandığa mutlaka gitmeleri gerektiğini düşünüyorum.