İSYANA TEŞEBBÜS DEĞİL, “MİLLET, İRŞAD VE TENVİR EDİLMELİDİR” - “TÜRK-KÜRT BİRDİR, KARDEŞTİR. DAHİLDE KILIÇ ÇEKİLMEZ.” - "LİSAN-I ARABÎ VACİB, KÜRDÎ CAİZ, TÜRKÎ LÂZIM”
Risale-i Nur'dan: Bu kahraman milletin torunlarına kılıç çekilmez
Dahilî çatışmanın yüzüncü yılı
“Kürt Meselesine İnsanî Çözüm Çalıştayı” düzenlendi
İSYANA TEŞEBBÜS DEĞİL, “MİLLET, İRŞAD VE TENVİR EDİLMELİDİR”
Van’da, mezkûr mağarada yaşamakta iken, Şarkta ihtilâl ve isyan hareketleri oluyor. “Sizin nüfuzunuz kuvvetlidir” diyerek, yardım isteyen bir zatın mektubuna “Türk milleti asırlardan beri İslâmiyete hizmet etmiş ve çok velîler yetiştirmiştir. Bunların torunlarına kılıç çekilmez; siz de çekmeyiniz, teşebbüsünüzden vazgeçiniz. Millet, irşad ve tenvir edilmelidir” diye cevap gönderiyor.
Tarihçe-i Hayat, s. 164
***
“TÜRK-KÜRT BİRDİR, KARDEŞTİR. DAHİLDE KILIÇ ÇEKİLMEZ.”
“Yaptığınız mücadele kardeşi kardeşe öldürtmektir ve neticesizdir. Çünkü Türk-Kürt birdir, kardeştir. Türk milleti İslâmiyete bayraktarlık etmiş, dini uğrunda yüz binlerle, milyonlarla şehid vermiş ve milyonlar veli yetiştirmiştir. Binaenaleyh kahraman ve fedakâr İslam müdafiilerinin torunlarına, yani Türk milletine kılıç çekilmez ve ben de çekmem” diye hem cevab-ı red vermiş, hem mücadelesinden vazgeçmesini söylemiştir.

***
"LİSAN-I ARABÎ VACİB, KÜRDÎ CAİZ, TÜRKÎ LÂZIM”
Bedİüzzaman, Münazarat isimli eserinde, din ilimleri ile fen ilimlerinin bir arada okutulmasını hedeflediği ve Diyarbakır-Bitlis-Van hattında kurulmasını planladığı "Medresetüzzehra" isimli üniversite projesinin esaslarını anlatırken, eğitim dili olarak "Lisan-ı Arabî vacib, Kürdî caiz, Türkî lâzım kılmak" şartını zikretmiştir. Cehalet, zaruret ve ihtilâfa karşı da sanat, marifet ve ittifakı tavsiye etmiştir.
***

Risale-i Nur'dan: Bu kahraman milletin torunlarına kılıç çekilmez
Van’da, mezkûr mağarada yaşamakta iken, Şarkta ihtilâl ve isyan hareketleri oluyor. “Sizin nüfuzunuz kuvvetlidir” diyerek, yardım isteyen bir zatın mektubuna “Türk milleti asırlardan beri İslâmiyete hizmet etmiş ve çok velîler yetiştirmiştir. Bunların torunlarına kılıç çekilmez; siz de çekmeyiniz, teşebbüsünüzden vazgeçiniz. Millet, irşad ve tenvir edilmelidir” diye cevap gönderiyor.
Tarihçe-i Hayat, s. 164
* * *
Şark isyanında Şeyh Said ve askerleri Üstadımız Bediüzzaman’ı Şarktaki büyük nüfuzundan istifade için mücadeleye iştirake davet ettiği zaman cevaben demiş: “Yaptığınız mücadele kardeşi kardeşe öldürtmektir ve neticesizdir. Türk milleti İslâmiyete bayraktarlık etmiş, dini uğrunda yüz binlerle, milyonlarla şehid vermiş ve milyonlar veli yetiştirmiştir. Binaenaleyh kahraman ve fedakâr İslam müdafiilerinin torunlarına, yani Türk milletine kılıç çekilmez ve ben de çekmem” diye hem cevab-ı red vermiş hem mücadelesinden vazgeçmesini söylemiştir.
Beyanat ve Tenvirler, s. 152
* * *
Yaptığınız mücadele kardeşi kardeşe öldürtmektir ve neticesizdir. Çünkü Türk-Kürt birdir, kardeştir.

Beyanat ve Tenvirler, s. 153
* * *
Asıl mesele bu zamanın cihad-ı mânevîsidir. Mânevî tahribatına karşı set çekmektir. Bununla dâhilî asayişe bütün kuvvetimizle yardım etmektir.
Evet, mesleğimizde kuvvet var. Fakat bu kuvvet, asayişi muhafaza etmek içindir. [Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. (En’am Suresi: 164)] düsturu ile –ki, “Bir cani yüzünden onun kardeşi, hânedanı, çoluk çocuğu mesul olamaz”– işte bunun içindir ki, bütün hayatımda bütün kuvvetimle asayişi muhafazaya çalışmışım. Bu kuvvet dâhile karşı değil, ancak hâricî tecavüze karşı istimal edilebilir. Mezkûr ayetin düsturuyla vazifemiz, dâhildeki asayişe bütün kuvvetimizle yardım etmektir.
[...]
Hâricî tecavüze karşı kuvvetle mukabele edilir. Çünkü düşmanın malı, çoluk çocuğu ganimet hükmüne geçer. Dâhilde ise öyle değildir. Dâhildeki hareket, müsbet bir şekilde mânevî tahribata karşı mânevî, ihlâs sırrıyla hareket etmektir. Hariçteki cihad başka, dâhildeki cihad başkadır. Şimdi milyonlar hakikî talebeleri Cenab-ı Hak bana vermiş. Biz bütün kuvvetimizle dâhilde ancak asayişi muhafaza için müsbet hareket edeceğiz. Bu zamanda dâhil ve hariçteki cihad-ı maneviyedeki fark pek azîmdir.
Emirdağ Lahikası, 371. mektup
LÛGATÇE:
irşad: doğru yolu gösterme, uyarma.
mezkûr: zikredilen.
müdafii: müdafaa eden.
tenvir: aydınlatma.