İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi, terör suçlarına bakma yetkisi olmadığını belirtti. Daha önce savcılıkta defalarca gidip gelen iddianame bu kez mahkemeler arasında kaldı. 

Dink iddianamesini İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, kabul ettikten sonra birleştirme kararı vererek ana davanın görüldüğü İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. 

İstanbul 5 . Ağır Ceza Mahkemesi birleştirme kararını kabul etmedi. Terör suçlarına bakma görevinin olmadığını belirten mahkeme, söz konusu iddianamede ‘terör örgütü kurma ve yönetme’ suçlamasının da bulunduğunu kaydetti. Terör ve örgütlü suçlara bakmakla görevlendirilen mahkemenin İstanbul 13. ve 14. Ağır Ceza Mahkemeleri olduğunu hatırlattı. 

Ayrıcı kendi davalarında yargılanan sanıklarla, kamu görevlilerine ilişkin açılan davada ortak sanık olmadığını kaydeden mahkeme, ana davada yargılamanın da ileri aşamaya gelindiğini belirtti. Bu nedenle iddianame İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne iade edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi iadeye ilişkin değerledirmesini yapacak. 

İki mahkeme arasında uyuşmazlık durumunda dosya Yargıtay’a gönderiliyor ve Yargıtay hangi mahkemenin bakması gerektiğine karar veriyor. 

İddianame daha önce savcı ve başsavcıvekilliği arasında iki kez gidip gelmişti. Savcının üçüncü kez gönderdiği iddianame bu kez başsavcıvekili tarafından onaylanarak mahkemeye gönderilmişti. 

Savcı Gökalp Kökçü, iddianamenin İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ana dava ile birleştirilmesini talep etmişti. Ancak Başsavcıvekilliği, bu talebe rağmen iddianameyi terör davalarına bakan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. 

İddianamenin başsavcıvekilliği ve savcılık arasında gidip gelmesine, şüphelilerden İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç, eski emniyet müdürü Reşat Altay ve eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’in iddianameden çıkarılmasının istendiği ileri sürülmüştü. 

26 sanığın yer aldığı iddianamede, eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç, eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer, cinayet döneminde İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler de sanıklar arasında yer alıyor.